Lütfen! Erdoğan-Karamanlis dostluğunu zedelemeyelim - 2

(...Dünden devam)

Kıbrıs'ta gerçekte

neler oluyor?-2

Buraya kadar Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türklerine ve Türkiye'ye bakışını sadece ve sadece özetle sizlere aktardık. Daha anlatılanların başındayız. Neler yaptıkları, bizleri nasıl böldükleri ve adım adım birleşik bir Kıbrıs'a ve sonrasında da adayı Girit'te olduğu gibi nasıl Yunanistan'a bağlanmaya doğru götürerek Kıbrıs Türkleri'ni asimile etmek istediklerini, şerefimiz olan Türk ordusunu adadan gönderip Türkiye'nin adaya müdahale hakkını nasıl ortadan kaldırmayı hedeflediklerini, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yaparak bu iki kesim birbirine düşürecek propagandalar yaptıklarını, boyunlara haç takmak özentisi yaratarak dinimizden bizleri nasıl uzaklaştırmaya çalıştıklarını, kiliselerde ayinler düzenleyerek ezan seslerini susturmaya çalıştıklarını ve çok çok dahasını anlatacağız.

Acıyla haykırıyoruz! Duyun sesimizi! Duyun ve tanıyın karşınızdaki milleti! Görün bizi nasıl günden güne yok etmek için uğraştıklarını!

Bütün bunları anlatırken yüreğimiz acı bir olayla bir kez daha sarsılmıştır. Anlatacağımız bu olay Pile'de yaşanılan dehşetten daha da acıdır. Bu dehşet korku filminden esinlenerek sizlere aktarılmıyor. Bu dehşet tıpkı 1960 öncesi, tıpkı 1963-1974 döneminde yaşanılanlar gibi tüyler ürpertici bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Evet; tam bir vahşet yaşandı. 14 yaşındaki bir Türk genci ortada hiçbir neden yokken Türk düşmanlığıyla yetişen bir Rum tarafından 13 Temmuz 2004 tarihinde hunharca boğazı kesilerek Güney Kıbrıs'ta, sokak ortasında, herkesin gözleri önünde öldürüldü!

Bir ocak söndü!

Bir vatan evladı öldürüldü!

Dağlar taşlar ağladı, ağladı Kıbrıs Türk'ü.

Ağladı da kimse duymadı sesini.

Duyması engellendi.

Gözü yine de umutla Kuzey'e, Anavatanı Türkiye'ye döndü.

Duyacaklar bizi diye dualar edildi.

Duyabildiniz mi; duyurdular mı size bizi?

Çirkin oyunlar oynanıyor. Rum-Yunan ekürisi hedefinde adım adım ilerliyor. Siz soydaşlarımızla bizleri birbirimize düşürmek, yıpratmak ve asimile etmek için her yöntem deneniyor. Bu yıpratma propagandaları karşısında tuzağa düşerken bizlerin Kıbrıslı-Türkiyeli tanımlamaları, ambargolar, Annan Planı, Avrupa Birliği, iç sorunlar gibi birçok konularla meşgul olmamızı sağlıyorlarken onlar hedefine adım adım gidiyor. Kıbrıslı Türk olan bizleri bin türlü bölmek için çalışıyorlar. Yara çoktan açılmıştır kardeşlerim!

Yara büyümeye de başlamışken KKTC'yi kendi elimizle yıkıp yıkıp Türklerin Rum'a yamandığı "Kıbrıs Cumhuriyeti"ni tanımaya doğru hız alırken sizlere ateşle oynadığınızı fark ettirmeyecek kadar mı etkin onlar?

Uyanın Türk halkı! Uyanın ve artık şahlanın!

Bu feryat, acı feryattır. Bu feryada kulak veriniz ve Kıbrıs'a karşı duyarlı olunuz. Yüreğimiz acıyor ve günden güne kan kaybediyoruz. Uzanacak elinizle var olacak ve güç bulacağız. Bu Anavatan'ından başka tutunacak dalı olmayan bir avuç halkın sizlere olan haykırışını artık bütün Türk halkı duymalıdır. Elimizi tutmalıdır.

Kıbrıs Türk'ü can çekişiyor.

Kıbrıs'ta Türklük hiç abartısız son nefesini vermek üzeredir. Buna izin mi vereceksiniz?

Destek için: kizil_ates1@yahoo.com

(Kıymetli Anavatan'ım! Olayları ve bizi nasıl böldüklerini daha yeni yeni anlatmaya başladık. Önümüzdeki günlerde öyle konular var ki anlatacağımız. Türk Şehitlikleri'mizin talan edilerek nasıl ahır yapıldığını, şehit mezarlarımızın üzerinden yollar geçirildiğini, pullarımızın üstünden Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kurucusu şehit Dr. Fazıl Küçük'ün resimleri yerine Kıbrıs eşeği resimlerinin konulduğunu, okullardaki ders kitaplarından milli günlerin çıkarıldığını, ezan seslerinin çan sesleriyle nasıl susturulduğunu ve çok çok daha nicelerini anlatacağız.

Her şeyi bileceksiniz!

Anavatan'ım!

Duy yavruvatanının sesini artık.

Tutunacak tek dalımız sizlersiniz.

Anavatan yavrusundan vaz mı geçecek?

o Ayşe KOCATÜRK