Kuş gribi hastalığı nerede, nasıl başladı?Kuş gribi hastalığı Vietnam, Kamboçya, Güney Kore, Laos, Japonya ve komşu ülkelerde, önce kümes hayvanları olan tavuklarda görülerek dikkat çekmiş bulunmaktadır. Bu sebeple hastalığın tanısı konduktan sonra, çiftliklerdeki tavukların itlafına gidilmiştir. Böylece milyonlarca tavuk telef olmuş ve insanlar arasında adeta bir panik havası oluşturulmuştur. Şu ana kadar öldürülen tavuk sayısı 20 milyonu çoktan aşmış bulunmaktadır. Hastalığın merkezi olarak Tayland görülmektedir. İtlaf edilen tavukların dışında, bu ülkelerden tavuk ihracatları ve alımları da durdurulmuştur. Kısacası bu ülkelere hem sağlık açısından, hem de ekonomik açıdan büyük zararlar husule gelmiştir. Evcil tavuklarda görülen bu kuş gribi hastalığı bazen insanlara da değişik yollardan geçebilmektedir. İşte en büyük korku ve panik bu sebeple olmaktadır. Çünkü hastalık öldürücüdür ve henüz tedavisi de tam olarak bilinmemektedir, hatta yok denecek kadar yetersizdir. Kuş gribi tavuklardan insanlara doğrudan geçer mi? Kuş gribinin tavuklardan doğrudan insanlara bulaşması söz konusu değildir. Fakat aracı olarak başka hayvanlar ve bilhassa domuzlar enfekte olup, araya girerse, bu sefer domuz etinden ve kanından kolayca insanlara da bulaşabilmektedir. Çünkü bu aracı olarak bulunan hayvanda, virüsler kısmen mutasyona uğrarlar, kısmen de güçlenerek daha saldırgan ve daha dayanıklı duruma gelebilirler. Kuş gribi hastalık etkenlerindeki farklılıklarAyrıca bu Kuş Gribi hastalığı her defasında değişik şekilde gelişerek farklılıklar gösterebilmektedir. Bu virüs özellikle domuzlara sirayet ettikten sonra onların bağırsaklarına girerse, orada büyük gelişme göstererek akciğerlerine da yayılabilmektedir. Böylece bu enfeksiyon daha azgın ve daha kontrolden uzak bir seyir gösterebilmektedir. Ayrıca bu kuş gribi 1997'de görülen kuş virüsü hastalığından daha farklı gelişme göstermektedir. O zamanki kuş gribi hastalığından yaklaşık olarak 18 kişi vefat etmişti. Ama bu hastalık da keza henüz insandan insana bulaşma şeklinde gelişme göstermemektedir. Bununla beraber o bölgedeki bilim adamı Preiris şöyle demektedir: "Bu yeni kuş gribi virüsü, insandan insana geçenden tam olarak ayrılamamaktadır. Onun için her an yeni bir şekle bürünerek, insandan insana geçme özelliğini kazanabilir. O takdirde de insanlık için felaket halini alabilir." Bu husustaki epidemiolojik bilgiler önemli olmaktadır. Bu bakımdan seyrini dikkatle takip etmek gerekmektedir. Çünkü her an bir sıçrama oluşabilir. Bunun yanında geçen 2003 şubat ayında, Guangdong bölgesinde atipik seyreden bir pnömoniden (zatürreden), ölen birkaç vakanın da bir nevi kuş virüsü enfeksiyonu olması muhtemel görülmektedir. Bu eyalette yaklaşık olarak 80 milyon insan yaşamaktadır. Onların arasından 300 kadarı (100 kadarı sağlık personeli) hastalanmış ve aralarından 5 kadarı da ölümle sonuçlanmış bulunmaktadır. O zamanlardaki hatalık tanısı da: Mycoplasma Pneumoniae şeklindeydi. Beijing eyaletinde ölenlerden ikisinin akciğerlerinde yapılan incelemelerinde, Clamidia tespit edilmiş bulunmaktadır. Bununla beraber bu bilgilere, Memphis'teki çocuk araştırma hastanesi doktorlarından olan Robert Webster bu bilgileri yetersiz bulmakta ve "Maalesef elimizde bunların teyidi için gerekli bilgiler olmadığından dolayı, bu teşhislerle yetinmek zorundayız" demektedir. Kuş gribi enfeksiyonlarının virüs tipleri Bu tür virüslerden 4 ana tipi tanınmış bulunmaktadır. Bunların ikisi ise insandan insanda hastalık yapabilen Homo Sapiens tipine uymaktadır. Bunların arasından bölgesel yayılma gösteren şeklin ise "B-tipi" olduğunu ileri sürmektedirler. Bunun yanında "A tipi" virüsü de vardır. A tipi virüsü ise çok daha tehlikeli ve öldürücü karakterdedir. Bu A tipi virüsü bazen insandan insana hızlı bulaşma göstererek, dünyayı kasıp kavurabilmektedir. Zaten bu "A tipi" virüsü 1918 yılındaki 1. dünya savaşında, savaştan kaybedilen ölü sayısından iki misli fazla insan kaybına sebep olmuştur. Demek ki o tarihlerde, bu korkunç epidemiden en azından 20-30 milyon insanın öldüğü düşünülmektedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006