Ya felakete, ya felaha

AKP iktidarı on iki yıl boyunca işlediği bütün cürümleri 'istikrar' sihirli kelimesinin ardına gizlemeyi başardı. Ama sonunda kendi eliyle yaptığı istikrar putunu kendi ağzı ile yemeye başladı.2 yılda bir düşünmesine, taşınmasına fırsat vermeden, tercih yapma şansı tanımadan seçimden seçime koşturduğu halkın zaten zayıf olan muhakeme yeteneğini büsbütün felç etti.Üstüne üstlük o seçimden bu seçime iktidarın şamar oğlanına dönen halk, iktidarın baskıcı politikaları ile kimi zaman kamçı yiyerek, yanlış ekonomik politikaları ile yoksulluk ve borç içinde sürünerek son seçimden çıkmışken haydi bir seçime daha.Hem de bu sefer,  iktidarın koltuğunu sağlama almak, biraz da kendisine oy vermeyen kesimlerden intikam almak için ülkeyi kan gölüne çevirerek seçime zorluyor. AKP iktidarı bu sefer seçime kumar havasında giriyor. Koşu atı haline getirilen halk tam da dörde çatlamışken, kendinden nefret eden seçmen yüzde yetmişlere dayanmışken seçim kumarı için start vermiş bulunuyor.Bu seferki kumarda her tür hileye başvuracağını geçici bakanlar kurulu listesi ile açıkça deklare ederek. Anayasa hükmü ve demokratik teamül gereği oluşturulacak seçim hükümeti için her parti gurubunun rızasını alarak bakan atama yerine partilerden adam çalarak oluşturmaya çalıştığı listeler her şeyi anlatıyor.Muhalefet partilerinden birçok kişi bu ayartmaya gelmezken MHP'den sembol isim Tuğrul Türkeş'in evet demesi MHP'de deprem etkisi yaptı.HDP ile aynı sandalye sayısına zor sahip olduğu, daha önce tüm seçmenlerin adeta ikinci partisi konumundaki bir partinin neredeyse etnik partinin gerisine düşmesinin farkına vararak 'eyvah nerede hata yaptım' muhasebesi yapacak yerde siyasetin sanal âleminde sanal krallığını ilan eden Bahçeli ve ekibinin böyle bir şok yaşaması uyandırıcı bir etki yapar mı? Hiç sanmam. Atlantik ötesinin görevlendirmesine uygun konumlanmasını Yusuf Has Hacip'in hikmetli sözleri ile ambalajlayarak oynadığı 'kilitleme oyunu'nun acı meyvelerini daha seçimden önce toplamaya başladı bile. Bu seçim öyle görünüyor ki Ankara'yı işgal eden siyaset süflörlerinin alacakları büyük bir derse dönüşecek.Erdoğan ve yandaşlarını yaşatma derneğine dönüşen AKP, Bahçeli ile çekirdek çıtlatıp ülkedeki kanı ekrandan seyretmekle yetinen MHP, bir usta el tarafından azınlıkların yuvalandığı mahfile dönüştürülen CHP için derslerle dolu bir seçim.Geçen seçimde bunun işaretlerini gördük. Ankara siyasetinin sahici tek oyuncusu var HDP. Seçmeni de, kadrosu da bir davaya kilitlenmiş hedefe doğru ilerliyor.Ankara'nın ve milletin üstüne çöken kof kayalığa dönüşen merkez partileri bu seçimde milletin önünden çekilirse bu seçimin iyi tarafı olacak. O zaman belki millet sahici sese kulak verecek. Tarihin sesi, coğrafyanın sesi, Ahmet Yesevi'nin, Hacı Bektaşı Veli'nin sesi, Ehli Beyt'in nefesi BTP Lideri Haydar Baş'ın gür sesine.Ses ne kadar gür olursa olsun kulak verenler sağırlaşmışsa eyvahlar olsun.Dileriz milletimiz, 'kalpleri var hissetmezler, kulakları var duymazlar, gözleri var görmezler' ilahi tokadının muhatabı olmaktan çıkar ve bu sesi duyar ve ardından koşar.Göreceğiz. Bu seçim ya büyük felakete, ya da büyük felaha açılan kapı olacak.