Mali sektör ülkemizde kriz üstüne kriz yaşıyor. Bankaların batması veya batırılması ve kurtarılması çok yönlü değerlendirilmesi gereken bir denklem.
Bankalarla ilgili batma gündemi henüz oluşuyorken Prof. Dr. Haydar Baş bey meselenin ulusal boyutuna dikkat çekerek bunun bir "soğuk harp taktiği" olduğunu ifade etmişlerdi.
Gelişen olaylar Sayın Baş'ın bu konuda da haklı olduğunu göstermiştir. Sendikasyon kredileriyle yurt dışında borçalanan bankalar, kurdaki dalganlanmalar ve hiperenflalasyonla ve üstüne üstlük denetim ve cezaların yetersizliği, bankacılık sektörünün hortumlamaya açık sistemi sonucu batırılmıştır. Bankaların batmasının yanında hem mudilerin tasarrufu çarçur edilmiş hem de bankalara kefil olan Hazine soyulmuştur. Bunlar yetmiyormuş gibi yurt dışından borç alınan 20 milyar $ kredi de sırf bankaları kurtarma adına boş yere heba edilmiştir.
Üstelik şimdilerde konuşulan yeniden kurtarılacak bankaların batmama garantisi de yoktur.
Bunlar bilindiği halde niçin bankaları kurtarmak için ısrar edilmektedir? Çünkü küresel sistemin çıkarları ve oyunları finansal sistem üzerinden dönmektedir.
Meselenin bir başka yönü "Diğer ülkelerin piyasalarında tedavülde olan yerli para miktarı milli gelirlerinin % 30'u iken, bizde bu durum % 2'ler civarındadır." İşte tedavüldeki bu parayı emen kara deliklerden bir tanesi de bugünkü bankacılık anlayışı ve işleyişidir.
Bankaları kurtarmak adına batırılan paralar reel sektöre verilseydi bugün yaşanan ekonomik kriz bu derece şiddetli olmayacaktı.
Yaşanan bu problemin de çözümü Bağımsız Türkiye Partisi'nin programı ile mümkündür. % 0 faizle proje mukabili üreticiye kredi verilerek, üretim patlaması gerçekleştirilecektir. Üretimle milletimizin önündeki engeller kaldırılacak, üreticiye kredi verilerek hem millet hem devlet güçlenecektir. Ülkemiz şantiyeye dönecek bu büyük millet layık olduğu yaşam seviyesine ulaşacaktır.
Bankalarla ilgili batma gündemi henüz oluşuyorken Prof. Dr. Haydar Baş bey meselenin ulusal boyutuna dikkat çekerek bunun bir "soğuk harp taktiği" olduğunu ifade etmişlerdi.
Gelişen olaylar Sayın Baş'ın bu konuda da haklı olduğunu göstermiştir. Sendikasyon kredileriyle yurt dışında borçalanan bankalar, kurdaki dalganlanmalar ve hiperenflalasyonla ve üstüne üstlük denetim ve cezaların yetersizliği, bankacılık sektörünün hortumlamaya açık sistemi sonucu batırılmıştır. Bankaların batmasının yanında hem mudilerin tasarrufu çarçur edilmiş hem de bankalara kefil olan Hazine soyulmuştur. Bunlar yetmiyormuş gibi yurt dışından borç alınan 20 milyar $ kredi de sırf bankaları kurtarma adına boş yere heba edilmiştir.
Üstelik şimdilerde konuşulan yeniden kurtarılacak bankaların batmama garantisi de yoktur.
Bunlar bilindiği halde niçin bankaları kurtarmak için ısrar edilmektedir? Çünkü küresel sistemin çıkarları ve oyunları finansal sistem üzerinden dönmektedir.
Meselenin bir başka yönü "Diğer ülkelerin piyasalarında tedavülde olan yerli para miktarı milli gelirlerinin % 30'u iken, bizde bu durum % 2'ler civarındadır." İşte tedavüldeki bu parayı emen kara deliklerden bir tanesi de bugünkü bankacılık anlayışı ve işleyişidir.
Bankaları kurtarmak adına batırılan paralar reel sektöre verilseydi bugün yaşanan ekonomik kriz bu derece şiddetli olmayacaktı.
Yaşanan bu problemin de çözümü Bağımsız Türkiye Partisi'nin programı ile mümkündür. % 0 faizle proje mukabili üreticiye kredi verilerek, üretim patlaması gerçekleştirilecektir. Üretimle milletimizin önündeki engeller kaldırılacak, üreticiye kredi verilerek hem millet hem devlet güçlenecektir. Ülkemiz şantiyeye dönecek bu büyük millet layık olduğu yaşam seviyesine ulaşacaktır.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- Gelir adaletsizliği derinleşiyor / 01.02.2024
- Gazze’de vahşet neden devam ediyor? / 26.01.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- Gelir adaletsizliği derinleşiyor / 01.02.2024
- Gazze’de vahşet neden devam ediyor? / 26.01.2024