Kurtuluş savaşını kazanmış yeniden yapılanmak için hararetle çalışan Atatürklü Türkiye'ye 1928 yılında, O dönemin ünlü ekonomistlerinden Hollandalı Vissering, Alman Schacth ve Müller şöyle derler: "Siz sanayileşmeyi bırakın, topraklarınız verimli, tarıma yönelin. Merkez Bankası da kuramazsınız, o düşünceyi terk edin. Boşuna uğraşmayın, Batının yardımı olmadan kalkınamazsınız." Elbette Atatürk bunlara kulak asmaz. Merkez bankasını kurar, hem sanayileşmede hem de tarımda büyük atılımlar gerçekleştirir. Ama ne yazık ki, Atatürk'ün başlattığı gelişme sonraki hükümetler tarafından devam ettirilmez ve Türkiye bugün içinde bulunduğu vahim durumlara kadar getirilir.Sosyal bilimciler "Osmanlı İmraparatorluğunun ekonomik alanda gelişememesinin ve yarı sömürge haline gelmesinin en önemli sebebi, senyoraj hakkını kullanmamasıdır" derler. Osmanlı, devletin kullanması gereken senyoraj yetkisini, İngiliz ve Fransız ortak sermayesine dayanan Osmanlı Bankası'na bırakmıştı. Osmanlı, son dönemlerinde kendi parasına bile hâkim değildi. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum da Osmanlı'nın yaşadıklarından faklı değil.Merkez bankasının bir ülke için ne kadar önemli olduğunu Merkez Bankası eski başkanı Yaman Törüner, şu şekilde anlatıyor: "Merkez Bankacılığı, ateş ve tekerlekle beraber dünyada yapılan en büyük üç icattan biridir. Merkez bankaları sayesinde devletler para basar ve bastıkları para kadar 'senyoraj' geliri elde ederler, yani, bastıkları para kadar halktan vergi toplamış olurlar. Bu açıdan bakıldığında, Merkez bankaları devletlerin bir parçasıdır ve prensip olarak devletten bağımsız olamazlar."Törüner'in bahsettiği bu prensip küresel sermaye sahipleri ve IMF'nin istekleri doğrultusunda göz ardı edilmektedir.Peki, olması gereken nedir? Bu sorunun cevabını gerçek manada ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi modeli isimli eserinde bulabilirsiniz.Milli Ekonomi Modeli merkez bankasını gerçek özgürlüğüne kavuşturmayı öngörmektedir. Merkez bankası için gerçek özgürlük, Türk lirasını herhangi bir kısıtlama olmaksızın ekonominin ihtiyacı nispetinde piyasaya verebilmesidir. Devlete senyoraj hakkı kullandırılmayınca ekonomiye hâkim olan yabancı paralar, milli ekonomi modelinde hâkimiyetlerini kaybedecekler ve Türk lirası kaybettiği itibarını bu şekilde yeniden kazanmış olacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023