Münafık ya da mümin olmak kişinin ebedi akıbeti ile alakalı bir durum olduğundan her ferdi yakından ilgilendirir.
Öncelikle bu iki terimin manalarıyla işe başlayalım.
Mümin; Allah’tan gelen her şeyi mutlak anlamda tasdik eden, doğrulayan kimselere verilen vasıftır…
Münafık; İslâm toplumu içinde çeşitli sebeplerden dolayı, menfaati icabı kendini Müslüman göstererek Allah’a, Resulüne ve müminlere düşmanlığını gizleyen kimsedir. Daha açık bir ifade kullanacak olursak; gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından Müslüman görünen kimselere verilen vasıftır.
Mümin olanlar, ahiret yurdunda selamete erecekler. Ancak münafık olanları ahiret yurdunda elim bir azap beklemektedir. Çünkü onlar içi dışı farklı olan ve aldatanlardandır.
Akıllı olan kimselere yaraşan, münafıklıktan korunmak ve sağlam bir imana erişmek için Mümin kalmaya gayret etmektir.
Bu konuda birçok ayet ve hadisi şerif mevcuttur ancak biz bu makalemizde Ehl-i Beyt imamlarından İmam Hüseynin oğlu İmam Zeynelabidin’in mümin ve münafık tanımlarını aktararak; Ehl-i Beyt’in aynasında kendimizi seyretmeye imkan tanımak istedik…
İmam Zeynelabidin şöyle buyurmuştur:
“Münafık günahtan nehyeder, kendisi yapar. İbadeti emreder, kendisi yapmaz.
Namaza kalktığı zaman gösteriş yapar. Ruküa gittiği zaman, yayılır adeta. Secde ederken yeri gagalar gibi yapar. Akşama girince, bütün derdi akşam yemeğini yemektir, oysa oruçlu değildir. Sabahlarken bütün derdi uyumaktır, hâlbuki gecesini uykusuz geçirmemiştir.
Mümin ise ameli ağırbaşlılığına karışan kimsedir. Bir yerde öğrenmek için oturur, gerçeği kabul etmek için susar. Kendisine emanet edilen şeyi arkadaşlarına anlatmaz. Kendisinden uzak olanların lehine olan şahitliğini gizlemez.
Halk namına hiçbir şeyi riya olsun diye yapmaz, hiçbir şeyi de utandığı için terk etmez. Kendisini tezkiye eden olursa, söylenenlerden korkar ve onların bilmedikleri şeylerden dolayı Allah’tan bağışlanma diler. Kendisini bilmeyenin bilmeyişi(cehaleti) ona zarar vermez.” (İmam Zeynelabidin Es-seccad / Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa 195)
Bilerek veya bilmeyerek münafıklığın vasıflarını taşıyanlar ebedi hayat yurdu olan ahirette rezil ve perişan olur, mümin olanlar ise bu dünyada huzurlu, ahirette de cennete girmeye layık olur…
Öncelikle bu iki terimin manalarıyla işe başlayalım.
Mümin; Allah’tan gelen her şeyi mutlak anlamda tasdik eden, doğrulayan kimselere verilen vasıftır…
Münafık; İslâm toplumu içinde çeşitli sebeplerden dolayı, menfaati icabı kendini Müslüman göstererek Allah’a, Resulüne ve müminlere düşmanlığını gizleyen kimsedir. Daha açık bir ifade kullanacak olursak; gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından Müslüman görünen kimselere verilen vasıftır.
Mümin olanlar, ahiret yurdunda selamete erecekler. Ancak münafık olanları ahiret yurdunda elim bir azap beklemektedir. Çünkü onlar içi dışı farklı olan ve aldatanlardandır.
Akıllı olan kimselere yaraşan, münafıklıktan korunmak ve sağlam bir imana erişmek için Mümin kalmaya gayret etmektir.
Bu konuda birçok ayet ve hadisi şerif mevcuttur ancak biz bu makalemizde Ehl-i Beyt imamlarından İmam Hüseynin oğlu İmam Zeynelabidin’in mümin ve münafık tanımlarını aktararak; Ehl-i Beyt’in aynasında kendimizi seyretmeye imkan tanımak istedik…
İmam Zeynelabidin şöyle buyurmuştur:
“Münafık günahtan nehyeder, kendisi yapar. İbadeti emreder, kendisi yapmaz.
Namaza kalktığı zaman gösteriş yapar. Ruküa gittiği zaman, yayılır adeta. Secde ederken yeri gagalar gibi yapar. Akşama girince, bütün derdi akşam yemeğini yemektir, oysa oruçlu değildir. Sabahlarken bütün derdi uyumaktır, hâlbuki gecesini uykusuz geçirmemiştir.
Mümin ise ameli ağırbaşlılığına karışan kimsedir. Bir yerde öğrenmek için oturur, gerçeği kabul etmek için susar. Kendisine emanet edilen şeyi arkadaşlarına anlatmaz. Kendisinden uzak olanların lehine olan şahitliğini gizlemez.
Halk namına hiçbir şeyi riya olsun diye yapmaz, hiçbir şeyi de utandığı için terk etmez. Kendisini tezkiye eden olursa, söylenenlerden korkar ve onların bilmedikleri şeylerden dolayı Allah’tan bağışlanma diler. Kendisini bilmeyenin bilmeyişi(cehaleti) ona zarar vermez.” (İmam Zeynelabidin Es-seccad / Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa 195)
Bilerek veya bilmeyerek münafıklığın vasıflarını taşıyanlar ebedi hayat yurdu olan ahirette rezil ve perişan olur, mümin olanlar ise bu dünyada huzurlu, ahirette de cennete girmeye layık olur…
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024