Ordu'nun dereleri

Ordu'nun dereleri, aksa yukarı, aksa?Vermem seni ellere, Ordu üstüme kalksa, sürmelim Amman?Oy Mehmet'im, Mehmet'im, sana küstüm demedim?Beni sana geçmişler, vallahi ben demedim, sürmelim Amman?Ordu'nun dereleri kara yosun bağlıyor?Kalk gidelim sevdiğim, anan evde ağlıyor, sürmelim Amman?Oy Mehmet'im, Mehmet'im sana küstüm demedim?Beni sana geçmişler, vallahi ben demedim sürmelim Amman? Şimdi neden bu sevilen Ordu türküsü ile paragraf açtık? Çünkü bu Ordu türküsü günün mana ve önemini ortaya çıkarıyor da ondan, yazımıza alıntı yaparak giriş yaptık?Çünkü? Ordu mensuplarının tutukluluk durumları şarkıdaki ana temasından yola çıkarak atasözünde olduğu gibi " ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar" sözünde olduğu gibi analar, babalar, eşler ve kardeşler göz "YAŞ"ı döküyorlar? Tabii buna birde "YAŞ" süreci de eklendi? "YAŞ"lar sel oldu, şarkıdaki derelere aktı? Biz işin insani boyutuna bakıyoruz? Haklı ve haksızı Yüce Yargı bilir? O iş onların işi; hakkı, hukuku, adaleti terazide onlar tartar bize ise saygı duymak kalır? Ordu'nun derelerini bırakalım konumuz olan Ordunun tepe noktalarına şöyle bir bakalım? Tepelerde neler oluyor? Yüksek Askeri Şura öncesi Genel Kurmay Başkanı ve Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları önce istifa ettiler sonra da emekliye ayrıldılar?Bu şok istifalar tüm ülkelerde ve Türkiye'de flaş flaş flaş olarak geçildi ve tüm dünya medyasında birinci haber oldu? Haber büyüktü NATO'nun en büyük ikinci ordusundaki komuta üst kademesi -adına ister istifa deyin ister emeklilik- beklenmedik şekilde görevlerini bıraktılar? Ortada büyük bir sorun vardı, iktidarla YAŞ'ta yapılacak terfilerle ilgili anlaşmazlık uçurum haline geldi? Ve ardından çözümde anlaşamayan taraflar istifa ve emeklilikte anlaştılar? İktidara ve YAŞ'a terfiler konusunda kolaylık sağladılar? Biz krizi Avrupa taraflarından beklerken Ankara'nın göbeğinde büyük bir kriz çıktı? Önceki yazımda "KRİZİN AYAK SESLERİ" başlığı altında yazı yazdık? Keşke...Yazmaz olaydık!.. Çok geçmeden komutanlardan "KRİZİN POSTAL SESLERİ" geldi? O da ne, bir baktık? Kriz ordunun üst kademesinde patladı? Cumhuriyet tarihinde yaşanmamış bir istifa ve emeklilik krizi yaşandı?Tabii bu durum her yıl Ağustos ayında ordudaki terfilerin görüşüleceği Yüksek Askeri Şura toplantılarını zora soktu? Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel önce Kara Kuvvetleri Komutanı yapıldı? Ardından Genel Kurmay Başkan vekilliğine atandı? Krizin bir bölümü bu şekilde pratik yolla kanuna uygun olarak aşıldı... Yüksek Askeri Şura 14 yerine 9 Orgeneral-Oramiral ile toplandı? Şimdi bütün gözler YAŞ toplantılarından çıkacak terfi kararlarına odaklandı? Terfilerin hangi kriterlere göre yapılacağı hem kamuoyu hem siyasi çevreler, hem de Ordu mensupları tarafından merakla bekleniyor? Daha önce uygulanan teamüller ve kıdem yöntemi rafa kalkmış gözüküyor? Bu yılki YAŞ'ta iktidarın ağırlığı hissedilecek?Nedenine gelince? Yüksek Askeri Şura Ergenekon ve Balyoz davalarının gölgesinde başlayacak; Hasdal Cezaevi'nde tutuklu 14 General-Amiral ile 58 Albay'ın terfi işlemleri Yüksek Askeri Şura'da görüşülemeyecek ve bir üst rütbeye terfi edemeyecekler? Terfiler de sırayı alt rütbedeki subaylar dolduracak? Sorun bu şekilde aşılacak? Ergenekon ve Balyoz davalarından 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere toplam 250 subay tutuklu bulunmaktadır? Bu da terfileri yapacak olan Yüksek Askeri Şura'nın işini zora sokmaktadır? Teamüllere ve kıdeme göre terfiler birbirine girmiştir? Adeta Silahlı kuvvetler komuta kademesinde ana damarlar tıkanmıştır? Yazdığımız gibi "YAŞ" damarları tıkandı?Tıkandı dedik? Fakat yeni damarlar kolay ve pratik şekilde bulundu? Demokrasilerde her sorunun bir " B" planı vardır ve uygulanır? Kimse vazgeçilmez değildir!  Silahlı Kuvvetlerin üst kademesindeki boşluk bir günde kapatıldı? Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı? Ardından Genel Kurmay Başkan Vekilliğine getirildi? Devlette ve kurumlarda devamlılık var? Demokrasinin güzelliği burada demokrasilerde çare tükenmez? Yalnız çareler kısa vadeli ve uzun vadeli olabiliyor? Bugünü kurtaran çare bize göre kısa vadeli çaredir. Ortada sorun var. Sorunu görmezden gelemeyiz. Şimdi halının altına süpürdük. Halıyı kaldırınca sorunla tekrar burun buruna gelebiliriz. Onun için diyoruz ki, köklü çözüm?Tüm kesimlerin huzur ve mutluluğunu içerisine alacak yeni Anayasa ve kanunlarımız öncelikli iş olarak Yasama tarafından yapılmalıdır.Ayrıca İstifa edip, emekliye ayrılan Genelkurmay Başkanımız Işık Koşaner'in Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yaptığı veda mesajındaki satır aralarını doğru okumalıyız?Sayın Koşaner kısaca ne demiş: "Şu anda 250 subayın tutuklu olduğu ve bu tutuklamalara yasal çerçevede çözüm bulunması mümkün olmamıştır. 14 General- Amiral ile 58 Albay'ın davalarda yargılandığı ve bu yüzden Yüksek Askeri Şura'da terfilerinin görüşülemeyeceğini ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin fazlaca gündemde tutularak yıpratıldığını ve Personelinin hak ve sorumluluğunu yerine getirmeme engel olduğundan görevden ayrılıyorum". Şimdi tüm yetkililer Sayın Koşaner bunları söyledikten sonra bir sorun yokmuş gibi bakabilirler mi? Yoksa ortada bir sorunun olduğu ve çarelerin arandığı bir ortama mı gireriz onu da zaman gösterir?Umarız her şeyin hayırlısı olur? Aradığımız herkes için "Hak, Hukuk ve Adalet?Unutmayalım "DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ"?