Okul öncesi eğitimin önemi
Okul öncesi eğitim hakkında bilgi veren Uzman psikolojik danışman Ebru Karabulut, “Okul öncesi eğitim kurumlarında etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin, dokunun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır” dedi
07.02.2024 09:47:00
Mehmet Hakan Akkuş
Mehmet Hakan Akkuş





Okul öncesi eğitimin küçük çocukları ilköğretime hazırlama konusunda önemli bir işlev gördüğünü vurgulayan eğitim uzmanları bu konuda önemli bilgiler aktarıyor.
Uzman psikolojik danışman Ebru Karabulut okul öncesi eğitim hakkında şunları söyledi:
"Okul öncesi eğitim, çocuğun doğduğu günden 72 aya kadar geçen yılları kapsayan bu yaş grubu çocukların bireysel özelliklerini ve gelişme düzeylerine uygun bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerini desteklemeye yönelik; çocuklara zengin uyarıcı çevre olanakları sağlayan ve onları toplumun kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren, çocukları ilköğretime hazırlayarak temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer alan sistemli ve bilinçli bir eğitim süreci olarak tanımlanabilir.
Einstein, öğrenmemi engelleyen tek şey aldığım eğitim oluşmuştur der. Einstein gibi bir bilim adamına bu sözü söyletecek kadar kötü bir şey midir eğitim? Özellikle onun çocukluğundaki okul deneyimini düşünürsek pek de haksız olmadığı söylenebilir.
Atatürk eğitimin önemini; "Eğitimdir ki, bir ulusu özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete sürükler" sözleriyle belirtir.
Kim hakkıdır? Elbette her ikisi de haklıdır. Einstein, gereksiz aldığı eğitimin değersizliğini, Atatürk ise yararlı bir eğitimin değerini belirtmektedir.
Okul öncesi eğitim, çocuğun gereksinimleri ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır. Tüm gelişim alanlarını desteklemeli ve onu ilköğretime hazır duruma getirilmelidir. Okul öncesi eğitim kurumlarında demokratik eğitim anlayışına uygun eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin, dokunun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır. Eğitim sürecinde çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine olanak tanımalıdır.
Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarına gereken önem verilmelidir. Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı ona özdenetim kazandırılmalıdır. Oyun, çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir. Tüm etkinlikler oyun temelli düzenlenmelidir.
Çocuklarla iletişimde olanların kişiliğini etkileyebilecek şekilde davranılmamalıdır. Baskı ve kısıtlamalara yer verilmemelidir. Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmeli, yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği rehberliği ve güven verecek yakınlık sağlanmalıdır. Kısacası eğitim işe aramalıdır. Bunu son 10 yıl sonra kullanılır diye çocukların zihinlerini ezber deposu yapıp Einstein örneğinde olduğu gibi onlara yaşamlarını zehir etmemelidir. Eğitim, yaşama sanatını öğreten bilim olmalıdır.
Uzman psikolojik danışman Ebru Karabulut okul öncesi eğitim hakkında şunları söyledi:
"Okul öncesi eğitim, çocuğun doğduğu günden 72 aya kadar geçen yılları kapsayan bu yaş grubu çocukların bireysel özelliklerini ve gelişme düzeylerine uygun bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerini desteklemeye yönelik; çocuklara zengin uyarıcı çevre olanakları sağlayan ve onları toplumun kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren, çocukları ilköğretime hazırlayarak temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer alan sistemli ve bilinçli bir eğitim süreci olarak tanımlanabilir.
'Eğitim bir ulusu yüce bir toplum haline getirir'
Einstein, öğrenmemi engelleyen tek şey aldığım eğitim oluşmuştur der. Einstein gibi bir bilim adamına bu sözü söyletecek kadar kötü bir şey midir eğitim? Özellikle onun çocukluğundaki okul deneyimini düşünürsek pek de haksız olmadığı söylenebilir.
Atatürk eğitimin önemini; "Eğitimdir ki, bir ulusu özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete sürükler" sözleriyle belirtir.
Kim hakkıdır? Elbette her ikisi de haklıdır. Einstein, gereksiz aldığı eğitimin değersizliğini, Atatürk ise yararlı bir eğitimin değerini belirtmektedir.
Okul öncesi eğitim nasıl olmalı?
Okul öncesi eğitim, çocuğun gereksinimleri ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır. Tüm gelişim alanlarını desteklemeli ve onu ilköğretime hazır duruma getirilmelidir. Okul öncesi eğitim kurumlarında demokratik eğitim anlayışına uygun eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin, dokunun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır. Eğitim sürecinde çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine olanak tanımalıdır.
Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarına gereken önem verilmelidir. Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı ona özdenetim kazandırılmalıdır. Oyun, çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir. Tüm etkinlikler oyun temelli düzenlenmelidir.
Çocuklarla iletişimde olanların kişiliğini etkileyebilecek şekilde davranılmamalıdır. Baskı ve kısıtlamalara yer verilmemelidir. Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmeli, yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği rehberliği ve güven verecek yakınlık sağlanmalıdır. Kısacası eğitim işe aramalıdır. Bunu son 10 yıl sonra kullanılır diye çocukların zihinlerini ezber deposu yapıp Einstein örneğinde olduğu gibi onlara yaşamlarını zehir etmemelidir. Eğitim, yaşama sanatını öğreten bilim olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.