Meclis ABD'nin emrine sokulmuş

Şu iki demeci birlikte okuduğumuz zaman Türkiye'nin ne kadar zor duruma sokulduğunu daha net anlıyorsunuz.

Önce Genelkurmay Başkanı Özkök'ün bir Yunan gazetesine verdiği röportajdan: "ABD'nin Irak'ta ne yapmak istediğini dünya da, biz de merak ediyoruz."

Ve Başbakan Erdoğan'ın ABD'nin Türk askerine mesafeli duruşuna tepkisinden: "Bizim ille de Irak'a asker gönderme gibi bir derdimiz, ihtirasımız yok. İstenmiyorsak gitmeyiz. Tezkere asker gönderma anlamına gelmiyor. BU TEZKERE ABD İSTEDİ DİYE ÇIKTI. KARAR ABD'NİN."

Devletin tepesindeki iki ismin demeçleri birleştirildiğinde korkunç bir sonuç çıkıyor:

"Türkiye, burnumuzun dibinde ne yapmak istediğini bilmediğimiz başı dönmüş igalci ABD istedi diye Mehmetçiki Irak'a gönderme kararı alıyor. Ama ABD istediği kıvama getirene kadar Türk askerini kenarda bekletiyor."

Başbakan Erdoğan'ın bu içten açıklaması tezkere öncesi tüm söylemlerin kamuoyunun tepkisini yatıştırmaya dönük boş söylemler olduğ net olarak ortaya seriyor.

"Herşey Türkiye için" sloganına büyük ümitle sarılan milletimiz, AKP'nin "tek başına, iş başına" dileğini gerçeğe çeviriyor. Ancak AKP iktidarı ilk günden bu güne AB-IMF-ABD şeytan üçgenine hizmete adeta şartlanıyor.

Derviş IMF için 15 günde 15 yasa çıkarttı diye milletimiz küplere binmişti. Ecevit-Yılmaz-Bahçeli üçlüsünü sandığa gömmüştü.

Oysa onların sığınacak mazeretleri vardı. Hiç biri tek başına iktidar çoğunluğuna sahip olmadığı için ele güne muhtaç olmuştu.

Ama AKP gibi Anayasayı değiştirecek çocunluğa sahip bir parti Mehmetçiğimizi kirli savaşa sürecek, Türkiye'yi ABD'nin oyuncağı haline getirecek teslimiyetçiliğini hangi mazeretle izah edecek.

Başbakan'ın dudağından dökülen bu cümleler milletimizin hatta millet vekillerimizin içine sinmediği halde ABD'li dostlarını memnun etmek için AKP'nin milli gurur ve onurumuzu ayaklar altına aldığını gösteriyor.

Şimdi milletçe şu hesabı sormanın zamanıdır: Madem Irak'a ille de asker gönderme derdiniz yoktu, o tezkereyi niçin apar topar, yangından mal kaçırır gibi gizli oturumlarda Meclis'ten geçirttiniz.

Başbakan Erdoğan'ın bu açıklaması TBMM'nin başka güçlerin emir ve hizmetine sunulduğunun da itirafıdır.

Eh neyleyelim ki, bağımsızlığımızın bekçisi olması gerekenler dahi "artık bağımsızlığın tanımı değişti" diyerek esarete kılıf arıyorlar.

Milletçe bu teslimiyete razımıyız? Her vicdan bu soruya cevap bulmak zorunda.