Organ nakli mi idam fermanı mı?

- İngiltere'de yaşayan Pete Vincent ve Emily Ashurst çiftinin Grace isimli bebeği, doğduktan dört hafta sonra solunum zorluğu şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. Menenjit teşhisi konan bebek, yoğun bakıma alındı. Doktorlar, 4 gün yoğun bakımda kalan bebeğin yaşam şansının yüzde 1 olduğunu söyledi. Aile, doktorların "fişini çekelim" önerisini kabul etti. Grace'in 10 dakika sonra nefesinin durması bekleniyordu. Ama nefes almaya devam eden Grace bir hafta sonra iyileşerek taburcu edildi.***- Buyurun burdan yakın!- Peşin peşin şunu söyleyeyim! Bu ilk ve tek örnek değil! Bazen aylar hatta yıllar sonra bile iyileşip bitkisel hayattan çıkan beyninin ölmediği anlaşılan bir sürü örnek var tıp literatüründe! - Demek ki neymiş efendim?- Bir insan yüzde yüz ölmediği müddetçe canlıymış!- Bir insan yüzde yüz ölmediği müddetçe beyin ölümü (Bu tabir nedense organ bağışı ile birlikte dilimize yerleşti) gerçekleşse bile bir şekilde tekrar canlanabiliyormuş!- Bir insanın kalbi makineye bağlı olarak dahi atmaya devam ediyorsa, o insan hala insandır daha da önemlisi o insan hala canlıdır!- Canlı bir insanı başka insanların hayatını kurtarmak için öldürmek nasıl olur da bu kadar basite indirgenebilir? - Organ nakli icat edilmeden önce ölmeyen beyinler nedense bu icattan sonra patır patır dökülmeye başladılar?!- Organları bağışlansın veya bağışlanmasın, hangi saikle olursa olsun, beyni öldüğü iddia edilerek bir insanın fişinin çekilmesi nasıl olur da makul karşılanabilir?- O zaman cinayet suçlarında öldürülen kişinin ölmeden önceki sağlık durumunu da araştıralım! Yüzde yüz sağlıklıysa tam cinayet olsun! Yüzde elli sağlıklıysa bunu yarım cinayet kabul edip cezada yarı oranda indirim yapalım! Yüzde onun altında sağlıklıysa ölen kişiyi "Yaşayan Ölü" kabul edip katile hiç ceza vermeyelim! - Bunun bir adım ötesi ne olacak onu merak ediyorum şahsen ben?- Bu gün ölçü "Beyin Ölümü" olarak kabul edilirken yarın (Yukarıdaki İngiltere örneğinde olduğu gibi) yüzdelik hesabına mı dökülecek olay?- Doktorlar hastanın başına toplanacak! "Bu hastanın yaşama şansı yüzde bilmem kaçtır!" diye rapor tutacaklar. Haydi, o zaman saldırın organlara! Hemen keselim biçelim neyi varsa alalım, nasılsa yaşama şansı yüzde bilmem kaça düşmüş! - Korkarım bu hızlı gidişatın sonu buralara varacak!- Hatta olay "Beyin Ölümü" sınırlarını aşıp başka organların ölümü de fiş çekilme sebebi kabul edilebilir! "Bu adamın Feşmekanca organı ölmüş. Feşmekanca organı olmayan adam yaşasa ne olur yaşamasa ne olur? Bunun da fişini çekelim!!!" tarzında tamamen bilimsel ve Freud'sal açılımlar yaşanacak olursa şaşırmayalım!!!- Bir insan "Aile Meclisi" kararıyla ölüme mahkûm edilip infaz edildiğinde haklı olarak tepki gösterilirken aynı insan "Hastane-Aile Meclisi" kararıyla ve beyni öldüğü gerekçesiyle organlarını almak için öldürüldüğünde bu sefer kararı alanların alkışlanmasını neyle ve nasıl izah edebiliriz acaba?- Hatta daha da vahimi organ bağışını zorunlu hale bile getirirler bu hızla! - Adam kaza geçirmiş çoluk çocuk bekliyor ameliyathanenin kapısında! Saatler sonra kapı açılıyor! Önce ellerinde bir sürü buz kutusuyla adamlar çıkıyor ve koşarak uzaklaşıyorlar! Hasta yakınları ne olduğuna anlam vermeye çalışırken doktor çıkıyor kan ter içinde "Kusura bakmayın hastanızın yaşama şansı yüzde bilmem kaçın altına düştüğü için bilmem ne yasasının bilmem kaçıncı maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak organlarını alıp onu öldürdük!"- Görün bakın idamı yasaklayan ülkelerin tamamında idam cezası tekrar gündeme gelebilir! Ancak ufak bir değişiklikle! "İdamına karar verilen kişi, uyutulup organları alınmak suretiyle idam edilir" hükmü ile birlikte! - Hatta idam cezasını gerektiren suçların sayısı bile anormal şekilde artırılabilir! - Tabi bu durumda da "Bu şekilde idam, idam olmaz. Çünkü adamın organları başka yerlerde bile olsa yaşamaya devam ediyor" diyenlerle "Bal gibi idam olur. Hatta mahkumun organlarını bir sürü kişiye naklettiğimiz için organ nakli yapılan her bir vatandaşın ölümünde bizim mahkum ayrı ayrı ölmüş olacağı için bu durum ağırlaştırılmış idam cezası bile olur" diyerek olaya felsefi, determinist, para psikolojik ve kriminolojik ve dahi şizofrenik hatta ve hatta dangalaktik açılımlar kazandıran bilimsel tartışmalara şahit olabiliriz!!!