PAXAMERİCA'DAN İRAN'A TAARUZ KARARI VE TÜRKİYE !

ABD'nin İran'a karşı fiili olarak harekete geçtiğinin en büyük kanıtı uydurulan Suudi Elçisine suikast hikayesidir. Hollywood sinema filmlerine bile senaryo olamayacak kadar uçuk olan iddiaya göre güya Tahran yönetimi Meksikalı uyuşturucu çetelerle anlaşıp Suudi Sefirini öldürtecekmiş! İnsaf edin değil İran gibi devlet geleneği olan bir ülke, dünya'da devlet diye anılan hangi ülkecik mafya ile böylesi bir ilişkilere girer? Dahası, İran Suudi'nin ABD Elçisini niye öldürtsün, ne geçer eline? Bu soruların cevabı yok ama Washington en üst düzey kadrolarıyla böyle bir teşebbüs var diyor ve kanıtlardan söz ediyor. Kusura bakmasınlar ama CIA 2001'deki ikiz kule tezgahında fevkalade başarılıydı ve kendi kurduğu komployu en azında örtmeyi becermişti, oysa bu olaydaki basit kurgu sebebiyle birazcık zekası ve muhakemesi olan herkes CIA ve Beyaz Saray'la dalgasını geçiyor. Diyeceksiniz ki hal bu iken ABD alel acele inandırıcı olmayan bir hikaye ile neden harekete geçti? Bunun birden çok sebebi var. Malum ABD'nin Ortadoğu'da iki olmazsa olmazı, İsrail'in güvenliği ve Petrol yataklarının kontrol altına alınmasıdır. ABD bu bağlamda ikinci dünya savaşındaki Yalta benzeri yeni bir planlamanın peşindedir ki Condoleezaa Rice bunu zaten yıllar önce deklare etmişti. ABD'nin bölge planlamasında İran'ın etkisiz kılınması kesin hedeftir. Bunun için de coğrafyamızda  bir Şia - Sunni çatışmasının çıkarılması en temel projedir. Ayrıca önümüzdeki yıl ABD'de seçim yılıdır ve  imajı sarsılıp düşüşe geçen Obama, Musevi lobilerinin desteğini almak için onların gönlünü alacak adımlar atmaya kendini mecbur hissediyor. Buna ABD Ordusunun 2011 sonunda Irak'tan çekileceğini de ilave ederseniz İran noktasında ABD için bazı acil adımlar elzem olarak görülüyor çünkü ABD Tahran'a hiçbir şey yapmadan Irak'tan çekilirse İran'ın psikolojik üstünlük sağlayacağı kanaatinde. Bütün bunlara ilaveten ABD uzun zamandır yürüttüğü BOP Projesi bağlamında artık finale gelindiğini düşünüyor. İşte Suudi Elçisi hikayesinin alel acele vizyona konması ve  hemen akabinde Türkiye'nin İran'a karşı kışkırtılması İran'a karşı İslam dünyasında sunni bir cephe açmak içindir? Hillary Clinton'un, İran Ankara'yı tehdit ediyor beyanı ajitasyonun ötesidir. Keza Obama'nın İran için Türk hükümetini ikna adına Ankara'ya üst düzey bir heyet göndermesi de üstünde önemle durulacak bir ayrıntıdır. Görüldüğü gibi ABD İran bağlamında harekete geçmiştir ve önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler olacaktır. Peki Türkiye ya da AKP hükümeti ne mi yapacak? Tayyip Erdoğan tıpkı Suriye örneğinde olduğu gibi demeçlerle ile İran'ı da (kişisel zorunluluklar sebebiyle) hedef alabilir de ötesine geçemez zira Türk halkını İran'la düşman olmaya ikna edemez. Öyle ya Türkiye ya da Ordusu kendine kan kusan PKK eşkıyasına karşı Irak'ta operasyon yapmazken hangi bahaneyi ileri sürüp Suriye ya da İran'a savaş ilan edecek ya da o restleşmenin içinde olacak? YENİ ANAYASA VE DEHŞET TEKLİF!Yeni Anayasayı kimler istiyor: ABD, AB, PKK ve Tayyip Erdoğan! Yeni Anayasanın olmazsa olmazları neler? Özerklik temelinde federasyon, Öcalan'ı da kapsayacak şekilde genel af, Kürtçe Eğitim, Türklük kavramının tasfiyesi ve Başkanlık Sistemi. CHP ile MHP işte böyle bir projeye katılarak yani üye vererek ona meşruiyet kazandırıyor. CHP'nin ulusalcı diye bilinen ismi Prof. Suheyl Batum ise, "Yeni Anayasada Türklük yerine yurttaşlık kavramı gelebilir" buyurdu. Evet Atatürk'ün partisinin bu mebusu Türklüğü tasfiye teklifinde bulunabiliyor! Batum için şaşırmadım zira bu arkadaş her mevsim görüş değiştiren biri, Süheyl Bey bazıları bilmez uzun süre DYP'ye Genel Başkan olmak için uğraş verdi ve sonuç alamayınca CHP'ye gitti. Dolayısı ile ulusalcılıktan bir anda çark etmesini de yadırgamadım ancak CHP'deki bu kurumsal kırılmayı anlamakta zorlanıyorum!HA MARİE-ANTOİ NETTE, HA TAYYİP BEY!Başbakan Erdoğan önceki gün partisinin Kızılcahamam Kampında  hükümetinin yaptığı zamları savunurken sigaradaki artış  için şunları söyledi: "İçmesinler canım?"  Tayyip Bey'in bu ifadesini işitince birden Marie-Antoinette'yi hatırladım? O kim mi? Hani ekmek isyanında olan fakir halk için, "Ben de bazen fırınımdan isteğim ekmekleri bulamıyorum. Halk da benim gibi yapsın ve ekmek bulamayınca pasta yesin" diyen şu ünlü Fransız Madam! Evet o iki beyan esas itibarı ile aynıdır! Tamam sigarayı hadi zararlı onun için es geçelim, peki ya doğalgaza, elektriğe ve cep telefonuna yapılan zamlar? Isınmasınlar, aydınlanmasınlar ve konuşmasınlar mı demek istiyor Sayın Başbakan?TÜRBAN VE ZERDÜŞTLÜK?Doğruya doğru Tayyip Bey mugalatayı iyi biliyor ve ahaliyi sanki  müthiş bir şey söylemiş gibi ikna ediyor. Son olay TBMM'de Pantolon giymeyi serbest hale getiren AKP  teklifine bir önerge ile türbanı da ilave etmek isteyen BDP'lileri Zerdüştlük ile itham etmesidir. Tayyip Bey BDP'lilere sen zerdüşsün türban senin neyine demek istiyor. Burada birden çok yanlış var. Birincisi BDP güruhu Zerdüşt değil, Marksist bir ekolden geliyor yani pek çoğu ateist! İkinci husus ise öyle değil ama diyelim ki BDP'liler Zerdüşt ve türban onların ilgi alanında olamaz, o zaman sen AKP olarak versene bu teklifi ya da önergeyi, neden vermiyorsun veya  verilen önergeyi zerdüşlüğü bahane edip çöpe atıyorsun? Amaç üzüm yemek mi bağcı dövmek mi? Efendilerinden yani ABD ve AB'den korkuyorsun da ondan değil mi?