Bir hac mevsimi Mekke'de kaldığımız otele bir "din görevlisi" arkadaş gelmişti. Muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamın namaz sonrası yaptığı sohbetlerden birini dinliyorduk. İlk kez otelimize gelen o "din görevlisi" arkadaş, bizi de hayrete düşüren bir soru sordu. Bizim hayretimiz, sorulan sorunun muhtevasıydı:
"Hocam Kur'an-ı Kerim'de kafirlerin cehenneme girecekleri yazılıdır ama orada ebedi olarak kalacakları gibi bir ifade yok. Neden?"
Şunu diyor, gayet emin bir halde; kafirler için cehennemde "ebedi" kalmak yok, geçici bir süre kalacaklar ve çıkacaklar cehennemden. Sizler de olsanız bu ortam ve bu soru karşısında hayrete düşerdiniz. Hocam bu "görevli" arkadaşa şu cevabı verdi: "Kuran'da kafirlerin cehennemde kalmalarının ebedi oluşuna dair ayetler var."
Ne ilginç, aynı soruyu, ya da aynı iddiayı fakülte yıllarında da duymuştum.
Niye birileri; kafirler cehennemde ebedi mi, yoksa geçici bir süre mi kalacağını merak ediyor ve soru olarak da bunu topluma yayıyor. Ve neden kafirlerin cehennemde ebedi kalacaklarına dair bir hükmün Kur'an'da yer almadığı söyleniyor? Ve cemaatın önüne din adamı olarak geçen birisi nasıl olur da bilmez bu ayetleri? Hadi bilmiyor diyelim, nasıl olur da bu önemli konuyu araştırma ihtiyacını hissetmez?
Soruyu soran arkadaşın, bol dinli ve bol ilahlı bir TV kanalında, Ramazanda birkaç kez görünmesinin böyle bir soruyu sormasında ne kadar etkiliydi?
Bundan da önemlisi, birileri, Allah'ın "Ey kafirler" diye hitap ettiği kişilerin cehenneme girmesine, girip ebedi kalmasına gönülleri razı değilmiş demek. Hatta o birileri, Allah'a inat onlara kafir denmesine bile razı değiller.
Şimdi size de aynı sorular sorulur diye bu husustaki, yani kafirlerin cehennemde geçici bir süre değil de, ebedi kalacaklarına dair ayetlerin birkaçını sunayım:
1- "İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. Ancak orada ebedi kalmak üzere cehennem yoluna (iletecektir). Bu da Allah'a çok kolaydır." (En Nisa, 4/168-69)
2- "Şu muhakkak ki, Allah kafirleri rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır. (Onlar) orada ebedi olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır." (Ahzab, 33/64-64)
3- "...Artık kim Allah'a ve resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır." (Cin, 72/23)
4- "Cehnnem ehli cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenir. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler." (A'raf, 7/50)
Demek ki, hocaya yanlış bilgi vermişler. Kafirleri Allah cehenneme sokacak; hem de ebedi orada kalacak şekilde. Bir kısım Kur'an ayetlerini diyalog için engel görenler, bu ayetleri nasıl halledecekler bakalım. Önce dinimizi bize öğretmediler. Sonra da bu tip garip suallerle o öğrenemediğiz dinimiz hakkında içimize şüphe tohumları atıyorlar.
Bir başka hususu da ifade etmede fayda var. Diğer ayetlerde geçen "halidîne fîhâ" bir yerde ebedi kalmak manasına gelir. Zira kelimenin kökü olan "hulûd"; sonsuza kadar/ebediyen kalmak, sonsuz olmak gibi manalara gelen bir kelimedir.
Bu ayetlerde geçen "ebeden" kaydı manayı te'kit/kuvvetlendirmek içindir.
Siz yoksa bu garip sorunun, bu tartışmanın "diyalog" süreciyle bir ilgisi olmadığını mı sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz.
Bakınız 5 Eylül 2004 tarihinde, bu tip gelişmelerde hayli emeği geçen Zaman Gazetesi'nde, yine bir filozof Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay ne diyor:
Önce (yanılmıyorsam azınlıklara ait bir liseden mezun) Nuriye Akman'ın sorusu:
"İslam'da Allah'ı inkar edenlerin yeri "sonsuz cehennem" diye kabul edilir. Bunun hiç esnek yorumları olmamış mı?"
Ve "İslam Felsefesi Tarihi Uzmanı" Bolay'ın cevabı:
"Olmuş... Sonsuz, sonu gelmeyecek değil; bir süre yandıktan sonra cehennemden çıkacak manasına da yorumlanmış. Ben şöyle düşünüyorum: ...ortalama bir insan 50 sene inkarcılık içinde kalsın...sonra cehennemde binlerce, milyonlarca sene kavrula kavrula yansın. Bu, Allah'ın merhametine ve adaletine pek uygun görünmüyor."
Peki; "Adem'i topraktan, beni ateşten yarattın. Şimdi benden bu topraktan yarattığın Adem'e secde etmemi istemen bana pek uygun görünmüyor" felsefi anlayışıyla yukarıdaki felsefi anlayış arasında yedi tane farkı(!) bulabilir misiniz?
Kur'an'da geçen "kafirlerin cehennemde ebedi kalacaklar" kesin ifadesinin yanında; "Onlar o cehennemde ne ölürler nede dirilirler", "onların o cehennemde hiçbir yar ve yardımcıları yoktur"... gibi ilahî hükümleri de düşünerek soruma cevap gönderin.
Hep derim ya; İslam'da ilk reformist İblis'tir diye, kimileri de buna "ilk filozof" ilavesini de ekliyor.
"Hocam Kur'an-ı Kerim'de kafirlerin cehenneme girecekleri yazılıdır ama orada ebedi olarak kalacakları gibi bir ifade yok. Neden?"
Şunu diyor, gayet emin bir halde; kafirler için cehennemde "ebedi" kalmak yok, geçici bir süre kalacaklar ve çıkacaklar cehennemden. Sizler de olsanız bu ortam ve bu soru karşısında hayrete düşerdiniz. Hocam bu "görevli" arkadaşa şu cevabı verdi: "Kuran'da kafirlerin cehennemde kalmalarının ebedi oluşuna dair ayetler var."
Ne ilginç, aynı soruyu, ya da aynı iddiayı fakülte yıllarında da duymuştum.
Niye birileri; kafirler cehennemde ebedi mi, yoksa geçici bir süre mi kalacağını merak ediyor ve soru olarak da bunu topluma yayıyor. Ve neden kafirlerin cehennemde ebedi kalacaklarına dair bir hükmün Kur'an'da yer almadığı söyleniyor? Ve cemaatın önüne din adamı olarak geçen birisi nasıl olur da bilmez bu ayetleri? Hadi bilmiyor diyelim, nasıl olur da bu önemli konuyu araştırma ihtiyacını hissetmez?
Soruyu soran arkadaşın, bol dinli ve bol ilahlı bir TV kanalında, Ramazanda birkaç kez görünmesinin böyle bir soruyu sormasında ne kadar etkiliydi?
Bundan da önemlisi, birileri, Allah'ın "Ey kafirler" diye hitap ettiği kişilerin cehenneme girmesine, girip ebedi kalmasına gönülleri razı değilmiş demek. Hatta o birileri, Allah'a inat onlara kafir denmesine bile razı değiller.
Şimdi size de aynı sorular sorulur diye bu husustaki, yani kafirlerin cehennemde geçici bir süre değil de, ebedi kalacaklarına dair ayetlerin birkaçını sunayım:
1- "İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. Ancak orada ebedi kalmak üzere cehennem yoluna (iletecektir). Bu da Allah'a çok kolaydır." (En Nisa, 4/168-69)
2- "Şu muhakkak ki, Allah kafirleri rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır. (Onlar) orada ebedi olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır." (Ahzab, 33/64-64)
3- "...Artık kim Allah'a ve resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır." (Cin, 72/23)
4- "Cehnnem ehli cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenir. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler." (A'raf, 7/50)
Demek ki, hocaya yanlış bilgi vermişler. Kafirleri Allah cehenneme sokacak; hem de ebedi orada kalacak şekilde. Bir kısım Kur'an ayetlerini diyalog için engel görenler, bu ayetleri nasıl halledecekler bakalım. Önce dinimizi bize öğretmediler. Sonra da bu tip garip suallerle o öğrenemediğiz dinimiz hakkında içimize şüphe tohumları atıyorlar.
Bir başka hususu da ifade etmede fayda var. Diğer ayetlerde geçen "halidîne fîhâ" bir yerde ebedi kalmak manasına gelir. Zira kelimenin kökü olan "hulûd"; sonsuza kadar/ebediyen kalmak, sonsuz olmak gibi manalara gelen bir kelimedir.
Bu ayetlerde geçen "ebeden" kaydı manayı te'kit/kuvvetlendirmek içindir.
Siz yoksa bu garip sorunun, bu tartışmanın "diyalog" süreciyle bir ilgisi olmadığını mı sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz.
Bakınız 5 Eylül 2004 tarihinde, bu tip gelişmelerde hayli emeği geçen Zaman Gazetesi'nde, yine bir filozof Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay ne diyor:
Önce (yanılmıyorsam azınlıklara ait bir liseden mezun) Nuriye Akman'ın sorusu:
"İslam'da Allah'ı inkar edenlerin yeri "sonsuz cehennem" diye kabul edilir. Bunun hiç esnek yorumları olmamış mı?"
Ve "İslam Felsefesi Tarihi Uzmanı" Bolay'ın cevabı:
"Olmuş... Sonsuz, sonu gelmeyecek değil; bir süre yandıktan sonra cehennemden çıkacak manasına da yorumlanmış. Ben şöyle düşünüyorum: ...ortalama bir insan 50 sene inkarcılık içinde kalsın...sonra cehennemde binlerce, milyonlarca sene kavrula kavrula yansın. Bu, Allah'ın merhametine ve adaletine pek uygun görünmüyor."
Peki; "Adem'i topraktan, beni ateşten yarattın. Şimdi benden bu topraktan yarattığın Adem'e secde etmemi istemen bana pek uygun görünmüyor" felsefi anlayışıyla yukarıdaki felsefi anlayış arasında yedi tane farkı(!) bulabilir misiniz?
Kur'an'da geçen "kafirlerin cehennemde ebedi kalacaklar" kesin ifadesinin yanında; "Onlar o cehennemde ne ölürler nede dirilirler", "onların o cehennemde hiçbir yar ve yardımcıları yoktur"... gibi ilahî hükümleri de düşünerek soruma cevap gönderin.
Hep derim ya; İslam'da ilk reformist İblis'tir diye, kimileri de buna "ilk filozof" ilavesini de ekliyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024