Ona seçim denmez ki?

Ayaklarınıza kilonuz kadar ağırlık bağlayıp boyunuzu çok aşan bir yükseğe susadığınızda içeceğiniz suyu ve hemen önünüze de farklı markalarda üç kutu gazlı içecek koyup, "Zamanı gelince istediğini seç ve iç" deseler, her susadığınızda siz, ayağınıza bağlanan ağırlıklar yüzünden suyun bulunduğu yüksekliğe zıplayamayacağınız için mecburen gazlı içeceklerden birini seçecek ve içeceksiniz.Peki, bu "seçim" midir?Hayır, bu "seçim" değil "icbar"dır!Ülkemizde uygulanan seçim sistemi de işte tam da böyle vahşi bir sistemdir. Oysa Sayın Erdoğan siyasete adım atarken milletine, "Seçim barajını kaldıracağız" diye söz vermişti. Bir Başbakana, bir Müslüman'a ve tabii her insana yakışan, verdiği sözde durmaktır. Bu örnek gösteriyor ki, Sayın Başbakanın verdiği sözde durmamak ve bundan hiç rahatsız olmamak gibi bir huyu var. Kendilerine, "Seçim barajı kalksın" teklifi yine yapıldı ve Sayın Başbakan yine "Hayır, olmaz" dedi. Peki, söz verdiği halde niye "Olmaz" diyor? Çünkü baraj üstüne baraj olan bu vahşi sistem sayesinde geçerli oyların yüzde 25'ini alıp Meclis'te yüzde 63'lük bir çoğunluk sağlayabiliyor da, ondan? Peki, "Adalet" bunun neresinde?Bizim de sorduğumuz soruya bak. Başbakanın adaletle ilgisi bir çıkar ilişkisinden ibaret. Mahkeme işine gelmeyen bir karar verdiğinde, "Şimdi bu kararın sırası mıydı" diyen de o. Mahkeme milleti mağdur eden bir karar verdiğinde o karar şahsının yahut partisinin işine yarıyorsa, "Bu yargının işi, biz karışamayız" diyen de o? Zaten kimi davların bazen "yargıcı" bazen "savcısı" olduğunu kendi söylemedi mi?Velhasıl Türkiye demokrasi ile yönetilen ülkeler liginde olduğunu iddia etmesine rağmen yine kendisini utandıran, boynunu büktüren barajlı bir sistem ile seçimlere gidecek, millet pınar suyundan uzak tutularak gazlı içeceklere icbar edilecek.Bu adaletsizliğe de "istikrar" kılıfı geçirilecek.Oysa Fransa'da baraj yok, İngiltere'de baraj yok, İspanya, Portekiz, Kıbrıs Rum Kesimi, Malta, İsveç, İzlanda ve Finlandiya'da baraj yok.Baraj olan ülkelerde ise Türkiye'deki gibi yüzde 10'luk bir baraj yok. Türkiye'den sonra en yüksek seçim barajı Rusya'da, o da yüzde 7.Almanya, Belçika, Gürcistan, Macaristan Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde seçim barajı yüzde 5.Avusturya, İtalya ve Norveç'te yüzde 4.Yunanistan ve Romanya'da yüzde 3.Danimarka'da yüzde 2.Daha bu yüzde 10, ülke barajı. Bir de çıkardıkları milletvekili sayılarına göre çevre barajları var ki, yüzde 50'yi bulan iller var.Ey AKP!Ey Sayın Erdoğan!Seçimden önce millete söz verdiniz, verdiğiniz bu sözü niye tutmuyorsunuz? Devletin kesesinden trilyonlarca lira seçim yardımı aldığınız yetmiyor gibi, bütün gazete ve televizyonlara da el koydunuz. Yani bütün bu barajların yanına bir de başkalarının sesini kesme barajı kurdunuz ki, bu baraj aynı zamanda, milletin hakikati görmesini engellemek için seçmenin gözü önüne inşa edilmiş bir başka barajdır.Son sözümüz!Başta AKP olmak üzere siz ey öteki gazlı içecekler! Hakk ve hakikatin ayaklarına ağırlık bağlayıp milleti pınar suyundan mahrum bıraktıracak bu korkunun sebebi nedir?Ve?Korkunun ecele bir faydası var mıdır?!