"Kelimeler kifayetsiz kalır derdimi anlatmaya" deriz bazen, kifayetsiz olan kelimeler değil, bizim duyguları anlatırken kelimeleri seçme biçimimizdir yani belki bizim yetersizliğimizdir? Dert dediğin nedir ki ancak bir ömür kadar.Ey kuşlar, gökyüzünün güzel sakinleri, sizin de derdiniz var mı? Yani zaman zaman elini alnına dayayıp, düşünen insanlar gibi öyle yitik, öyle buruk yolculuklara çıkar mısınız? Bir yerlere gider misiniz oturduğunuz yerde, birileriyle uzun uzun dertleşir misiniz yalnızken?"Öyle ağırım ki kendime sen benden gittin gideli"... Bir dostun yakınlığını yitirmek, sağlığını yitirmek gibidir. Bir candan uzak kalmak canının bir kısmını vermek gibidir. "Canın bir kısmı verilmez ki ya hep ya hiç" denir ama aslında canan için canın yarısı verilir. Kalan parça hep sızlar, bu yüzden yaşamanın bir adı da "sızı" olur. Böyle bir sızıya neden olabilenler ne bahtiyar insanlardır.Sızı başlayınca sol tarafımızda bir yerlerde düzen bozulur. Fırtınalar kopar, zamanın akışı değişir. Sesler, yüzler, sokaklar değişir. Mana değişir, sarılmaya çalıştığın değerlere bakışın değişir. Artık iddialaşmak, gönül kırmak, küçük görmek, sinirlenip bağırıp çağırmak size göre değil, siz bir yerlerden geçtiniz artık. Her mahlukat sizin için ayrı bir değer? Yunus gibi bakmayı, derviş gibi susmayı, yalnız hakkı Hak için konuşmayı böylelikle öğreneceksiniz, insan olmanın yolunda bir insan gibi onurunuzla yürüyeceksiniz. En kamil insanı size tanıtan birileri olduğu için şükredeceksiniz.Mevlana Şems-i Tebrizi'den ayrılınca nasıl bir sızıya düştü ve bu sızı Mevlana'yı nasıl olgunlaştırdı. Hiç düşündünüz mü, ayrılıklar olgunlaşmalar için gereklidir. Acı, sızı bu yolda ilerlemek için azık yerine geçer. Çünkü insan canandan ayrılınca kendi sıfatlarını onun sıfatlarına, güzel sıfatlarına daha çok benzetmeye çalışır.Kainat okulunda okurken sevdalar, ayrılıklar, gönül kırıklıkları hep bir yerlerden geçebilmek için birer fırsattır fakat bu sırada hep gönlünüz acır, ne yapalım kanunlar böyle?Merhaba sevgili okuyucular, yazının mutfağına yakın bir mekanda içimize doğru yaptığımız bir yolculuğu anlattık, ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022