Kavram cinayetleri!

Biz rahmetli Cemil Meriç'ten öğrendik ki, bir medeniyeti yıkmak ve bir kültürü silmenin yolu önce kadim kavramların içinin boşaltılması ve zamanla da yerine arzu edilen kavramların konmasıdır.Türkiye'de ve dünyanın her yerinde "Cemaat" dendiğinde namaz kılmak için saf tutmuş insanlar ve tabii her mezhebi her tarikatı bir imam arkasında Kıbleye yönelmenin mekânı "Allah'ın evleri" camiler anlaşılırdı.Ne yazık ki artık Türkiye'de "Cemaat" denildiğinde bir "hizip", Vatikan, ABD ve İsrail'le içli dışlı olmuş, peşi sıra AKP iktidarını da sürüklemiş bir "klik" anlaşılıyor. Bu, İslâm'ın "Cemaat kavram" ve "algısına"  yapılan en büyük kötülük değil midir?Son dönemler Türkiye'si cemaat örneğinde olduğu gibi maalesef evrensel ve millî kavramların içlerinin boşaltıldığı bir Türkiye halini almıştır.İçi boşaltılan İslâmi, milli ve evrensel kavramların bir diğeri de "Adalet" kavramıdır. Türkiye'de artık "adalet" demek "ele geçirilmiş mahkemeler" ve "güçlünün haklılığı" halini almıştır. Oysa dünyanın hiçbir ülkesinde "adalet" denildiğinde bunlar anlaşılmaz.  Türkiye'de ayıca adaletin yerine mahkemede aklanmak değil seçimlerden zaferle çıkmak ikame edilmiştir.İçi boşaltılan ve yerine konulan yeni kavramla tanınmaz hale gelen bir diğer evrensel kavram da "demokrasi" olmuştur. Bütün dünyada demokrasi herkesin fikrini özgürce söyleyebildiği, bir kişinin fikrini serbestçe söyleyebilmesi için toplumun tamamının seferber olduğu bir kavram iken?Türkiye'de demokrasi, "seçimi kazananların" her dediğinin doğru kabul edilmesinin icbarı haline dönüşmüş bu zihniyetle ve uygulamayla birlikte "basın özgürlüğü" ve "dördüncü kuvvet" de içi boşaltılan ve yayınlarına hükümet edenlerin doğrudan müdahale ettiği bir resmî hüviyete bürünmüştür. Yine bütün dünyada "ordu", ait olduğu milletin iç ve dış can güvenliğinin teminatı olarak görülürken Türkiye'de "ordu" kavramı da altüst edilmiş ve "ordu" denildiğinde millete ve hükümete kötülük eden mihrak olarak anlatılmış ve algılatır hale getirilmiştir. Türk ordusu alenen suçlanmış, teşhir edilmiş, en büyük komutanı "Terör örgütü üyesi" olarak tutuklanmış, böylece ordu "terör örgütü" konumuna düşürülmüştür.Ve bu yüzyılda dünyada polis denildiğinde vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayan devlet gücü anlaşılırken Türkiye'de polis denildiğinde hükümet tarafından bir cemaate kadrolaşması için tahsis edilmiş bir kamu alanı işler ters gidince de "paralel yapının uzantısı" suçlanarak hükümet gücü ile sürekli sopalanan mağdur bir kitle haline sokulmuştur.Bütün dünyada "terör örgütü" mevcut nizamı silahla tehdit eden ve iç barışın yerine kaosu ikame eden bir "kötülük" olarak kabul görürken?AKP'li Türkiye'de terör örgütü "barışın inşacısı" olarak takdime başlanmış ve bu "iyiliğinin(!)" karşılığı olarak ülkenin bir bölümünü hak ettiği algısı toplumda şeytanca hakim kılınmaya başlanmıştır?* Devlet kavramı değişmiş?* Millet kavramı değişmiş?* Komşu ülke kavramı değişmiş?* Haçlı kavramı değişmiş?* Diyalog kavramı değişmiş?Türkiye, AKP döneminde kadim kavramların içlerinin boşaltıldığı ve yerlerine kalp kavramların ikame edildiği bir Türkiye, hatta Türkiye bile değil, bir toprak parçası, para ile satılabilen bir toprak parçası haline dönüştürülmüştür.Bu, çok büyük ve hatta en büyük bir tehlikedir. Kadim kavramların yerine ikame edilen kalp(azan) kavramları ile bu toprağın insanı hem düşmanını hem kendini tanıyamaz haline gelmiştir, gelmektedir.Kavram cinayetleri tarihin, toplumun, kültürün, medeniyetin kan kaybına sebep olmakta ve adres olarak ölümü göstermektedir?Allah(c.c.) akıbetimizi hayreylesin.