Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada 48 yıldır devam eden ve Rum tarafının uzlaşmazlığı yüzünden sonuca ulaşamayan Kıbrıs müzakerelerinin Kıbrıs Türk halkını usandırdığını belirterek, "BM de usanmışsa bu işi öyle ya da böyle bitirir" diyen KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'na katılmamak mümkün değil.
KKTC’ye ve Türkiye’ye AB’nin uyguladığı baskının binde biri Rumlara uygulanmış olsaydı Kıbrıs’ta şu ana kadar çoktan sorun çözülmüş olurdu. Dolayısıyla Kıbrıs’ta AB’ye göre var olan sorunun çözüme kavuşmaması yine AB’nin taraflı tutumundan kaynaklanmaktadır.
Türkiye ve KKTC masadan kaçan taraf ve anlaşmak istemeyen taraf denmesin diye Rumlarla bu anlamsız müzakereleri ısrarla sürdürüyor.
Aslında Rumların uzlaşmaz tavrı AB tarafından da çok net biliniyor. Ama İşte Rumlarla var olan inanç ortak paydaları, Avrupalıların Türkler haklıdır demelerine engel teşkil ediyor.
Bunu çok iyi bilen Rumlar da tam anlamıyla “tuzu kuru” davranıyor ve bir zerre taviz vermeden hep KKTC’den taviz istiyor.
Şimdi Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi seçilen Kofi Annan’ın o dönemde tamamen Rum yanlısı olarak hazırladığı ve “Annan Planı” olarak bilinen plan Rumlar tarafından reddedilmişti. Çünkü Türkler birçok taviz veriyor olsa da Rumlar bu planla adanın tamamını elde edemiyorlardı. Bundan dolayı Annan Planı'nın reddettiler.
BM’nin hazırladığı planı Rumlar reddettiği halde yine fatura KKTC ve Türkiye’ye kesildi ve şimdi yine müzakere masalarında Rumlara taviz vermeye zorlanıyoruz.
Rumlar asla taviz vermeyeceklerdir.
Buna taviz demek de doğru değil, çünkü KKTC'nin haklarının teslim edilmesi taviz değildir. Müzakerelerde Türk tarafı sadece Adada Türk varlığını garanti altına almak istiyor. Adadaki Türkler tanınsın ve hakları elinden alınmasın mücadelesidir temelde bu. Ama Rumlar bunları bile Türklere vermek istemiyor. Bundan dolayı Kıbrıs müzakerelerinde KKTC’nin verilen herşey tavizdir. Rumlar ise Türklere yaşam hakkı bile vermeye yanaşmamaktadır.
Eroğlu merhum Denktaş ekolünden gelmektedir.
Eroğlu da Ada'da bir çözüm istiyor ancak KKTC’nin bağımsızlığı ilan edildiğinde “ağladım” diyen Mehmet Ali Talat’ın aksine Türklerin tüm haklarını yok sayarak her türlü anlaşmayı kabul etmeyecek bir liderdir.
Cumhurbaşkanı olduğu günden bugüne kadar ortaya koyduğu siyasetle Derviş Eroğlu, KKTC’nin haklarını dört dörtlük savunacak bir lider görüntüsü ortaya koydu.
Denktaş’ın Kıbrıs’ının emin ellerde olduğunu görmek memnun edici...
KKTC’ye ve Türkiye’ye AB’nin uyguladığı baskının binde biri Rumlara uygulanmış olsaydı Kıbrıs’ta şu ana kadar çoktan sorun çözülmüş olurdu. Dolayısıyla Kıbrıs’ta AB’ye göre var olan sorunun çözüme kavuşmaması yine AB’nin taraflı tutumundan kaynaklanmaktadır.
Türkiye ve KKTC masadan kaçan taraf ve anlaşmak istemeyen taraf denmesin diye Rumlarla bu anlamsız müzakereleri ısrarla sürdürüyor.
Aslında Rumların uzlaşmaz tavrı AB tarafından da çok net biliniyor. Ama İşte Rumlarla var olan inanç ortak paydaları, Avrupalıların Türkler haklıdır demelerine engel teşkil ediyor.
Bunu çok iyi bilen Rumlar da tam anlamıyla “tuzu kuru” davranıyor ve bir zerre taviz vermeden hep KKTC’den taviz istiyor.
Şimdi Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi seçilen Kofi Annan’ın o dönemde tamamen Rum yanlısı olarak hazırladığı ve “Annan Planı” olarak bilinen plan Rumlar tarafından reddedilmişti. Çünkü Türkler birçok taviz veriyor olsa da Rumlar bu planla adanın tamamını elde edemiyorlardı. Bundan dolayı Annan Planı'nın reddettiler.
BM’nin hazırladığı planı Rumlar reddettiği halde yine fatura KKTC ve Türkiye’ye kesildi ve şimdi yine müzakere masalarında Rumlara taviz vermeye zorlanıyoruz.
Rumlar asla taviz vermeyeceklerdir.
Buna taviz demek de doğru değil, çünkü KKTC'nin haklarının teslim edilmesi taviz değildir. Müzakerelerde Türk tarafı sadece Adada Türk varlığını garanti altına almak istiyor. Adadaki Türkler tanınsın ve hakları elinden alınmasın mücadelesidir temelde bu. Ama Rumlar bunları bile Türklere vermek istemiyor. Bundan dolayı Kıbrıs müzakerelerinde KKTC’nin verilen herşey tavizdir. Rumlar ise Türklere yaşam hakkı bile vermeye yanaşmamaktadır.
Eroğlu merhum Denktaş ekolünden gelmektedir.
Eroğlu da Ada'da bir çözüm istiyor ancak KKTC’nin bağımsızlığı ilan edildiğinde “ağladım” diyen Mehmet Ali Talat’ın aksine Türklerin tüm haklarını yok sayarak her türlü anlaşmayı kabul etmeyecek bir liderdir.
Cumhurbaşkanı olduğu günden bugüne kadar ortaya koyduğu siyasetle Derviş Eroğlu, KKTC’nin haklarını dört dörtlük savunacak bir lider görüntüsü ortaya koydu.
Denktaş’ın Kıbrıs’ının emin ellerde olduğunu görmek memnun edici...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024