Kıbrıs anlaşmasının kara delikleri- 11

Abdullah Gül'ün sıkıntıları

Abdullah Gül, Bürgenstock'ta sıkıntılı günler geçirmektedir. Gül, "4'lü görüşmeler hem yapılmakta, hem de istenilen şekilde yapılamamaktadır. Topluca yapılan bütün anlaşmaların AB hukuku içine girmesi gerekir" dedi.

Risk içermeyen önerilere açık, onun dışındakilere kapalı olunacağını belirtmeye çalıştı. Varılacak anlaşmaların her iki taraf için de "değiştirilemez" olması gerektiğini belirtmeye çalıştı. Kıbrıs Türk tarafın eğer anlaşmalar büyük çapta olumsuzluk taşımazsa, referandumdan geçirmeye çalışacaklarını söyledi. Rum tarafına yatkın bir karar alınacak olursa, isteklerimiz kabul edilmezse, o zaman büyük bir ihtimalle, Türk tarafından referandumda hayır çıkacağının B.M.'lere bildirdiklerini de söyledi.

Diğer taraftan AB Loizidu davasında olduğu gibi diğer mal ve mülk hak aramalarının önüne geçilmesi için de çare aradıklarını vurguladı. Türkiye'nin bu durumlardan zarar görmemesi için bir formül aradıklarını da izah etti.

(28.3.04)

Annan Planı ekleriyle birlikte 9.000 sayfa tutarında bir plan olmaktadır!

BM Genel Sekreteri Coffi Annan, Tunus ziyaretini ve diğer işlerini iptal edip Bürgenstock'a giderek sonuna kadar orada kalmaya karar vermiş durumdadır. Verheugen ise AB hukuku garantisiyle oraya geleceğini de bildirilmektedir.

De Soto başkanlığında 4'lü yemek yendi. Abdullah Gül, Yunanistan Dışişleri bakanı Petros Moliviadis, Rum Lideri Tasos Papadopulos, Mehmet Ali Talat, Serdar Denktaş ve bazı yardımcıları yemeğe katıldılar.

Türkiye Yunanistan arasındaki güvenlik görüşmeleri sonuç veremedi. Anlaşmadan sonra da asker bulundurma meselesi ve kesin anlaşma, bir sonraki günkü zirvedeki toplantıya kaldı. AB hukuku hakkındaki Brüksel'deki kararı Türk heyetini tatmin etmedi. ABD Dışişleri bakanının, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, İrlanda başbakanları ile AB Konseyi Başkanı Prodi'ye telefon edeceği bildirildi. Erdoğan ve hukuk senedinin hazırlanmasını ve bunu da konseyin onaylamasını istediler.

Verheugen pazartesi geleceğini söyledi.

Abdullah Gül: "Mutlaka sonuç alacağız" dedi. Pazartesi günü mesafe alınacaktır. Buraya sonuç almak için geldik. TC Derogasyonlar (Ayrıcalıklar) konusunda güvence aramaktadır. Anlaşmaların referanduma götürüleceğini her iki taraftan da garanti istedi. Rum tarafı da, Türk tarafı da bunu şaşkınlıkla karşıladı.

(28.3.04 - Mil.)

Bürgenstock'ta kritik günler

Kıbrıs'ı bugünlerde ele almak en aktüel konuların başına uygun hale gelmiş bulunmaktadır. Zaten bir müddet sonra bu konuda yazı yazmanın hiçbir etkisi kalmayacaktır. Çünkü her şey bugünlerde bitmiş olacaktır. Ne yazılabilirse, ne söylenebilirse şimdi söylenmesi gerekmektedir.

Kıbrıs'ın önemi çok büyüktür

Kıbrıs'ın önemi, KKTC için, Türkiye için, NATO için, Rumlar için, Yunanistan için, ABD ve AB için, Doğu Akdeniz için, Ortadoğu için ve kısacası dünya politikaları ve stratejileri için en önemli konulardan biri olmaktadır.

Son derece hızlı işleyen bir zaman dilimi mevcuttur. Anlaşmaların hemen hemen son günlerine girilmektedir. Bugünlerde evetler ve hayırların önemi çok büyük olmaktadır. Arkalarında belki de ömür boyu sürecek sorumluluklar bulunmaktadır. Galiba en önemli birkaç güne girmiş bulunmaktayız. Annan 30 Mart'ta, her iki tarafın fikirlerine müracaat eder. Onları dinler. Bu arada her taraftan telefonlar da gelecektir. Bunlar ABD'den, Powell'dan, belki de Bush'tan, Almanya, Fransa ve daha birçok yerden, devamlı baskılar olacaktır. O gün bu baskıların altında konuşmalar ve değerlendirmeler de yapılacaktır.

Bu durumda müzakereler sona erer ve sonunda bazı rötuşlarıyla birlikte her iki tarafa da kendisinin son şeklini hazırladığı planları Referanduma sunmak için verir ve böylece bütün bu müzakerelerin sonu olumlu veya olumsuz olabilir! Ondan sonra artık halka sunulan bu plandaki, sadece "evet - hayır"lar beklenecektir.

Tabii ki, Referandumlar 24 Nisan'da her iki tarafta da aynı günde yapılacaktır. Türk heyeti şu anda % 75 karamsar % 25 kadar iyimser olarak gözükmektedir. Ama bu durumlar her an değişebilmektedir. Her söz her müdahale, lehte veya aleyhte bir etki yapabilir. Sonunda koskoca bir yavru vatanın aynı zamanda da Türkiye'nin ve Türklüğün kaderidir bu! Vebali büyüktür. Çok ama çok tavizler verildi. Son olarak acaba tümü mü elimizden gidecek ve Kıbrıs'ın ile Anadolu'nun ve Türklüğün büyük bir yenilgisi mi olacak, bunu yakında görmüş olacağız. Şimdilik tek tesellimiz her iki taraftaki referandumda halkımızın ve milletimizin son sözleri olacaktır.