Moskova'dan Taksim'e bir bakış

Türkiye'de halkın meydanlara dökülmesinde etkili olan Taksim'deki Gezi Parkı’nın kaldırılışı olduğunu öğrendiğimde, ilk aklıma gelen üç sene öncesi Moskova'daki Himki Ormanı olayları idi.  Her bir karşılaştırma hata taşıdığı gibi, doğruluk payı da ihtiva etmektedir. Nitekim Moskova ile İstanbul olaylarının birçok ortak yönü bulunmaktadır.Moskova civarındaki Himki Ormanı içinden Hükümet otoban geçirecekti. Bu projeye gönüllüler karşı çıktı, mitingler düzenlendi, hatta Himki Ormanı savunma hareketi oluşturuldu. Hayırlı gibi görünen bu işte, ne hikmetse, hem Rusya hem Amerikan vatandaşı Bayan Yevgenia Çirikova, hareketin lideri olarak belirlendi. Başarılı çalışmalarından dolayı Bayan Çirikova Mart 2011'de  ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından kurulan 'Cesaret için' ödülünü ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden elinden aldı. 14 Eylül 2011'de, Rus politikacıları ve yetkililerin 'kara listesini' iletmek için Washington'a gitti. Twitter'da Esad rejimine karşı mücadele edenlere para toplamaya çalıştı vs vs.    Milletin sabrı taştıOlayların bizzat içinde olan Türk arkadaşım Avukat Kazım Üstün'ün anlattıklarına göre; “Olay, iktidar sarhoşluğundaki hükümetin; gezi parkının yıkımına tepki gösteren protestocuları aşağılayıcı tavrı ile başladı. Tamamen sosyal medya üzerinden Gezi Parkına sahip çık mesajları ile kendiliğinden başladı. Toplum, zaten ekonomik sıkıntılar yüzünden, PKK ile yapılan görüşmelerden ve hükümetin Suriye politikasında teröristlere açıkça destek veren politikası yüzünden gerilmişti. Başbakan son günlerde  milleti kıran ve aşağılayan şu olaylar tüm toplumun sinirlerini iyice gerdi, Gezi Parkı ise, bir kıvılcım oldu. O da şu; Reyhanlı saldırısı olduğunda önce ABD'ye gitti, sonra dönüşte bölgeye gitti, ikincisi alkol düzenlemesinde, ben %50 ile iktidarım havasıyla yasayı anlatmaya ihtiyaç duymadan aşağılayıcı bir tavırla yasayı geçirdi. Başbakan yasayı Meclis’te savunurken iki ayyaşın çıkardığı yasayı değiştirdik gibi alaycı ifadeler kullandı. Bu üslup halkı iyice çıldırttı. Üçüncüsü de 80 bin Alevi’yi katleden Yavuz Sultan Selim’in isminin 3. Köprüye verileceğini ilan etmesi oldu. Mesela önceden İstanbul'daki vapurların tasarımının nasıl olacağını halka sormuşlardı. Oylama ile şimdiki vapurlar seçildi. Hükümet oldubittiye getirerek 3. köprünün ismini ilan etmesi Alevileri kızdırdı. Ekonomik sorunlar zaten halkı bezdirmişti. Başbakan, halkın demokratik hakkını kullanması olayını "tencere tava, hep aynı hava" ve göstericiler için de "çapulcular" ifadesini kullanması, dış basından Financial Times'in ifadesi ile: Başbakan’ın halkına karşı kibirli tavrının tetiklediği ve kısa zamanda yaşanan bu gelişmeler bardağı taşırdı ve halk, on yılda hükümete karşı biriktirdiği öfkesini dışa vurdu.Medya aracılığı ile vatandaşa, her şey iyi gidiyor deniyor ama vatandaşın ekonomik hali gittikçe kötüleşiyor. Bu çelişki halkın psikolojisini bozdu. Anlayacağımız kısa bir zamanda halk, üst üste gelen baskıları kaldıramadı ve  dayanamayıp sonunda patladı. Hükümet bu tür baskıları daha önce zamana yayıyordu veya medya ile yumuşatıyordu. Yaşanan süreç sonunda halk, Milli Ekonomi Modeli’nden dolayı Rusya'nın meclisi Duma'da alkışlanan Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka bir liderin somut çözüm önerileri olmadığı gerçeğini göremezse bir gezi parkı direnişinin bitişi diğerinin başlangıcı olur o kadar” dedi. Türk Baharının başlangıcı mı?Yangın küçükken Başbakan söndürme yerine aleve daha da odun ve kömür attı, sokağa çıkanları şiddetle dağıtma emri verdi. Amerikan siyaset teknolojisi uzmanların geliştirdikleri iç veya dış ülke veya liderlerin seçimle veya ihtilalle iktidara getirme, yönetme veya devirme yöntemleri başarılı bir şekilde 'Arap Baharı' ile Arap ülkelerinde uyguladıktan sonra Rusya'da ve Suriye'de tıkanıp kalmıştı, dik duran İran'a kadar uzanamadı. Çünkü her ülkenin lideri Batı-Amerikan direktiflerine ne zaman Stop demesini bilerek halkın, yani Vatan çıkarları tarafını nihai doğru seçebildiler. 'Salus populi suprema lex esto' (İnsanların refahı en yüce hukuk olsun)  demiş düşünür Cicero 'De legibus' (Kanunlar) Latince ifade edilen yazısında. Halka refah  getirme sloganı ile siyasete soyunmadı  mı ki şimdiki T.C. Başbakanı? Seneyi beklemeden, artık T.C. Başbakanın seçimini yapma zamanı geldi. Eski milletvekili siyaset bilimcisi Viktor Minin'in dediğine göre, bir iki gün içinde İnternet üzere organize ederek binlerce insanı meydana döken güçler Türkiye Başbakanının nasıl kolay devrilebileceğinin işaretini verdiler. Minin'in getirdiği yoruma göre, Türkiye'yi hala Suriye ile savaşa sokmadığı için ya Erdoğan'a son ikaz geldi, ya da artık Erdoğan'ı devirme kararı alınmıştır, Türkçe ifade ile – İpi çekilmiştir.  Her halükarda Erdoğan'ın şuandaki durumu otlu tava üzerinde kızaran leblebiye benzer. Suriye meselesi iki uçlu bir sopa haline dönüştü. Katar gaz boru hattı Avrupa'ya Suriye ve Türkiye üzerinden geçmeyi planlıyor ki Esad meselesini Erdoğan çözemedi vs. vs. Siyaset bilimcisi Geydar Cemal'in fikrince de Gezi Parkı olayların rejisi Batıda. Turunç ihtilalinin de aniden Türkiye'de patlayıvermesi, Batının Suriye hesaplarının tutmaması, yani savaşta başarısızlık (Çin ve Rusya tutumundan da dolayı) ve Suriye muhaliflerinden desteği Türkiye muhaliflerine çevrilmesidir. Gezi parkının ipleri nereye giderse gitsin, meydana çıkanların şunu anlaması gerekiyor: AKP'yi devirirken yanlışlıkla ülkeyi yıkmayın, bebeği yıkarken pis su ile birlikte küvetten bebeği de dışarı dökmeyin. Rusya bunu yaşadı, Komünist rejimini devirirken Amerikan Emperyalizmine karşı tek duran koskoca SSCB'yi kaybetti.