Asrımızın bir çok hastalıkları arasında kavram kargaşası hastalığının önemli bir yer teşkil ettiğini belirtmiş, bu konuda da; "kavramlara yüklenen yanlış manalar" adı altında bir makale yazmış, şu tespitlerde bulunmuştuk;"Ülkemizde oluşturulmaya çalışılan en büyük kargaşa nedir; diye sorulsa, hiç şüphesiz "kavram kargaşasıdır" derim. Çünkü gerek şahsi meselelerde ve gerekse toplum hayatını ilgilendiren en ciddi mevzularda, kavramlara yüklenen yanlış manalar, meseleyi asıl maksadının dışına çıkarmaktadır. Kavramlar gerçek anlamının dışında kullanılmaya başladığı zaman da, meseleler içinden çıkılmaz bir kargaşa ortamına dönüşmektedir. İşte, milletin birliği ve devletin bütünlüğü için tehdit sayılabilecek unsurlar bu kavram kargaşasıyla toplum hayatına empoze edilmektedir. Meseleler doğru tespit ve teşhis edilmediği için, alınacak tedbir ve uygulanacak tedavi de maalesef cevap vermemektedir.Özellikle son günlerde insanımızın en mukaddes değerleri etrafında estirilen fırtınalar, suni tartışmalar, kavram kargaşasının yol açtığı tehlikeli boyutları en bariz biçimde ortaya koymaktadır. Dinî ve millî konuların uluorta konuşulması ve "ağzı olan konuşuyor" kabilinden meselenin özüne vâkıf olmayanların en ciddi mevzuları bile tartışma zeminine sürüklemesi, işi farklı mecralara doğru saptırmaktadır. Ne yazık ki, bu konuda çok ciddi hataların sergilendiğini müşahede etmekteyiz". ***Kavramlar yerli yerince kullanılmadığı zaman; her isteyen istediği gibi besledikleri niyetlerini kavramlara yüklüyor, neticede de onarılmaz yaralar açılmaktadır. Kavram kargaşasına kurban giden, ya da kasıtlı olarak milletimize yutturulmaya çalışılan terimlerden biri de hoşgörüdür. Hoşgörü; "Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans" manasında kullanılır.(TDK.Sözlük) ***Burada dikkat edilirse müsamaha ve tolerans kavramı kullanılmaktadır. Yani belli bir konuda toleranslı müsamahalı (ölçülü) davranmaktan bahsedilmiştir. Demek ki hoşgörünün belli bir ölçüsünün olması şarttır. Çok önemli ve hassas olan hoşgörü mevzusunu kişilerin eline bırakır, sınır ve ölçü tanımaz hale koyarsanız; nefsin oyuncağı ve çeşitli oyunların figüranı olur, hem kendinizi hem de toplumu yanlışa sürüklersiniz. Hoşgörünün de belli bir sınırı, belli bir ölçüsü olmak zorundadır. Dinimiz İslam ifrat ve tefritten uzak, itidali seçmiştir. Yani orta yol. Ne ileri ne geri orta hal tercih edilmiştir. Mesela; Çocuğun bütün arzularını yerine getirmeye çalışırken yaptığı yanlışlara göz yummak, ya da her istediğini yerine getirmek için eline aldığı bir ateşle evi barkı yakmasına müsaade etmek hoşgörü olmayacağı gibi, belli bir ölçü dahilinde davranıp, çocuğun ateşle oynamasına engel olmanız da aslında hoşgörüsüzlük değildir. ***O zaman; dini, ahlaki, hukuki ve insani davranışlarda mutlaka bir sınır ve ölçü konmalıdır. Yapılan yanışların hoşgörü mantığı içerisinde bize sunulması milli ve dini bütünlüğümüzü ne hale getirdiğini söylemeye hacet yoktur sanırım. Hoşgörü; ama nasıl ve ne kadar hoşgörü? Mutlaka belli bir ölçü dahilinde ve işin kimyasını bozmamak şartıyla oluşacak bir davranış biçimi olmalıdır. Hoşgörü adı altında; belli kuralları bozacak davranışlar sergilemek asla hoşgörü kavramı içerisinde değerlendirilmemelidir. Yoksa; "ayıkla pirincin taşını" durumuna düşeriz.(!)
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.comukepekci@hotmail.com
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024