Gerek dini gerekse milli bayramlar toplumların ruh gıdasıdır. Barışı, paylaşımı, kardeşliği topluma sunan en iyi değerlerdir de. Peki, güzel de toplumun kanı ile kazanılmış ve her karış toprağımız kanla sulanmış bu ülkenin milli bayramlarından neden korkuluyor? Biz, çocukluğumuzdan beri 21. yüzyıla kadar hem dini bayramlarımızı hem de milli bayramlarımızı zevkle, saygıyla ve coşkuyla kutladık. Böylece ulusal bütünlüğümüzü sağlamış olduk. Şimdi o bayramlar, kime hoş görünmek için veya neyin hesabını sormak için es geçiliyor gerçekten anlayamıyorum.Bize savaş açmış, devletin topraklarını işgal etmiş, ordularını dağıtmış, silahlarını ellerinden almış bir ulusun bağımsızlık için savaşmasından daha doğal ne olabilirdi ki? Fransız'ı, İngiliz'i, Yunan'ı ve diğer işgal güçleri senin ülkeni yağmalayacak ve seni Kızılırmak vadisinde bir alana sıkıştıracak ve sen Sevr paçavrasını Lozan'da tarihe gömeceksin; mandacıların torunları senin bu zaferini topluma unutturmak isteyecekler. Bu yaklaşımın vatanseverlikle ne ilgisi var?Biz, Çanakkale'de 250.000 genç fidanlarımızı bağımsızlık uğruna, namus ve onur uğruna toprağa gömdük. Emperyalizmin uşaklarını gerisin geri gönderdik. Biz, bir şairimizin dediği gibi:"26 Ağustos gece sabaha karşıTopların çelik ağzı, çaldı bir hücum marşı."26 Ağustos Gecesi başlayan Kurtuluş Savaşı, 30 Ağustos günü Anadolu insanının ve onların bağrından çıkan ordusunun zaferi ile sonuçlandı. Ayağında çarığı, bacağında yamalı pantolonu, üzerinde incecik giysilerle savaşan bu vatanperver evlatlarımızın ruhlarını mutlu etmek bizim görevimizken ne yazık ki bu namus, onur ve bağımsızlık savaşını topluma özellikle gençlerimize unutturmak istemektedirler.Bu toplum, savaştaki askerine, gece sabaha kadar omzunda mermi taşıyan kadınlarımızı, gece sabahlara kadar onlara çorap ören ninelerimizi, ölümü göze alarak kağnıları ile erzak, cephane götüren annelerimizi, Kara Fatmaları, Nene Hatunları unutmaz unutamaz ve unutmamalıdır da.Kurtuluş Savaşı Anadolu destanıdır. Anonim Halk Edebiyatında, Milli Edebiyatımızda yerini bulan bu zaferi şairlerimiz destanlaştırmış ve ölümsüzleştirmişlerdir. Devlet 30 Ağustos Zafer Bayramını geçiştirebilir. O günün emperyalist devletlerine yaranmak için kutlamayabilir ama zaferi kazanan bu halk, bayramını da kendisi onurla kutlar. Yürekten gelen sevgiyle, içlerinden gelen vicdanla savaş meydanlarında ülkesini kurtaran, analarımızın, bacılarımızın namusunu koruyan o kahramanları minnetle, şükranla anmak için Zafer Bayramı'nı tüm engellemelere karşın kutlar. Çünkü bizim insanımız kadirşinastır. Bizim insanımız onurludur.Toplumları yok etmek mi istiyorsunuz? Önce o ülkenin eğitimini yozlaştırmalısınız. Ulusalcılıktan çıkarıp, ideolojikleştirmeniz yeterli. Sonra o toplumun manevi değerlerini yozlaştırmak yeterlidir. Dini siyasallaştırmak, gelenek görenekleri yozlaştırmak temel göreviniz olmalı. Toplumda oluşan ulusal kahramanları toplum nazarında küçük düşürecek ve hatta fotoğraflarını devlet dairelerinden kaldırarak unutturmak üçüncü göreviniz olmalıdır. Mezhep kışkırtıcılığı, ırk ayırımı gibi toplumun hassas olduğu oluşumları kaşımak dördüncü ilkeniz olmalıdır. Her şeyini kaybetmiş bir toplumu yutmak için ülke içinde işbirlikçiler bulmak son işiniz olmalıdır. İşte o zaman o toplumu tarihten silmek an meselesi olur.Bana göre ülkemizde oynanan oyun Sevr'de elde ettiklerini Lozan'da kaybeden devletlerin yerli işbirlikçilerle birlikte Sevr'i canlandırmaktır. Onun için de milli bayramların üzerine kalın bir çizgi çekilmek istenmektedir.Umarım ben yanılmış olayım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023