Korkak korkumuz!

Şükürler olsun güne, güneşle hatta güneşten de erken başlayanlardanım!Önce milyonlarca Müslüman gibi yarı ölüm adlı uykudan biz doğarız yeni güne; sonra yeni günün başlangıcını işaret etmek için nazlana nazlana güneş doğar! Güneşin doğuşunu, bin bir nâz ile ufuktan çıkışını izlerken karanlığın/zûlmetin panikle kaçışını izlerim!Yeni bir güne, biraz sonra beni neyin beklediğini bilemeden dilimde; "Ve tevekkel a'lallah" (Ahzab-3) virdi ile başlarım.Korku adlı sevgi gibi mahlûk olduğuna yani cismâni olduğuna inandığım zayıflığı adından belli olan kavramı, Allah'ımla korkutmakla başlarım güne ve işime!İşim derken; bendeniz beynine, aklına, zekâsına en karanlık dehlizlerde zor taşları kırdıranlardanım!Allah'ımın nasîbi ve yardımlarıyla korkumu sevgime dövdürenlerdenim!Tek korktuğuma, sevgimin samîmiyetiyle teslîm olan kalbimde başka korkuya asla yer vermeden; gönlümde, sevginin de Yaratıcısı başta olmak kaydıyla irili-ufaklı bütün sevgilere yer açarak, onlara teşrîfatçılık yaparak; bana sunulan sevgiye misliyle mukabele ederek başlarım güne!Yanlış anlaşılmasın! Vallahi kendimi anlatmak değil düşüncem!Ömrümce, çoğunu yaşayarak öğrendiklerime rağmen bir şey bilmediğimi, beni asla incitmeden hatırlatan ve öğrenilmesi gerekenleri hiç bir karşılık beklemeden öğretmeye başlayan bir Hoca'yı anlatmak niyetindeyim!Rabbim'in bana nasip ettiği bu güzellikten sevdiklerim de nasiplensin diye dikkatlerini çekmek gayretindeyim!Gönüldaşlarım! Hepimiz korkuyu korkarak, sevgiyi de severek öğrendiğimizi zannederiz! Oysa korkuyu korkutanlardan, sevgiyi ise sevenlerden öğreniriz! Korkutulmayan ne bilsin korkuyu veya sevilmeyen nerden bilsin sevgiyi?Yine gariptir hatta acayiptir ki; "Annenin bebeğine duyduğu sevgiden daha fazla" olarak tarif edilen Allah'ın kuluna sevgisini, ana sevgisiyle tanışarak öğrendiğimiz gibi; asılsız korku ve vehîmleri de analarımızdan öğreniriz! Analarımız; hepimizi, korkuyu tanıtmak için korkutur sanki!Hayâli olan, hiç kimsenin görmediği, göremeyeceği; tarif edemeyeceği "Öcü!" ve benzer kavramları, hepimiz analarımızdan öğrenmedik mi?!Aynı zamanda hiç kimsenin kendi kavraması dışında anlayamayacağı sevgiyi de analarımızın öpücükleriyle tanımadık mı?!Sevgi mahlûkunun en coşkulu sergileyicisi analarımız bizi kötülüklerden korumak için korkutuyorsa Allah (c.c.) da annenin bebeğini sevdiğinden daha fazla sevdiği kullarını korumak için korkutmasın mı? Aslında güncel yazacaktım -güya- bugün!Dört yıl önce, bir Şehît Cenaze töreninde gönlünün yüreğini tahrîki ile Taner YILDIZ'a bir yumruk vuran; "Bu, Türk'ün yumruğudur!" diye haykıran; sonra Kayseri'de yalnızlığa ve on iki yıldır tek başına iktidar olan AKP Hükümeti'nin merhametsiz ekâbirlerince zûlme terk edilen Sevgili Şahin ŞİMŞEK'in; "KORKUMUZUN KORKUSU" başlıklı yazıma yaptığı; "Hocam! Cenab-ı Allah size ve sevdiklerinize merhamet etsin. Özveriniz, Allah'ın rızasına ermek için bütün bildikleriniz ve tecrübelerinizle zaman zaman demeyeceğim büyük bi çoğunlukla sizde olduğundan emin olduğum îmanî melekelerle öyle ağır taşlar yerleştiriyorsunuz ki bizim korku dolu yüreğimiz pekişiyor! Cenâb-ı Allah size öyle bir zamanınızda merhamet etsin ki gönlünüz Cenâb-ı Allah'ın lütfu ve inayeti ile üzerindeki bütün kaygıları atsın. Ellerinizden öper, hayırlı günler dilerim" yorumu ile aslında güncel zannettiğimiz gayr-ı millî panayırların, "Cambaza baaak!" diye bağıran siyaset cazgırlarından bahsedecekken vazgeçtim!Bir gün önce de; "AKÇAABAT'TA COŞKUMUZ ÖFKELENDİ!" başlıklı yazıma, Akçaabatlı Metin YILMAZ kandaşımızın; "Selamun aleyküm. Ehl-i Beyt gemisinin günümüzdeki Kaptanını, o kutlu insanı bu kadar güzel anlayıp anlatan siz değerli abimize binlerce selam olsun. Abimiz diyorum çünkü Akçaabat ziyaretinizde sizinle tanışma şerefine nail oldum. Sizi görünce aklıma, Peygamberimizin (s.a.a.) bana bu yolda kim yardım edecek dediğinde, müthiş bir cesaret ve imanla defalarca; 'Ben Ya Resûlallah!' diye haykıran, daha 15'indeki Hz. Ali Efendimiz geldi. Hocamı epeyden beri tanıma şerefine ulaşan bir Akçaabatlı olarak yazınızı tek nefeste ve vücudum titreyerek okudum. İnanın beni daha önce bu kadar etkileyen ve muhterem üstadımızı bu kadar güzel anlatan bir yazı okumamıştım. İnanıyorum ki bu yazınızı bütün Akçaabatlılar okumuştur fakat utançlarından size cevap yazamamışlardır. Duamız odur ki, bahsettiğiniz gibi Akçaabatlılar da, o fetih dalgalarında boğulmadan hazinenin kıymetini anlayıp kurtulsunlar. İnşaallah bu dava, sizin gibi Hz. Ali (k.v) imanlı delikanlılar sayesinde kısa sürede zafere ulaşacaktır. SAYGILARIMLA" sevgi yüklü yorumlarıyla ödüllendirilmiştim!Allah (c.c.) her ikisinden de ve onların şahsında bütün Gönüldaşlarımızdan da razı olsun! Biliyoruz ki önümüzde; çok ağır ve bir o kadar da kıymetli bir taşınmaz var! Adına Devlet ve Bağımsızlık dediğimiz bu taşınmazın; gayr-ı millîlerce düşürüldüğü çukurdan çıkarılması lazım!Tek başıma gücüm yetmez! Hatta hiç kimsenin tek başına bu ağır taşınmazı kıpırdatmaya gücü yetmez!Türk Milleti olarak hep birlikte el atarsak bu Kutsal Emaneti, düşürüldüğü yerden çıkarıp layık olduğu yere taşırız! Yoksa Yeşim Taşı'mızı, kefereler tekrar parçalayacaklar Allah korusun!Bu Kutsal Emaneti düşürüldüğü yerden çıkarmak için el atmak konusunda kararsızlar var biliyorum! Mutlaka geleceklerini de biliyorum! Çünkü Haçlı'nın ve kuduz taşeronlarının çılgınca saldırdığı bu Şüheda Emânetini onların da çok sevdiğini biliyorum!Türk Milleti gelinceye kadar da biz, bu kutsal emanetin başında nöbete devam edeceğiz!Emînim Türk Milleti ayıkacak! Milli Ekonomi Modeli'ni Türkiye'de de uygulasın diye Baştürk Haydar Hoca'ya yetki verecek ve "Gök çadırım, güneş bayrağım!" şeklinde Oğuz Atamız'ın sınırlarını çizdiği, Haydar Hoca'nın güncellediği Kâinat Devleti'ne kavuşacağız! Kâinat Devleti'nde yeniden fakirlik suç sayılacak! Ve "TÛRAN" adlı Türk Birliği vatanı, Kâinat Devleti'nde bir mahalle olacak!Bana bu Türk'çe hayalleri kurduran Baştürk Haydar Hoca'ya binlerce teşekkür!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...