Prof. Dr. Azazil el-İblisî meali...

Nedir şu Maun sûresinin çektiği, şu Kur'an aşıklarından(!)

Baştan ayağa ve bilmem daha nereden nereye Kur'an aşkı ile yanıp tutuşan kimi zatlar, seferber oldular, tüm insanlığı Kur'an ile hemhal etmeye.

Ve bir çözüm buldular bütün sosyal, siyasal, bireysel ve toplumsal sorunların çözümüne; Kur'an'da ne buyuruluyoru anlamak, bilmek.

Bunun için de tek çözüm Kur'an meali.

Bu Kur'an, azılı ve azgın müşriklerden Ebu Cehil'in, Ebu Leheb'in ve daha bilmem hangilerinin ana dili üzere inmedi mı?

İndi.

Onlardan daha anlayan olur mu?

Olmaz.

Başka?

Ömürlerini İslam'ı tenkit/eleştirmek için harcayan Şarkıyyatçılar/Doğubilimciler/Oryantalistler/Müsteşrikler Kur'an'ı en yaman İlahiyatçılardan çok daha iyi bilen insanlar değil mi?

Demem o ki; Kur'an'da Cenab-ı Hakk'ın ne buyurduğunu bilmiş olmak iyi bir müslüman olmak için yeterli olmayabiliyor.

Kur'an'da iki temel esasa davet edilir;

1-İman/âmentü

2-Salih amel, yani Allah'ın dışında hiçbir varlığa zerre pay ayrılmamış; tamamen Allah rızası ilke edinilmiş ve pratiği/uygulaması Hz. Peygamberin (as) hayatında olan kulluk.

Bütün bunlar Kur'an'ın mealini bilmeden de yapılabilecek şeyler; pek tabii bilerek yapmak isteyene sözümüz yok.

Ama, Kur'an'ın mealini bildiğini iddia edenlerin hayatlarında "dinin esası Allah'ın rızası" diye bir sevdayı bulmak  ne mümkün.

Tamam, meal de hangi meal, yada kimin Kur'an meali?

Bu apayrı bir konu.

Yukarıda kimi dillere pelesenk olmuş Maun sûresinin meali var.

Kime ait bilmiyorum.

Ama hiç de Rahmanî bir gayret gibi gelmiyor bana.

Niye?

Şu ana kadar yapılan sayıları 100'ü aşkın mealin hiçbirinde böyle bir Maun sûresi meali bulamazsınız.

Mesela;

Elmalılı Hamdi Yazır; 

1-Gördün mü o dîni tekzib edeni?

2-O dur ki işte iter yetîmi

3-Ve kayırmaz doyurmak üzere miskîni

4-5-Fakat veyl o namaz kılanlara ki, Namazlarından yanılmaktadırlar

6-7-Onlar ki müraîlik ederler. Ve yardımlığı sakınır (zekâtı vermezler)

*

Yenilerden:

1- Din gününü yalanlayanı gördün mü?

2- İşte o, yetimi itip kakar.

3- Yoksulu doyurmayı teşvik etmez.

4-5- Şu namaz kılanların vay haline, Onlar namazlarından gafildirler.

6- Onlar gösteriş yaparlar.

7- Ve onlar en küçük bir yardımı da engellerler.

Şunu not etmeliyim ki, bu ayet Mekke'de inmiştir.

Namaz hicrete yakın bir zamanda miracta, zekat ise hicretten sonra farz kılındı.

Sosyal medyada dolaşan mealdeki;

"Ve onlar hep namaz kılarlar" ifadesi hiçbir mealde yoktur.

Olamaz, çünkü ayette böyle bir mana yok.

"Ve onlar hep namaz kılarlar" namaza ve namaz kılan yapılabilecek en büyük buhtandır.

Dahası Allah'ın beyanını yalanlamaktır.

Çünkü Yüce Allah şöyle buyurur namaz ve namazı hakkıyla kılanlar için;

"...Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder (Ankebut, 45).

"Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder" amenna.

Bir şartla,'ikame' şartıyla.

"İkame"; hakkıyla kılmak, namazın hakkına dikkat etmek.

Şunu da sormak gerekir;

Maun sûresinin ana fikri; yetime sahip çıkmak yoksulu/miskini gözetmek.

Peki, bu sûrenin dikkat çektiği konuları kitaplaştırıp piyasaya sürenler, kazandıkları paranın ne kadarını yetime miskine yardım olarak  dağıttı.

Bilen varsa bana da bildirirse minnettar olurum.

Peki, yetimi kovmak, miskini doyurmamak tamam da Allah'ın ayetlerini kişisel arzulara alet etmek çok basit bir hata, küçük bir günah mı?

"Kur'an'ı kendi düşüncesini esas alarak -yada bilgisizce- yorumlayanlar cehennemdeki yerlerini hazırlasın" buyurur rahmet ve şefaat Nebî'si...