Merkez Bankası Başkanı Karahan'dan 'büyük kesinti' açıklaması
Türkiye Bankalar Birliği tarafından, bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesi ve sektörel kapasitenin geliştirilmesi amacıyla, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda "Ödeme Sistemleri Zirvesi" düzenlendi. Programda konuşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Merkez bankası olarak kendi içimizde büyük bir kesinti ile karşılaştığımızda ise çoğu durumda bir saat içinde operasyonları yeniden başlatma kapasitesine sahibiz" dedi.
26.06.2025 13:50:00
İhlas Haber Ajansı
İhlas Haber Ajansı





Türkiye Bankalar Birliği tarafından İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda düzenlenen program kapsamında, Türkiye'nin ödeme sistemleri alanındaki gelişimi, uluslararası eğilimler, güvenlik uygulamaları, dijital para çalışmaları ve bölgesel iş birlikleri gibi başlıklar ele alınırken, yurt içinden ve yurt dışından katılım sağlayan uzman isimler tarafından da çeşitli oturumlarda görüşler paylaşıldı. Zirvenin açılış konuşmaları ise Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan tarafından yapıldı.

"Alışveriş harcamalarında e-ticaretin payı yüzde 30'un üzerinde"
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, "Son dönemde; internet bankacılığı, mobil ödemeler, temassız teknolojiler ve kripto varlıklar gibi yenilikçi çözümler, ödeme alışkanlıklarımızı ve beklentilerimizi yeniden şekillendirmektedir. Bu dönüşümün en önemli etkenlerinden bir tanesi, finansal teknoloji (FinTech) şirketlerinin yükselişidir. FinTech'ler, geleneksel finans kuruluşları ile birlikte kullanıcı odaklı, hızlı ve maliyet açısından daha avantajlı çözümler sunmaktadır. Blokzincir teknolojisi, yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi yenilikçi teknolojiler de ödeme sistemlerinin geleceğini etkileyen kritik alanlardır. Türkiye olarak, ödeme sistemlerinin öneminin farkındayız ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ülkemiz; genç ve dinamik nüfusu, gelişmiş teknoloji altyapısı, yaygın üretim ve yatırım ağı, inovasyona açık yaklaşımıyla ödeme sistemleri alanında önemli bir potansiyele sahiptir. Bankacılık sektörümüz, teknolojiye yaptığı yatırımlar ve sunduğu yenilikçi ürün ve hizmetlerle ödeme sistemleri alanında önemli bir paydaş konumundadır. Dijital çözümler ile ödeme sistemlerini başarıyla entegre eden finansal kuruluşlarımız, en iyi müşteri deneyimini sağlama konusunda dünyaya örnek teşkil edecek seviyededir. Dijital cüzdanlar, gömülü finans çözümleri, servis bankacılığı uygulamaları ve platformlar, ödemeleri en sürtünmesiz seviyeye taşımaktadır. Öte yandan, ülkemizde toplam alışveriş harcamaları içerisinde e-ticaretin payı 2025 yılı itibariyle yüzde 30'un üzerine çıkmıştır" dedi.
"Son yıllarda mobil ödemeler, temassız ödemeler ve anlık ödeme sistemleri ivme kazanmıştır" diyen Çakar, "Bankalarımızın yanı sıra lisanslı ödeme kuruluşlarının da sektöre girmesiyle rekabet artmış ve kullanıcıların tercihlerine uygun, çeşitli ve makul maliyetli ödeme seçenekleri sunulmuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından hayata geçirilen FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) sistemi, ödeme sistemlerimizde önemli bir dönüm noktası olmuştur. FAST, 7/24 anlık para transferi imkanı sunarak hem bireylerin hem de işletmelerin finansal işlemlerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. FAST sisteminin tamamlayıcısı olan Kolay Adresleme Sistemi (KOLAS), kullanıcıların IBAN'larını kolay hatırlanabilen bilgilerle eşleştirerek para transferlerini daha hızlı ve pratik hale getirmiştir. Merkez Bankası koordinasyonunda geliştirilen TR Karekod uygulaması, tüm ödeme sistemlerine entegre edilebilen, ulusal bir karekod altyapısı sunmaktadır. Karekodlu ödemelerdeki artış, sistemin etkinliğini gözler önüne sermektedir. Açık bankacılık uygulamaları ve API entegrasyonları da yaygınlaşmaktadır. Bu gelişmeler, farklı finansal hizmet sağlayıcılarının iş birliğini teşvik ederek yenilikçi ve kullanıcı odaklı çözümlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Merkez Bankamızın öncülüğünde TROY gibi yerli ve milli ödeme sistemlerinin etkin kullanılması için önemli adımlar atılmaktadır." ifadelerini kullandı. Çakar, "Ödeme sistemlerinin geleceği; teknolojik inovasyonlar, değişen tüketici beklentileri, düzenleyici çerçeveler ve rekabet tarafından şekillenecektir. Önümüzdeki dönemde; nakit kullanımının azalmaya devam etmesi ve dijital ödeme yöntemlerinin yaygınlaşması beklenmektedir. FAST gibi sistemlerin küresel ölçekte de yaygınlaşması öngörülmektedir. Akıllı telefonların ve mobil uygulamaların ödeme süreçlerindeki rolü artacaktır. Yüz tanıma, parmak izi gibi biyometrik teknolojiler ödeme süreçlerinde daha yaygın hale gelecektir. Veri paylaşımı ve API entegrasyonları yaygınlaşacaktır. Dijital paraların kullanımı yaygınlaşacaktır. Güvenli ödeme altyapılarının oluşturulması daha da kritik hale gelecektir" şeklinde konuştu.
"Ödeme sistemleri, finansal istikrarın temel direkleridir"
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Ödeme sistemleri yalnızca teknik bir altyapıdan ibaret değildir. Onlar, finansal istikrarın temel direkleridir. Büyük tutarlı işlemleri kolaylaştırmak ya da küçük işletmelerin ödeme almasını sağlamak gibi görevlerde, güvenilirlik hayati önem taşır. Birkaç dakikalık bir kesinti bile finansal kayıplara yol açabilir, kamu güvenini sarsabilir ve ciddi durumlarda sistemik krizlere neden olabilir. Bununla birlikte, ödeme sistemleri uzun süre merkez bankaları için sıkıcı bir konu olarak görülmüştür. Geçtiğimiz on yılın büyük bölümünde tartışmaların ön saflarında yer almamışlardır. Genellikle ancak bir sorun çıktığında dikkat çekerlerdi. Ancak ödeme sistemleri başarısız olduğunda, tüm ekonomi krize girebilir. Artık bu durum değişti. Günümüzde, daha önce sessizce arka planda kalan ödeme sistemleri, sahnenin merkezine yerleşmiş durumda. Hızlı ödeme sistemlerinin yükselişi, finansal teknoloji (fintech) yenilikleri, merkez bankası dijital paraları (CBDC'ler) ve benzeri gelişmelerle birlikte, ödemeler finans sektörünün en dinamik ve hızla dönüşen alanlarından biri haline geldi. Türkiye, bu dönüşümün önde gelen örneklerinden biridir" dedi.
"Ekosistemimiz; bankaları, fintech şirketlerini, ödeme ve elektronik para kuruluşlarını, altyapı sağlayıcılarını ve düzenleyici kurumları bir araya getirmektedir" şeklinde konuşan Karahan, "Bu çok paydaşlı yapı, inovasyonu ve rekabeti destekleyerek sektörün verimli işlemesini ve tüm paydaşlara hizmet etmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, nihai kullanıcı deneyimi büyük ölçüde değişti. E-ticaretin büyümesinden temassız kartların, QR kodlarının, NFC teknolojisinin ve dijital cüzdanların yaygın olarak benimsenmesine kadar pek çok alanda dönüşüm yaşandı. Bu yenilikler ne kadar etkileyici olursa olsun, beraberinde yeni riskler ve kırılganlıklar da getiriyor. Peki, bu sistemler başarısız olduğunda ne olur' Etkileri anında ve geniş kapsamlı olur. Perakende alanında, POS terminalleri ya da yönlendirme sistemlerinde yaşanan bir arıza günlük işlemleri durma noktasına getirebilir. E-ticarette, ödeme aksaklıkları gelir kaybına ve müşteri güveninin sarsılmasına yol açar. Bireyler açısından bakıldığında, bu tür bir arıza fonlara erişimi engelleyebilir. Merkez bankaları ve finansal kurumlar içinse, bu tür bir başarısızlık bankalar arası mutabakatları ve temel para politikası işlemlerini sekteye uğratabilir. Toptan piyasalarda ise işlemlerin zamanında tamamlanması hayati öneme sahiptir. Herhangi bir aksama özellikle küçük işletmeler için likidite sıkışıklığına neden olabilir. Bu riskleri yalnızca kendi sistemlerimiz için değil, denetimimiz altındaki kuruluşların işlettiği sistemler için de ciddiyetle ele alıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Büyük bir kesinti ile karşılaştığımızda bir saat içinde operasyonları yeniden başlatma kapasitesine sahibiz"
Sıkı denetim mekanizmalarıyla net teknik ve operasyonel standartların uygulanmasını sağladıklarını kaydeden Karahan, "İş sürekliliği planlarının bir parçası olarak, her sistem bileşeninin kritikliğini değerlendiren ve buna uygun iyileştirme prosedürleri belirleyen ayrıntılı bilgi sistemleri sürekliliği planlarını yürütüyoruz. Bu planlar düzenli olarak test edilmekte ve coğrafi olarak dağıtılmış veri merkezleri ile ikincil operasyonel sahalar tarafından desteklenmektedir. Aynı derecede önemli olarak, kurumsal dayanıklılığı insan kaynakları planlaması, personelin çapraz eğitimi, kritik roller için yedek atamaları ve tek nokta arızalarının önlenmesi yoluyla güçlendiriyoruz. Bir bankanın ödeme sistemlerimize erişiminde kendine özgü bir sorun yaşaması durumunda, işlemleri onun adına gerçekleştirebilmekteyiz. Merkez bankası olarak kendi içimizde büyük bir kesinti ile karşılaştığımızda ise çoğu durumda bir saat içinde operasyonları yeniden başlatma kapasitesine sahibiz. Düzenleyici tarafta ise, ilgili kurumlar ve sistem işletmecilerinden güncel ve test edilmiş iş sürekliliği, siber güvenlik ve risk yönetimi çerçevelerini sürdürmelerini talep ediyoruz. Denetimler ve düzenli raporlar aracılığıyla, bu kuruluşların zayıf noktaları tespit edebilmesini, olaylara müdahale edebilmesini ve hızlıca toparlanabilmesini sağlıyoruz" dedi.

"Alışveriş harcamalarında e-ticaretin payı yüzde 30'un üzerinde"
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, "Son dönemde; internet bankacılığı, mobil ödemeler, temassız teknolojiler ve kripto varlıklar gibi yenilikçi çözümler, ödeme alışkanlıklarımızı ve beklentilerimizi yeniden şekillendirmektedir. Bu dönüşümün en önemli etkenlerinden bir tanesi, finansal teknoloji (FinTech) şirketlerinin yükselişidir. FinTech'ler, geleneksel finans kuruluşları ile birlikte kullanıcı odaklı, hızlı ve maliyet açısından daha avantajlı çözümler sunmaktadır. Blokzincir teknolojisi, yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi yenilikçi teknolojiler de ödeme sistemlerinin geleceğini etkileyen kritik alanlardır. Türkiye olarak, ödeme sistemlerinin öneminin farkındayız ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ülkemiz; genç ve dinamik nüfusu, gelişmiş teknoloji altyapısı, yaygın üretim ve yatırım ağı, inovasyona açık yaklaşımıyla ödeme sistemleri alanında önemli bir potansiyele sahiptir. Bankacılık sektörümüz, teknolojiye yaptığı yatırımlar ve sunduğu yenilikçi ürün ve hizmetlerle ödeme sistemleri alanında önemli bir paydaş konumundadır. Dijital çözümler ile ödeme sistemlerini başarıyla entegre eden finansal kuruluşlarımız, en iyi müşteri deneyimini sağlama konusunda dünyaya örnek teşkil edecek seviyededir. Dijital cüzdanlar, gömülü finans çözümleri, servis bankacılığı uygulamaları ve platformlar, ödemeleri en sürtünmesiz seviyeye taşımaktadır. Öte yandan, ülkemizde toplam alışveriş harcamaları içerisinde e-ticaretin payı 2025 yılı itibariyle yüzde 30'un üzerine çıkmıştır" dedi.
"Son yıllarda mobil ödemeler, temassız ödemeler ve anlık ödeme sistemleri ivme kazanmıştır" diyen Çakar, "Bankalarımızın yanı sıra lisanslı ödeme kuruluşlarının da sektöre girmesiyle rekabet artmış ve kullanıcıların tercihlerine uygun, çeşitli ve makul maliyetli ödeme seçenekleri sunulmuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından hayata geçirilen FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) sistemi, ödeme sistemlerimizde önemli bir dönüm noktası olmuştur. FAST, 7/24 anlık para transferi imkanı sunarak hem bireylerin hem de işletmelerin finansal işlemlerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. FAST sisteminin tamamlayıcısı olan Kolay Adresleme Sistemi (KOLAS), kullanıcıların IBAN'larını kolay hatırlanabilen bilgilerle eşleştirerek para transferlerini daha hızlı ve pratik hale getirmiştir. Merkez Bankası koordinasyonunda geliştirilen TR Karekod uygulaması, tüm ödeme sistemlerine entegre edilebilen, ulusal bir karekod altyapısı sunmaktadır. Karekodlu ödemelerdeki artış, sistemin etkinliğini gözler önüne sermektedir. Açık bankacılık uygulamaları ve API entegrasyonları da yaygınlaşmaktadır. Bu gelişmeler, farklı finansal hizmet sağlayıcılarının iş birliğini teşvik ederek yenilikçi ve kullanıcı odaklı çözümlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Merkez Bankamızın öncülüğünde TROY gibi yerli ve milli ödeme sistemlerinin etkin kullanılması için önemli adımlar atılmaktadır." ifadelerini kullandı. Çakar, "Ödeme sistemlerinin geleceği; teknolojik inovasyonlar, değişen tüketici beklentileri, düzenleyici çerçeveler ve rekabet tarafından şekillenecektir. Önümüzdeki dönemde; nakit kullanımının azalmaya devam etmesi ve dijital ödeme yöntemlerinin yaygınlaşması beklenmektedir. FAST gibi sistemlerin küresel ölçekte de yaygınlaşması öngörülmektedir. Akıllı telefonların ve mobil uygulamaların ödeme süreçlerindeki rolü artacaktır. Yüz tanıma, parmak izi gibi biyometrik teknolojiler ödeme süreçlerinde daha yaygın hale gelecektir. Veri paylaşımı ve API entegrasyonları yaygınlaşacaktır. Dijital paraların kullanımı yaygınlaşacaktır. Güvenli ödeme altyapılarının oluşturulması daha da kritik hale gelecektir" şeklinde konuştu.
"Ödeme sistemleri, finansal istikrarın temel direkleridir"
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Ödeme sistemleri yalnızca teknik bir altyapıdan ibaret değildir. Onlar, finansal istikrarın temel direkleridir. Büyük tutarlı işlemleri kolaylaştırmak ya da küçük işletmelerin ödeme almasını sağlamak gibi görevlerde, güvenilirlik hayati önem taşır. Birkaç dakikalık bir kesinti bile finansal kayıplara yol açabilir, kamu güvenini sarsabilir ve ciddi durumlarda sistemik krizlere neden olabilir. Bununla birlikte, ödeme sistemleri uzun süre merkez bankaları için sıkıcı bir konu olarak görülmüştür. Geçtiğimiz on yılın büyük bölümünde tartışmaların ön saflarında yer almamışlardır. Genellikle ancak bir sorun çıktığında dikkat çekerlerdi. Ancak ödeme sistemleri başarısız olduğunda, tüm ekonomi krize girebilir. Artık bu durum değişti. Günümüzde, daha önce sessizce arka planda kalan ödeme sistemleri, sahnenin merkezine yerleşmiş durumda. Hızlı ödeme sistemlerinin yükselişi, finansal teknoloji (fintech) yenilikleri, merkez bankası dijital paraları (CBDC'ler) ve benzeri gelişmelerle birlikte, ödemeler finans sektörünün en dinamik ve hızla dönüşen alanlarından biri haline geldi. Türkiye, bu dönüşümün önde gelen örneklerinden biridir" dedi.
"Ekosistemimiz; bankaları, fintech şirketlerini, ödeme ve elektronik para kuruluşlarını, altyapı sağlayıcılarını ve düzenleyici kurumları bir araya getirmektedir" şeklinde konuşan Karahan, "Bu çok paydaşlı yapı, inovasyonu ve rekabeti destekleyerek sektörün verimli işlemesini ve tüm paydaşlara hizmet etmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, nihai kullanıcı deneyimi büyük ölçüde değişti. E-ticaretin büyümesinden temassız kartların, QR kodlarının, NFC teknolojisinin ve dijital cüzdanların yaygın olarak benimsenmesine kadar pek çok alanda dönüşüm yaşandı. Bu yenilikler ne kadar etkileyici olursa olsun, beraberinde yeni riskler ve kırılganlıklar da getiriyor. Peki, bu sistemler başarısız olduğunda ne olur' Etkileri anında ve geniş kapsamlı olur. Perakende alanında, POS terminalleri ya da yönlendirme sistemlerinde yaşanan bir arıza günlük işlemleri durma noktasına getirebilir. E-ticarette, ödeme aksaklıkları gelir kaybına ve müşteri güveninin sarsılmasına yol açar. Bireyler açısından bakıldığında, bu tür bir arıza fonlara erişimi engelleyebilir. Merkez bankaları ve finansal kurumlar içinse, bu tür bir başarısızlık bankalar arası mutabakatları ve temel para politikası işlemlerini sekteye uğratabilir. Toptan piyasalarda ise işlemlerin zamanında tamamlanması hayati öneme sahiptir. Herhangi bir aksama özellikle küçük işletmeler için likidite sıkışıklığına neden olabilir. Bu riskleri yalnızca kendi sistemlerimiz için değil, denetimimiz altındaki kuruluşların işlettiği sistemler için de ciddiyetle ele alıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Büyük bir kesinti ile karşılaştığımızda bir saat içinde operasyonları yeniden başlatma kapasitesine sahibiz"
Sıkı denetim mekanizmalarıyla net teknik ve operasyonel standartların uygulanmasını sağladıklarını kaydeden Karahan, "İş sürekliliği planlarının bir parçası olarak, her sistem bileşeninin kritikliğini değerlendiren ve buna uygun iyileştirme prosedürleri belirleyen ayrıntılı bilgi sistemleri sürekliliği planlarını yürütüyoruz. Bu planlar düzenli olarak test edilmekte ve coğrafi olarak dağıtılmış veri merkezleri ile ikincil operasyonel sahalar tarafından desteklenmektedir. Aynı derecede önemli olarak, kurumsal dayanıklılığı insan kaynakları planlaması, personelin çapraz eğitimi, kritik roller için yedek atamaları ve tek nokta arızalarının önlenmesi yoluyla güçlendiriyoruz. Bir bankanın ödeme sistemlerimize erişiminde kendine özgü bir sorun yaşaması durumunda, işlemleri onun adına gerçekleştirebilmekteyiz. Merkez bankası olarak kendi içimizde büyük bir kesinti ile karşılaştığımızda ise çoğu durumda bir saat içinde operasyonları yeniden başlatma kapasitesine sahibiz. Düzenleyici tarafta ise, ilgili kurumlar ve sistem işletmecilerinden güncel ve test edilmiş iş sürekliliği, siber güvenlik ve risk yönetimi çerçevelerini sürdürmelerini talep ediyoruz. Denetimler ve düzenli raporlar aracılığıyla, bu kuruluşların zayıf noktaları tespit edebilmesini, olaylara müdahale edebilmesini ve hızlıca toparlanabilmesini sağlıyoruz" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.