Kutsal'ımızdan elinizi çekin

BTP Genel Başkan Yardımcısı Erimhan, AB takviminin açıklanacağı gün Diyanet İşleri Başkanı'nın gazete manşetlerine çıkarak İslam'da reformdan bahsetmesinin Brüksel'in bizden ne istediğinin ispatı olduğunu söyledi. Erimhan, Alevilik ve Said-i Nursi panelinin de aynı amaç doğrultusunda yapılan organizasyon ve tartışmalar olduğunu altını çizerek, "İslam'la oynamaya kalkmayın. Tarih bunu yapanların nasıl helak olduğunun örnekleri ile doludur" dedi

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan "AB takvim süreci"nde hedefin milletin dini ve milli bütünlüğü olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Son bir hafta içinde ortaya atılan tartışmalara bakıldığında, her şey anlaşılacaktır.

1) Aleviliğin İslam dışı olduğunu söyleterek yeni bir din ve azınlık üretiyorlar.

2) Said-i Nursi üzerine bir panelle Nurculuğu, BOP ve Batı saldırganlığı adına Müslümanı içerden teslim alacak bir proje olarak öne çıkarıyorlar.

3) Diyanet İşleri Başkanı ise şu ana kadar en azılı İslam düşmanlarının bile ağzına alamadığı bir cesaretle İslam'ı reforme etmekten, AB'ye uygun hale getirmekten bahsediyor."

Tüm bu tartışma adındaki gündem oluşturmanın hedefinde hükümetin bilinçli gayreti var diyen Ahmet Erimhan, yaptığı basın açıklamasında sözlerine şöyle devam etti:

Hedef İslam'ın

tahrif edilmesi!

Hiç kimse bu milleti kandırmaya çalışmasın. Görüşmelere başlamanın dahi bir "süreç" olarak değerlendirildiği

AB takviminde hedef, Türk milletinin dini ve milli bütünlüğüdür. 20 ya da 30 yıl, ya da daha fazla devam edecek bu süreçte millet kimliğinden, imanından ve tüm aidiyet duygularından vazgeçerse şayet, Avrupa'ya 3. sınıf bir kategoriden bağlanacaktır. Takvim süreci adıyla yaşatılacak şey budur. Yani bu milletin bütün olarak Hıristiyanlaştırılması ve kimyasını yitirmesidir. Aksi takdirde hiçbir şey olmayacaktır. Yani ortadan devlet ve millet kalkarsa, biz biz olmaktan çıkarsak bizim için bir şeyler düşüneceklerdir. Yapılan tartışmalar ve açıklamalar bunu fazlasıyla göstermiyor mu?

Bardakoğlu'nun açıklamaları AB'nin isteğidir!

Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamaları da tam olarak buna işaret etmektedir. AB takviminin açıklanacağı gün Diyanet İşleri Başkanı gazete manşetlerine çıkarak "İslam'ı sizin istediğiniz hale getireceğiz" diyor. Tek başına bu açıklama AB'nin niyetinin ne olduğunu ifade etmeye yeter! Tabii bir şeye daha yeter. O da bu hükümetin ve onun Diyanet İşleri Başkanı'nın nasıl Brüksel ile aynı dini ve zihin kalıpları içinde olduğunu gösterir.

Diyanet İşleri Başkanı'nın "İslam'da reform" dediği şeyin en azılı din düşmanlarının iktidarı zamanında bile ağza alınamadığının altını çizelim. Bu tavır hükümetin tavrıdır. Ve milletin 'hürriyet getireceğiz' yalanıyla nasıl kandırıldığını, aldatıldığını göstermektedir. Belli ki ve bizim ta başından beri söylediğimiz gibi geleceği söylenilen hürriyet, azınlıklar ve Batının dini için olacak. Bu ülkenin has evlatları ve İslam için değil!

Bu noktada hemen hatırlatalım ki İslam'la, bu milletin değerleriyle oynayanlar her zaman kaybetmiş ve tarih onlardan hiç de iyi bahsetmemiştir. Çünkü kutsal çocuk oyuncağı değildir, onunla oynanamaz.

Alevi-Nurcu gündemi

AB projesidir!

İslam'ın reforme edilerek Müslümanların Hıristiyanlaştırılması bilinçli bir süreç ile gündeme getirilmektedir. Alevilerin İslam'ın dışında olduğu gibi kargaları dahi güldürecek iddialar ya da Said-i Nursi paneli bu amaca doğru "ön açan" tartışmalardır. Söz konusu panelde BOP'un ve AB'nin istediği İslam anlayışı "içerden bir teslim alınma" olarak vizyona konulmaktadır. Amaç Hıristiyanlığın önünü açmak, İslam'ı yok etmeye çalışmaktır!

Tüm bu gündemin odağında hükümet ve milletin ortak dini İslam vardır. Bir kez daha hatırlatalım ki, hükümet ve onun temsilcileri İslam'la oynamaya, AB uğruna onu değiştirme iddialarına filan kalkışmasın. Tarih boyunca hiç kimsenin buna gücü yetmemiştir, yetmeyecektir de!"