İşsizlik oranları açıklandı.
İşsiz sayısı 2019 yılı Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 817 bin kişi artarak 4 milyon 566 bin kişi oldu.
Bir yılda 817 bin kişi daha işsizler ordusuna katıldı. Bu rakam çoğu ilimizin nüfusundan fazla...
İşsizlik oranı yüzde 13,8 seviyesinde gerçekleşti.
Genç işsizlik oranı ise 4,5 puan artışla yüzde 26,1 oldu. Bu da demek oluyor ki, her 4 gencimizden 1'i işsiz.
2000 yılında yüzde 6,5 olan işsizlik oranı AKP'nin iktidara geldiği yıl olan 2002'de yüzde 10,3 seviyesine çıktı ve bir daha da eski seviyelerine düşmedi.
Hani özelleştirmeyle birlikte işsizlik sorunu da çözülecekti!
Hani devletin kurumları zarar ediyordu, hani özelleştirme devletin sırtındaki kamburu kaldıracaktı!
Hepsi yalandı...
Fakat vatandaşa bu yalanları öyle güzel yutturdular ki, özelleştirmenin faturası vatandaşa işsizlik olarak yansıdı.
AKP iktidarında bir tane fabrika açılışı gördünüz mü?
Tabii ki görmediniz ama asfalt açılışlarını saatlerce canlı yayında izlediniz.
1936 yılından 2005 yılına kadar SEKA Türkiye'nin gururuydu. SEKA, kağıdın hammaddesi olan selüloz dahil, gazete kağıdı dahil her türlü kağıdı üreten entegre bir kuruluştu. Sonuç olarak SEKA özelleşti, kendi ürettiğimiz kağıdı ithal eder olduk ve yüzlerce işçi işsiz kaldı.
Yaşanan dolar krizinde, kağıtta ithalatçı hale geldiğimiz için özellikle gazete ve yayın evleri en çok etkilenen kurumlar oldular. Her şeyden önemlisi gazete ve kitap basacak kağıt bulunamadı Türkiye'de. Tabi bunun vatandaşa yansıması da kitaplara yapılan zamlardı. Vatandaş her türlü zarar etti. Oysaki SEKA'mız özelleştirilmeseydi, kendi kağıdımızı üretseydik bu durumlara düşmeyecektik.
Hemen birileri çıkıp "SEKA zarar ediyordu" diyebilir, "SEKA zarar ettiriliyordu" derseniz daha doğru olur.
Sadece SEKA değil Atatürk döneminde ve sonrasında kurulan devletin bütün kurumları önce zarar ettirildi sonra özelleştirme adı altında peşkeş çekildi.
2000 yılından önce bu kurumlar devlete aitken işsizlik oranı Türkiye'de yüzde 6,5'ti, şimdi hepsi özelleştirildi bir tane özelleştirilmeyen kurum kalmadı, fakat işsizlik oranımız yüzde 13,8 oldu. Yani şu an 4,5 milyon işsizimiz var ki gerçek işsizliğin bundan çok daha yüksek olduğunu biliyoruz.
Bir de ithalat rakamlarımıza bakalım. Öyle ya daha önce kendi fabrikalarımızda kendimiz üretirdik. Böylece yabancıya paramızı kaptırmazdık.
Zarar ediyor denilen fabrikalarımız özelleştirildikten sonra bakalım neler olmuş:
2000 yılında 54,5 milyar dolar ithalat yaparken, 2017 yılında 233,8 milyar dolar, 2018 yılında da 223,4 milyar dolar ithalat yapmışız.
İhracattan da haber ver diyenleriniz için hemen dış ticaret açığımızı da paylaşayım:
2000 yılında açığımız 26,7 milyar dolarken, 2017'de 76,8 milyara çıktı. Size şöyle özetleyeyim 2000 yılından sonra yani özelleştirme adı altında fabrikalarımızın peşkeş çekilmesinden sonra dış ticaret açığımız daha da büyümüş ve toplam zararımız yaklaşık 1,5 trilyon doları bulmuş.
Üretim maliyetlerinin yükselmesi ve piyasaların daralmasını da ilave edin... Sonuç, yandaşlar da dahil olmak üzere binlerce firma konkordato ilan etti.
Kapanan fabrikalar, işsiz kalan ve iş bulamayan milyonlar ve ithalata mahkum edilen bir Türkiye...
2000 yılından önce her şey iyiydi demiyorum ama 2000 yılından sonra her şeyin daha kötü olduğu kesin.
Kısaca sizin işsiz kalmanıza sebep bu özelleştirme yalanlarına inanmanız oldu diyor ve saygılar sunuyorum.
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022