logo
19 NİSAN 2024

Liberal-İslamcı ittifakının emperyalizme ram oluşu

02.05.2012 00:00:00
Bugün, Haydar Baş Hoca gibi millî duruşu sağlam bazı millî-İslamî çevrelerin dışında kalan bir kısım İslamcı çevrelerle liberal çevrelerin garip bir ittifakı var. O da Amerika ve Avrupa Birliği emperyalizmi karşısında teslimiyetçi, boyun eğici hatta emperyalizmin hâkimiyetine sığınma, ram olma zilleti gibi tuhaf bir durumla karşılaşıyoruz. Dinî ve millî değerlerleri olmayan kozmopolit batıcı liberal çevrelerin emperyalizme teslimiyetten öte, onların yerli işbirlikçisi ve sözcüsü olarak çalışmalarını anlayabiliyoruz. PKK yol haritasını benimsemiş Kürt ırkçılarının da Amerika ve Avrupa sevdasını anlayabiliriz. Anlayamadığımız şey, gerek siyasî, gerekse kültürel içerikli bazı İslamcı çevrelerin Amerika ve Avrupa Birliği emperyalizmine ram olmalarıdır. Allah’a dayanıp, sa’ye sarılıp, hikmete râm olması geren bu Müslümancı çevrelerin emperyalizm tarafından içinde bulunduğumuz coğrafyayı değiştirip dönüştürmede operasyonel olarak kullanılıyor olmaları, bir Müslüman olarak bana dokunuyor.
İşin ilginç tarafı bugün had safhada olan liberal-bir kısım İslamcı çevrelerin emperyalizme teslimiyet ve Türk milliyetine düşmanlık noktasındaki ortaklıkları yeni bir durum değilmiş. 1918 sonrası süreçte Mütareke ve İşgal döneminde de bu zillet durumunu net olarak görebiliyoruz. Nitekim Peyami Safa, 1937’de yayınladığı ve Millî Mücadele dönemini konu alan Biz İnsanlar adlı romanında bu meseleyi açıkça ortaya koyuyor. O zamanki durumla günümüzdeki durumun birebir aynı olması insanı şaşırtıyor.
Romanda öğretmen Orhan, Beyoğlu’nda bir gün duygusal ilişki yaşadığı Vedia’yı görür. Vedia, Rus kızları gibi giyinip süslenmiştir. Orhan onunla konuşurken işgalci emperyalist Haçlı ordularına teslim olmuş İstanbul Hükûmetinin kalıpsız fesli, saçı sakalı birbirine karışmış, esmer, çizmeli, kırbaçlı, külhanbeyi kılıklı bir zabıta memuru gelir ve Vedia’ya Müslümanlık hassasiyetiyle: “Siz Türk müsünüz, Müslüman mısınız?” diye sorar. Vedia “evet” der. Adam, “Müslüman kadınların bu kıyafetle buralarda oturup likör içmesi yasaktır, karakola geleceksin” der. Yani Müslüman Türk vatanının haçlı orduları tarafından işgal edilmesi onun Müslümanlık hassasiyeti alanına girmiyor; ama bir Müslüman kızın Beyoğlu’nda oturup likör içmesi ciddi bir sorun olarak görülüyor.
Ayrıca bir mesele daha vardır. Orhan müdahale edince memurla aralarında tartışma çıkar. Memura Orhan’ın arkadaşı Necati de itiraz eder. Memur söylenerek oradan uzaklaşınca Vedia’nın yanındaki Madam Sofi kolonele yani işgalci haçlı görevliye telefon etmek istediğini söyler. Orhan da Sofi’ye şöyle der: “Türk polisini şikayet için ecnebilere müracaat etmek katiyen doğru değil. En doğrusu hemen sizin buradan çıkmanızdır.”
Polisler Orhan’la Necati’yi karakola götürürler. Orada, Orhan’la Necati’ye bağırıp çağırırlar, hakaret ve tehdit ederler. O sırada itilaf zabıtasından yani işgalci batılı odaklardan telefon gelince özür dilemeye başlarlar. Biraz önce bağırıp çağıran ve tehdit eden, Vedia’nın davranışlarını İslam açısından sorgulayarak müdahale eden kişiler, işgalcilerden telefon gelince şöyle demeye başlarlar: “Afedersiniz beyler... Kusura bakmayın! Bir yanlışlık oldu. Ben de ileri geri söz ettim, afedersiniz.” Çünkü telefon ettiren Vedia ve Madam Sofi’dir. Onların Fransızlarla işbirliği vardır.
Buradaki İstanbul Hükûmeti adına İslam ahlakı zabıtalığı yapan memur, bazı İslamcı çevreleri temsil eden bir tip olarak alınmış. Bunlar, bireysel yaşantı ve uygulamalarda, haram ve helal gibi konularda sofu ve aslan kesiliyorlar ama işgalci Haçlı subayları emir verince sus pus olup hemen itaat etmeye ve şahsiyetleri eciş bücüş olamaya başlıyor.
Öbür tarafta dinî ve millî değerleri tamamen kaybolmuş, zengin, ölmüş olan konsolos Halim Beyin dul karısı Samiye, yalısına işgal subaylarını alır, onlara ziyafetler verir, yalısına Türk bayrağı yerine Fransız bayrağı çeker, Avrupalılara her anlamda tam olarak teslim olursak, Müslüman Türk geleneklerine ve zihniyetine göre değil de, Avrupa zihniyetine ve anlayışına uygun olarak yaşarsak o zaman kurtulacağımıza, ilerleyeceğimize inanır. Romanda bu kişi, bir bakıma liberal kesimin temsilcisidir.
Şahsiyetsizlik ve emperyalizme râm olma noktasında aynı çizgide olan bir kısım İslamcı-liberal birlikteliği romanda belirgin bir şekilde vurgulanır. Bugünün liberal kapitalist çevrelerine o zaman Peyami Safa’nın romanında “medeniyet softaları”, bazı kişiliksiz İslamcı çevrelere de “İslamiyet softaları” deniyor. Romanda ilgili kısım şöyle:
“Garip bir nokta daha: Biraz evvel söyledim ya, bu faciada medeniyet softalarıyla İslamiyet softaları bir politika çemberi içindedirler. Bak Halim Beyin yalısı (yukarıda sözü edilen Samiye’nin yalısı) da İtilaf kuvvetlerinin dostu, İstanbul zabıtası da... Fakat ne kadar ayrı düşünüyorlar: Halim Beyin yalısından bir kız (Vedia) başını Rus kadınları gibi sarıyor, o kadar ki ben onu ilk önce Rus kızı sandım; pastacıya gidip likör içiyor; fakat İstanbul polisi Müslümanca tesettür âdabı ile meşgul. Bu iki türlü kafa da aynı parti ve aynı politika içinde çalışıyor.” (173-174)
Millî Mücadele döneminin bu garip durumu bugün de değişmemiş. Bu ifadeleri günümüze uyarlarsak şöyle bir metin ortaya çıkıyor:
Garip bir nokta daha: Bu faciada liberallerle ilkesiz, menfaatçi, Amerikancı ve Avrupa Birlikçi bir kısım İslamcı çevreler bir politika çemberi içindedirler. Bak yalılarda sefa süren holding babası kapitalistler, kozmopolitler, din ve milliyet ruhu kaybolmuş burjuva kesimi de Amerika ve Avrupa Birliği dostu, bir kısım İslamcı siyasi gruplar, cemaatler ve tarikatler de... Fakat ne kadar ayrı düşünüyorlar: Liberaller, kapitalistler, beyaz Türkler, batıcılar, kozmopolitler tamamen Avrupalılar gibi yaşıyorlar; fakat öbür taraftan bir kısım İslamcılar ülkemizin ve milletimizin Amerika ve Avrupa Birliği tahakkümü altında siyasî, ekonomik, kültürel, askerî, dinî istiklalini kaybetmiş olmasını umursamadan Müslümanca tesettür âdabı ile meşgul. Bu iki türlü kafa da aynı parti ve aynı politika içinde çalışıyor. Bugün liberal ve bir kısım İslamcı ittifakının hangi Amerikancı, Avrupa Birlikçi partide birleştiğini herkes biliyor, izaha lüzum yok.
Emperyalizm karşısında liberaller neyse de bir kısım İslamcı çevrelerin zelil duruşu, kanıma dokunuyor.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.