Konkordatoya 1028 başvuru
TÜGİAD tarafından Ankara'da düzenlenen toplantıda son günlerin popüler kelimesi 'konkordato' etraflıca ele alındı. Toplantıda konuşan uzmanlar, 8 ay içerisinde1028 şirketin konkordato başvurusu yaptığını açıkladı
26.11.2018 00:00:00





Son günlerin en popüler kelimesi olan 'konkordato' Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) tarafından Ankara'da organize eilen bir toplantıda bütün yönleriyle ele alındı.
Hacettepe Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur ve Emekli Hâkim Konkordato Komiseri Gürkan Ahmet Gençkaya TÜGİAD Ankara toplantılarının konuğu oldu. Konkordato sorununa ilişkin gerçekleşen sohbet toplantısı TÜGİAD Ankara Şubesi üyelerinden yoğun ilgi gördü.
Hacettepe Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur, konkordato kurumuyla alakalı olarak yanlış bilinen doğruları aktardı. Bulur, özellikle toplumdaki algıya dikkat çekerek "Konkordato süreci, önceki dönemde uygulanan ancak yürürlükten kaldırılan iflâsın ertelemesi kurumundan farklı olarak, sadece borca batık olan şirketlerin başvurabildiği bir yeniden yapılanma değil, aktifi pasifinden fazla olduğu hâlde mali durumu bozuk olan şirketlerin yani nakit akışında sıkıntı yaşayan şirketlerin de başvurabildiği bir yöntemdir. Konkordato, kelime anlamı itibarıyla da zaten anlaşma demektir. Borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklıları ile yaptığı bir cebri anlaşmadır. Borçlunun, asliye ticaret mahkemesinin tasdikiyle, borçlarını yapılandırarak belirli bir oranda ve/veya belirli bir ödeme takvimi içinde borçlarını ödediği bir anlaşma sürecidir" ifadelerini kullandı.
257 başvuru reddedildi
İflâsın ertelenmesi kurumu yürürlükten kaldırıldığı için, 15 Mart 2018 tarihinden itibaren konkordatoya başvuru sürecinin başladığının önemle altını çizen Bulur, "Takip edebildiğimiz kadarıyla 8 aylık süreçte 1028 şirketin konkordato sürecine başvurduğunu görüyoruz. Bunlardan bugüne kadar önemli bir kısmı ret şeklinde olmak üzere 257 tanesi karara çıkmış durumda. Konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesi daha çok kesin mühlet içinde müzakere sürecine katılan alacaklıların kanunda öngörülen çoğunlukla konkordatoyu onaylamamaları sebebine dayanmaktadır. Ayrıca, geçici ve kesin mühlet içinde dürüstlük ilkesine uygun olarak yeniden yapılandırma amacıyla hareket edilmediği takdirde, bu durumlar tespit ediliyor ve komiser raporlarıyla mahkemeye sunuluyor" dedi.
'Kötü niyet varsa şirketi komiser yönetiyor'
Emekli Hâkim ve Konkordato Komiseri Gürkan Ahmet Gençkaya ise, komiserin görevinin mahkemeler tarafından belirlendiğini anlatarak "Şu anda Türkiye'de uygulanan konkordato komiserliğinin yüzde 99'u nezaret etme şeklinde cereyan ediyor. Şirket yöneticilerinin bu süreçte kötü niyetli davranışları bulunduğu takdirde; mahkeme bu kez nezaret görevini kaldırıp, şirkete tamamen yönetici olarak atayabiliyor. Komiser nezaret görevi aldıktan sonra şirket yönetimi aynen kalmaya devam ediyor. Şirket yönetiminin şirketin faaliyetleri konusundaki bütün hareketleri komiserin onayına tâbi tutuluyor. Keza sözleşme yapması da aynı şekilde."
Şirketlere genellikle teşvik edici hususlarda bulunduklarını anlatan Gençkaya sözlerini şöyle sürdürdü: "Firmanın dışarıya karşı ticari faaliyetini devam ettirdiği kişilere karşı da olumsuz etkilemesini önlemeye çalışıyoruz. Çünkü ne yazık ki bu durum ticareti de etkiliyor."
'İşçinin 3 aylık maaşları devletten'
İşçi alacaklıları ile alakalı da konuşan Gençkaya bu durumun farklı bir düzenlemeye tâbi tutulduğunu söyleyerek, "Bir işçinin alacağı varsa, o alacağına dayalı olarak işvereni takip yapabilir. Malı mülkü varsa haczettirebilir. Devlet ben kendi alacağımı almayacağım, benim alacağım varsa siz onu işçilere verin diyerek, işçi alacaklarını farklı bir statüye koymuş. Onun haricinde de bir sigorta kurumu da var SGK nezdinde. Onda da ödenen primlerden dolayı bir meblağ birikiyor. İşçilerin konkordato talebinden önceki 3 aylık maaşlarını devlet karşılıksız olarak ödüyor. Böylece işçileri üretim yapmaya teşvik ediyoruz. Türkiye'deki en büyük sıkıntımız şirketler son ana kadar konkordato ve iflâs etelemeye başvurmuyordu. Nerdeyse 1 sene önce bunun farkındaydı ama bekliyorlardı. Şimdi konkordato ile şu geldi. Sadece borçlu olmak değil, ilerdeki borcunu ödeyememe tehlikesi varsa şimdiden konkordato isteyebilir."
A. SAFA TERZİ/İSTANBUL
Hacettepe Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur ve Emekli Hâkim Konkordato Komiseri Gürkan Ahmet Gençkaya TÜGİAD Ankara toplantılarının konuğu oldu. Konkordato sorununa ilişkin gerçekleşen sohbet toplantısı TÜGİAD Ankara Şubesi üyelerinden yoğun ilgi gördü.
Hacettepe Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur, konkordato kurumuyla alakalı olarak yanlış bilinen doğruları aktardı. Bulur, özellikle toplumdaki algıya dikkat çekerek "Konkordato süreci, önceki dönemde uygulanan ancak yürürlükten kaldırılan iflâsın ertelemesi kurumundan farklı olarak, sadece borca batık olan şirketlerin başvurabildiği bir yeniden yapılanma değil, aktifi pasifinden fazla olduğu hâlde mali durumu bozuk olan şirketlerin yani nakit akışında sıkıntı yaşayan şirketlerin de başvurabildiği bir yöntemdir. Konkordato, kelime anlamı itibarıyla da zaten anlaşma demektir. Borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklıları ile yaptığı bir cebri anlaşmadır. Borçlunun, asliye ticaret mahkemesinin tasdikiyle, borçlarını yapılandırarak belirli bir oranda ve/veya belirli bir ödeme takvimi içinde borçlarını ödediği bir anlaşma sürecidir" ifadelerini kullandı.
257 başvuru reddedildi
İflâsın ertelenmesi kurumu yürürlükten kaldırıldığı için, 15 Mart 2018 tarihinden itibaren konkordatoya başvuru sürecinin başladığının önemle altını çizen Bulur, "Takip edebildiğimiz kadarıyla 8 aylık süreçte 1028 şirketin konkordato sürecine başvurduğunu görüyoruz. Bunlardan bugüne kadar önemli bir kısmı ret şeklinde olmak üzere 257 tanesi karara çıkmış durumda. Konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesi daha çok kesin mühlet içinde müzakere sürecine katılan alacaklıların kanunda öngörülen çoğunlukla konkordatoyu onaylamamaları sebebine dayanmaktadır. Ayrıca, geçici ve kesin mühlet içinde dürüstlük ilkesine uygun olarak yeniden yapılandırma amacıyla hareket edilmediği takdirde, bu durumlar tespit ediliyor ve komiser raporlarıyla mahkemeye sunuluyor" dedi.
'Kötü niyet varsa şirketi komiser yönetiyor'
Emekli Hâkim ve Konkordato Komiseri Gürkan Ahmet Gençkaya ise, komiserin görevinin mahkemeler tarafından belirlendiğini anlatarak "Şu anda Türkiye'de uygulanan konkordato komiserliğinin yüzde 99'u nezaret etme şeklinde cereyan ediyor. Şirket yöneticilerinin bu süreçte kötü niyetli davranışları bulunduğu takdirde; mahkeme bu kez nezaret görevini kaldırıp, şirkete tamamen yönetici olarak atayabiliyor. Komiser nezaret görevi aldıktan sonra şirket yönetimi aynen kalmaya devam ediyor. Şirket yönetiminin şirketin faaliyetleri konusundaki bütün hareketleri komiserin onayına tâbi tutuluyor. Keza sözleşme yapması da aynı şekilde."
Şirketlere genellikle teşvik edici hususlarda bulunduklarını anlatan Gençkaya sözlerini şöyle sürdürdü: "Firmanın dışarıya karşı ticari faaliyetini devam ettirdiği kişilere karşı da olumsuz etkilemesini önlemeye çalışıyoruz. Çünkü ne yazık ki bu durum ticareti de etkiliyor."
'İşçinin 3 aylık maaşları devletten'
İşçi alacaklıları ile alakalı da konuşan Gençkaya bu durumun farklı bir düzenlemeye tâbi tutulduğunu söyleyerek, "Bir işçinin alacağı varsa, o alacağına dayalı olarak işvereni takip yapabilir. Malı mülkü varsa haczettirebilir. Devlet ben kendi alacağımı almayacağım, benim alacağım varsa siz onu işçilere verin diyerek, işçi alacaklarını farklı bir statüye koymuş. Onun haricinde de bir sigorta kurumu da var SGK nezdinde. Onda da ödenen primlerden dolayı bir meblağ birikiyor. İşçilerin konkordato talebinden önceki 3 aylık maaşlarını devlet karşılıksız olarak ödüyor. Böylece işçileri üretim yapmaya teşvik ediyoruz. Türkiye'deki en büyük sıkıntımız şirketler son ana kadar konkordato ve iflâs etelemeye başvurmuyordu. Nerdeyse 1 sene önce bunun farkındaydı ama bekliyorlardı. Şimdi konkordato ile şu geldi. Sadece borçlu olmak değil, ilerdeki borcunu ödeyememe tehlikesi varsa şimdiden konkordato isteyebilir."
A. SAFA TERZİ/İSTANBUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.















































































