Küçükkaya'ya teşekkür ve devamı

Bugün yazıma güzel başlayacağım ama güzel bitmeyecek maalesef!
Mükemmel bir gazetecilik/muharrirlik örneği olduğu ve günümüze çok uyduğu için tekrarlayacağım. 
Aynı gazetede refik olan Mehmet Akif ile Süleyman Nazif arasındaki müthiş kalem münazarasının, unutturulmaması ve unutulmaması gerek.
Bilindiği gibi; Süleyman Nazif devrinin Pan?türkist (Türk Birlikçi)lerinden, Mehmet Akif ise Pan?islamist (İslam Birlikçi)lerin önde gelenlerinden ve refikler.
Bir gün Süleyman Nazif; "Kînim, dinimdir" başlığı ile bir yazı yazar. 
Ertesi gün Mehmet Akif köşesinden Süleyman Nazif'e; "Keşke, 'Kinim dinimdir'i sen değil ben yazsaydım çünkü senin kînin de dinin gibi zayıftır!" diye cevap vererek, Türkiye gazetecilik tarihine muharrirlere ders mahiyetinde geçen meşhûr itirazını yapar!
Fox TV'den, "İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat" Programı'ndan bahsedebilmek için ortam hazırlamaya çalışıyorum. 
İzleyenler; Küçükkaya her sabah, Yaygın Basın ve Yerel Basın'dan temin edebildiği gazetelerin manşetlerini duyurur, yorumlar. Bana göre çok da güzel bir iş yapar...
Sabah Haberlerini oradan izleyenlerdenim!
Geçen hafta kendilerine köşem, "MEYDAN"ımdan seslenerek, "... en düşük tirajı 55.000 olan Yeni Mesaj Gazetesi'ni okumuyor, duyurmuyorsun, neden? 
Gerçek Vatanperverler olup, Vatan Severlikten geçinmediğimiz için mi?" diye sorarak bir meslektaşıma sitem hakkımı kullanmıştım.
Sağ olsunlar, seslenişimi hem işitmiş hem de duymuş ve geçtiğimiz Perşembe sabahı Gazetemiz Yeni Mesaj'ın manşetini de gündemlerine almışlardı.
İsmail KÜÇÜKKAYA'ya adab?ı muaşeret ölçüleri içerisinde seslenmiştim; sağ olsunlar aynı adapla mukabele ederek muharrirlik şevkimi, artırdılar.
Demek ki hâlâ ülkemde Gazeteciler varmış, sevindim... 
Ben İsmail Küçükkaya'ya tekrar teşekkür ederek günümüze döneyim.
Demokrasilerde kişiler, seçtiklerinden sorumludurlar.
Yine demokrasilerde seçilenler ise yaptıklarından olduğu kadar yapmadıklarından da sorumludurlar! Ve bu bana çok mantıksız ve vicdansızca gelir!
Yasama, Yürütme ve Yargı adındaki kuvvetler ayrılığı da, sorumluluklarını yerine getirmeyenlerden, yasa yapıp yürütenlerin sorgulanmaları, yargılanmaları için vardır...
Tabi; "Gereken durakta inilecek araç" diye tarif edilen demokrasinin yetmediği, bu yüzden İleri Demokrasi'ye geçilen Yeni Türkiye'de, bu çağ?dışı(!) demokratik kavramlar ve uygulamalar, düşünülemez bile! Uzun Adam kızar çünkü!
Yargılamaya ?şimdilik? gücüm yetmez ama demokrat olmamama rağmen tabelalarındaki isimlerinden hareketle mevcut partileri sorgulayarak demokratik hakkımı kullanmak istiyorum:
Adalet ve Kalkınma Partisi: Ülkede adaleti yok etmişse, her bölge ve hatta her ilde farklı adalet uygulamaları varsa ve Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK)'nun 15 Nisan 2015 tarih ve 18636 sayılı bültenine göre; 80 milyonluk bir ülkede, çalışma çağındaki nüfus 57 milyon 475 kişiyken toplam işgücü 28 milyon 713 bin kişiden oluşuyorsa; işgücüne dahil olmayan (iş arayıp çalışmaya hazır olanlar, mevsimlik işçiler, ev işleriyle meşgul olanlar, öğrenciler, emekliler, çalışamaz halde olanlar, iş aramaktan usanarak vaz geçenler) 28 milyon 762 bin kişi ve işsiz nüfus 3 milyon 259 bin kişiyse yani işsizlik % 11.3 ise AKP, müsebbibi olduğu adaletsizlikten ve işsizlikten sorumlu değil midir? 
"Didar nesiller" yetiştireceğiz vaadiyle Muhteşem Türk Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne düşman "Kindar nesiller"in ortaya zuhûr etmesine sebep olan AKP ve bütün mensupları, ülke nüfusunun % 52'sine karşı, sorumlu değil midir?
Cumhuriyet Halk Partisi: Muhteşem Türk Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övünen, övünmekten öteye geçemeyen; "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti denir" şeklindeki; "Ne mutlu Türk'üm diyene" formülü ile bütün dünyaya duyurulan milletçiliğin farkında olmayarak, bölücü başı bebek katilinin en kadim dostu ve avukatını Genel Başkan Yardımcısı olarak siyaset vitrinine oturtanlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlara ve oluşturan Türk Milleti'ne karşı sorumlu değil midir?
Muhalefet yapmayı; "Hoş geldin" diyene; "Hoş bulmadım!" diye tepki vermek zanneden Ana?Muhalefet Partisi, Uzun Adam'ın; "Siz muhalefet yapamıyorsunuz" uyarı ve istihzası yüzünden Türk Milleti'ne karşı sorumlu değil midir?
Stratejik Derinlik adlı sığ ve saçma politikayla "Komşularla Sıfır Sorun" iddiasıyla meydana çıkıp, "Komşularla SIRF Sorun" olan ve ülkemizi, "Değerli Yalnızlık" gibi uçuk?kaçık, zeminsiz?içi boş tanımlara bile yeterince muhalefet edemeyen Ana?Muhalefet Partisi ve yediden?yetmişe mensupları, Türk Milleti'ne karşı sorumlu değil midir?
"Muhtar bile olamaz!" Manşetleri ile hafızalarda hâlâ tanımını koruyan Recep Tayyip Erdoğan'ın yasaklarını, parti kurmaylarına rağmen kaldırarak, ülke nüfusunun iki kişiden birisinin başına musallat eden Ana Muhalefet Partisi, Türk Milleti'ne karşı sorumlu değil midir?
Milliyetçi Hareket Partisi: Tabelasında ve adı içinde milliyetçiliği barındıran tek parti. CKMP'yi 1969'da MHP ederek, aynı zamanda ülkücülüğü de siyasallaştırıp MHP'lileştirerek Türkiye siyasetine yeni bir tarz getiren Alparslan Türkeş'e ve "Ne mozaiği Kardeşim?" şeklindeki meşhur itirazına rağmen, İleri Demokrat yöneticileri tarafından milliyetsizleştirilen, "Çiçek Bahçesi"ne dönüştürülen siyasî sun'î bir sera!
Sera sun'î, bahçevanı liyakatsiz, hayatında gülzar görmemiş!
Bu yüzden olmalı ki; "Her türlü milliyetçiliği ayakları altına almış bir iktidarız" diyen Yürütmenin Başı'na rağmen; "Babam'a biz laz mıyız, Gürcü müyüz, neyiz diye sordum; Müslümanım de kenara çık dedi" diye anlatan "Partili Cumhurbaşkanı"na rağmen; "Herkese ve her şeye rağmen millî meselelerde hükumete desteğimiz devam edecektir" diyen ve son zamanlarda da; "Versin Bilâl'i, alsın iktidarı" sloganını; "Alsın Meral'i versin morali"ye dönüştüren, çapasız bir bahçevan tarafından sulanan bir bahçe!
Belediye arazözlerinin deposundan suladığı bahçe de de; "Bize göre bu dakikadan sonra; duran?durduran, korkan?korkutan, engelleyen?oturan, yiyen?içen?gülen, hayat akışını değiştirmeyen yani, tepkisini icraatla yapmayıp sadece konuşan herkes HÂİNDİR" diyebilen siyaset kaktüsleri barındırmaktadır!
Halkların Demokratik Partisi: Yaptıkları, yapacaklarının teminatı olan, İleri Demokrat AKP'lilerce dokunulmazlaştırılmış teröristlerden oluşan bu gurup hakkında konuşup yazmam, zaman israfıdır.
İleri Demokrat Yeni Türkiye'de elimizdeki siyasî kumaşın desenleri bunlar maalesef ve biz bu kumaştan, millî bir esvap çıkarılmasını bekliyoruz!
Maalesef, maatteessüf çok bekleriz!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...