Kıbrıs'ta çözüme AB'den köstek
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında gerilime neden olan konulardan biri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) konusunda yeni bir kriz dönemine girildiğinin işaretleri gelmeye başladı. Ekim 2020'de yapılan genel seçimlerde Ersin Tatar'ın KKTC'nin beşinci cumhurbaşkanı olmasından sonra, KKTC'nin resmi dış politikasında başlayan değişim rüzgârları, AB ve Rumlar tarafından hazmedilecek gibi görünmüyor. Adada 1974 öncesine dönülmemesi için eşit egemenliğin vazgeçilmez olduğuna her fırsatta vurgu yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hemen her açıklamasında Kıbrıs'ta iki eşit egemen devlet varlığının kabul edilmesiyle çözümün sağlanabileceğinin altını çiziyor. Bu bağlamda Türkiye'nin tam desteğini alan KKTC, AB ve Rumların dayattıkları federasyona kapıları tamamen kapatmış durumda. Nisan ayı sonunda İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen 5+1 formatındaki gayri resmi Kıbrıs konulu konferansta KKTC, Birleşmiş Milletler'e (BM) Kıbrıs'ta kalıcı çözüm için 6 maddeden oluşan şu önerileri sunmuştu: "BM, Kıbrıs'ta iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alacak. Bu karar sonrası BM nezdinde zaman limitli bir müzakere sürecini başlayacak. İki devlet arasındaki bu müzakerelerde AB konuları, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemeleri gibi konuları ele alıp, ilişkileri düzenleyecek. Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından desteklenecek, gerekirse AB de gözlemci olarak katılabilecek. Kıbrıs'ta iki devlet bir anlaşmaya varırsa, iki devlet bir birlerini eş zamanlı tanıyacak, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de bunu destekleyecek. Ulaşılacak olan herhangi bir anlaşma eş zamanlı şekilde referanduma gidecek."
İki devletli çözüme AB köstek çıktı
Türkiye'nin desteğini alan KKTC'nin Kıbrıs'ta 'tam eşitlik' temelinde teklif ettiği adaletli öneriler, istisnasız her durumda Güzey Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) yanlısı tavır ortaya koyan AB tarafından destek görmedi. Aslında bu hiç de şaşırtıcı değil, zira AB ve GKRY, Kıbrıs'ta adil bir çözüm değil, Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne düşürecek ve Rumları Kıbrıs'ın tek hakimi yapacak dayatmalar peşinde. Avrupa Parlamentosu'nda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı David Sassoli ve Avrupa Birliği (AB) dönem Başkanlığını yürüten Slovenya Başbakanı Janez Jansa ile ortak basın toplantısında Kıbrıs hakkında açıklamalarda bulundu. GKRY'den bir muhabir von der Leyen'e Kıbrıs'la ilgili bir soru sordu. Soru üzerine açıklamalarda bulunan von der Leyen, Avrupa Birliği'nin bu konuda tek ses olduğunu ve Kıbrıs'ta iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğini söyledi. AB Komisyonu Başkanı, "Bunu bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Biz asla iki devletli bir çözümü kabul etmeyeceğiz. Bu konuda kararlıyız ve tam bir birlik içerisindeyiz" dedi. Ursula von der Leyen ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Temmuz'da KKTC'ye yapacağı ziyareti de dikkatle takip edeceklerini söyledi. Hafta başında AB Konseyi Başkanı Charles Michel de AB açısından Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümün tartışılmasının mümkün olmadığını söylemişti.
KKTC ve Türkiye şimdi ne yapacak?
Rum yönetimine kayıtsız şartsız destek veren AB'den, KKTC'nin Kıbrıs'ta iki eşit egemen devletin varlığını öngören önerilerini 'asla' vurgusuyla kabul edilmeyeceğinin açıklanmasından sonra KKTC ve Türkiye'nin hangi adımları atacağı merak ediliyor. Yeni Mesaj'ın görüşlerine başvurduğu uzmanlar, bu aşamadan sonra geri adım atmanın Kıbrıs'taki KKTC ve Türkiye'nin çıkarlarına telafi edilmesi mümkün olmayan zararlar vereceğini ifade etti. Uzmanlara göre KKTC ve Türkiye'nin bundan sonraki hamlesi KKTC'nin tanınması için ilk adımları atmak olmalı. Pakistan, Azerbaycan, Malezya ve Katar'ı ilk diyaloga geçilecek ülkeler arasında sayan uzmanlar, çoğundan umutsuz olsalar da 56 üyeli İslam İşbirliği Örgütü'ne de KKTC'nin tanınması konusunda bir çağrıda bulunmak gerektiğini altını çizdi.