Üzerinden 45 yıl geçti, fakat ne adı unutuldu, ne de etkisi bitmek bilmedi.
O kadar acılar yaşattı ki halkın tüm belleğinde derin bir yer edindi.
Güya kardeş kavgası son bulacak, insanlar birbirini öldürmeyecek, sükunet ve toplumsal barış sağlanacaktı.
Güven ortamı ve düzen tesis edilecekti.
Postal geldi, evet ses kesildi, ama ne demokrasi kaldı, ne de hukuk geldi memlekete.
Birebir yaşayan büyüklerimizden dinlediklerimizin özeti, "Memleket 40 yıl geri gitti evlat" demişlerdi.
Kendilerine Milli Güvenlik Konseyi adını veren generallerin 12 Eylül 1980 ile 6 Aralık 1983 tarihleri arasında neden olduğu ihlallerden bazıları:
650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü.
1 milyon 683 bin kişi, komünist, alevi, Kürt, dinci, şeriatçı denilerek fişlendi.
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri'nde yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi.
124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı.
Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 ASALA militanı).
İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
500 kişi Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçlamalarından yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi "sakıncalı" olduğu için işten atıldı.
525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı.
14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi "mülteci" olarak yurtdışına gitti.
366 kişi "kuşkulu bir şekilde" öldü.
171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi.
Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi "kaçarken" vuruldu.
95 kişi "çatışmada" öldü.
73 kişiye "doğal ölüm raporu" verildi.
43 kişinin "intihar ettiği" bildirildi.
937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
Siyasi partiler ve sendikalar kapatıldı, çok sayıda siyasetçi gerekçesiz gözaltında tutuldu ve tutuklandı.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
Yüzbinlerce yayına el konuldu ve imha edildi. Sadece Bilim ve Sosyalizm yayınlarına ait 113.607 kitap yakıldı. Yayınevi sahipleri gözaltına alındı, tutuklandı, işkence gördü. İlhan Erdost işkence yapılarak öldürüldü.
Ve daha niceleri...
Ne umutlar söndü, ne hayaller yarım kaldı.
Adına onlarca film, dizi yapıldı, 'sağdan ve soldan kırdılar kolumuzu' dedi, şair şiirinde.
Anarşi ve ayaklanma var dediler.
Üniversiteler suç yuvası oldu dediler.
Geldiler, halkın üzerinden tank ile geçtiler.
Anayasayı askıya aldılar.
Domakratikmiş gibi yaparak seçime kadar 3 yıla yakın halkın iradesine ipotek koydular.
Bugün 12 Eylül, onlarca Tv kanalı var, yüzlerce gazete dergi var, binlerce sosyal medya haberi yapan var.
Zaman bizi daha modern, daha çağdaş, daha özgür yapacak diye hayal kurmuştuk.
Son düzlükte geldiğimiz nokta; siyaset yapanın kılıfına uydurularak demir parmaklıklarla tehdit edildiği, TV ve gazete ile halkın haber alma hakkını dert edinenin başına sabah 5'te evinden alınmanın düştüğü; haber kanalları ve platformlara kayyumlar atanıyor olması.
Çok partili hayata geçmeye çalıştığımız 1946'dan 80 yıl sonrasında geldiğimiz durum tek partinin ve tek sesin çıkmasının istenmesi.
İyi güzel de ya mevcudu yönetenler, gücü elinde bulunduranlar eğer kaybederse ve yeniden seçilemezse sistemi böyle dizayn ettikleri için en çok da onlar üzülecek.
Hukukun ve kanunların her türlü kişi ve kurumdan üstün olduğunu bir kere daha hatırlatmak istedim.
- Gençliğin umudu / 21.10.2025
- Gümüşhaneliler, Kirazpınar tapu meselesi / 20.10.2025
- Bir garip düzenleme / 26.09.2025
- Çamur at izi kalsın / 24.09.2025
- Bay, BAY KOÇ / 18.09.2025
- Omsa / 16.09.2025
- Gülmedi yüzüm / 15.09.2025
- Yanlız değiliz / 13.09.2025
- 12 Eylül / 12.09.2025
















































































