Nuh’un Gemisi Cudi Dağı'nda mı?
Nuh Tufanı, insanlık tarihinin en eski ve evrensel anlatılarından biridir. Bu anlatı, yalnızca semavi dinlerde değil, Mezopotamya, Hint, Çin ve Orta Amerika mitolojilerinde de yer bulmuştur. Ancak geminin karaya oturduğu yer konusunda farklı gelenekler farklı dağları işaret eder
28.11.2025 00:19:00
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





Kur'an-ı Kerim'in Hud Suresi 44. ayetinde, "Ve denildi ki: Ey yer! Suyunu yut, ey gök! Sen de tut! Su çekildi, iş bitirildi. Gemi Cûdî üzerine oturdu. Ve zalimler topluluğuna: 'Uzak olsunlar (rahmetimizden)!' denildi" ifadesi yer almaktadır. Bu ayet, geminin karaya oturduğu yerin "Cudi" olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda, Kur'an'ın metinsel yorumu, geminin Cudi Dağı'na oturduğu yönündeki görüşü desteklemektedir.
Ama burada bahsedilen Cudi, bizim bildiğimiz Cudi Dağı mıdır, bu konu tam olarak net değildir. Çünkü "cudi" kelimesi Arapça'da "yüksek yer, yüce dağ" anlamına gelmektedir. Kur'an'da kastedilen Cudi Dağı mı, yoksa herhangi bir yüce dağ mı tam olarak belli değildir.
Cudi Dağı'nın coğrafi ve kültürel konumu
Cudi Dağı, Türkiye'nin güneydoğusunda, Şırnak ilinin Silopi ilçesi sınırlarında yer almakta ve 2.114 metre yüksekliğe ulaşmaktadır. Güneydoğu Toroslar'ın bir uzantısı olan bu dağ, Türkiye-Irak sınırına oldukça yakındır. Elips biçimindeki yapısı ve dört ana zirvesiyle dikkat çeken Cudi, tarih boyunca birçok medeniyetin kutsal kabul ettiği bir mekân olmuştur.
Tarihsel ve mitolojik bağlam
Sümer, Akad ve Asur tabletlerinde geçen tufan anlatıları, Nuh Tufanı'nın tarihsel bir temelinin olabileceğini düşündürmektedir. Özellikle Gılgameş Destanı'nda geçen Utnapiştim'in gemisinin "Nisir Dağı"na oturduğu belirtilir. Bazı araştırmacılar, bu dağın Cudi ile coğrafi olarak örtüştüğünü savunmaktadır. Bu bağlamda, Cudi Dağı'nın Mezopotamya mitolojisindeki "Nisir" ile özdeşleştirilmesi, Kur'an'daki anlatıyı destekler niteliktedir.
Arkeolojik bulgular ve modern tartışmalar
Cudi Dağı'nda yapılan sınırlı arkeolojik araştırmalar, bölgenin tarihsel olarak yerleşim gördüğünü ve dini öneme sahip olduğunu göstermektedir. Ancak, Nuh'un Gemisi'ne ait doğrudan bir kalıntıya henüz ulaşılamamıştır.
Buna rağmen, bölge halkı arasında kuşaktan kuşağa aktarılan anlatılar, geminin Cudi'ye oturduğu inancını canlı tutmaktadır. 20. yüzyılda bazı Batılı araştırmacılar Ağrı Dağı'nı öne sürmüş olsa da, arkeolojik olarak kesinlik kazanmamıştır.
Cudi Dağı, hem Kur'an'daki açık referans hem de Mezopotamya mitolojileriyle olan coğrafi ve kültürel uyumu sayesinde Nuh'un Gemisi'nin karaya oturduğu yer olarak güçlü bir adaydır. Her ne kadar arkeolojik kanıtlar henüz kesinlik kazanmamış olsa da, dini metinler ve tarihsel anlatılar bu görüşü desteklemektedir. Gelecekte yapılacak çalışmalar, bu kadim anlatının somut izlerini ortaya çıkarabilir.
Ama burada bahsedilen Cudi, bizim bildiğimiz Cudi Dağı mıdır, bu konu tam olarak net değildir. Çünkü "cudi" kelimesi Arapça'da "yüksek yer, yüce dağ" anlamına gelmektedir. Kur'an'da kastedilen Cudi Dağı mı, yoksa herhangi bir yüce dağ mı tam olarak belli değildir.
Cudi Dağı'nın coğrafi ve kültürel konumu
Cudi Dağı, Türkiye'nin güneydoğusunda, Şırnak ilinin Silopi ilçesi sınırlarında yer almakta ve 2.114 metre yüksekliğe ulaşmaktadır. Güneydoğu Toroslar'ın bir uzantısı olan bu dağ, Türkiye-Irak sınırına oldukça yakındır. Elips biçimindeki yapısı ve dört ana zirvesiyle dikkat çeken Cudi, tarih boyunca birçok medeniyetin kutsal kabul ettiği bir mekân olmuştur.
Tarihsel ve mitolojik bağlam
Sümer, Akad ve Asur tabletlerinde geçen tufan anlatıları, Nuh Tufanı'nın tarihsel bir temelinin olabileceğini düşündürmektedir. Özellikle Gılgameş Destanı'nda geçen Utnapiştim'in gemisinin "Nisir Dağı"na oturduğu belirtilir. Bazı araştırmacılar, bu dağın Cudi ile coğrafi olarak örtüştüğünü savunmaktadır. Bu bağlamda, Cudi Dağı'nın Mezopotamya mitolojisindeki "Nisir" ile özdeşleştirilmesi, Kur'an'daki anlatıyı destekler niteliktedir.
Arkeolojik bulgular ve modern tartışmalar
Cudi Dağı'nda yapılan sınırlı arkeolojik araştırmalar, bölgenin tarihsel olarak yerleşim gördüğünü ve dini öneme sahip olduğunu göstermektedir. Ancak, Nuh'un Gemisi'ne ait doğrudan bir kalıntıya henüz ulaşılamamıştır.
Buna rağmen, bölge halkı arasında kuşaktan kuşağa aktarılan anlatılar, geminin Cudi'ye oturduğu inancını canlı tutmaktadır. 20. yüzyılda bazı Batılı araştırmacılar Ağrı Dağı'nı öne sürmüş olsa da, arkeolojik olarak kesinlik kazanmamıştır.
Cudi Dağı, hem Kur'an'daki açık referans hem de Mezopotamya mitolojileriyle olan coğrafi ve kültürel uyumu sayesinde Nuh'un Gemisi'nin karaya oturduğu yer olarak güçlü bir adaydır. Her ne kadar arkeolojik kanıtlar henüz kesinlik kazanmamış olsa da, dini metinler ve tarihsel anlatılar bu görüşü desteklemektedir. Gelecekte yapılacak çalışmalar, bu kadim anlatının somut izlerini ortaya çıkarabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.














































































