Prof. Dr. Haydar Baş'ı doğru anlamak

Ehl-i Beyt Sempozyumları serisinin dördüncüsü Anadolu erenlerinin şahı Hacı Bektaş-ı Veli'nin bağrında, Nevşehir'in Hacıbektaş İlçesi'nde geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirildi.
Türkiye'nin dört bucağından Ehl-i Beyt sevdalısı binlerce can, Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi'nde buluşarak, bir olmanın, beraber olmanın ve aynı yürekte can olmanın ancak Ehl-i Beyt paydasında mümkün olduğunu ispat etti.
Bu sempozyum da daha öncekileri gibi Ehl-i Beyt Külliyatı'nın müellifi çok muhterem Prof. Dr. Haydar Baş Beyefendinin öncülüğünde gerçekleşti.
Sempozyumda birbirinden değerli âlimler, dedeler ve konuşmacılar Ehl-i Beyt konusunda doyumsuz tebliğler sundu.
Sempozyumu takip ederken ve de kapanış konuşmasını izlerken Prof. Dr. Haydar Baş'ın neden bu programlara bu kadar önem verdiğini ve maksadını anlamanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha idrak ettim.
Bu sempozyumun düzenlenmesi ve Ehl-i Beyt'in başta milletimiz olmak üzere tüm Müslümanlara anlatılması, milletimizin birlik ve beraberliğinin muhkemleşmesi için olmazsa olmazların başında geliyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt sempozyumlarına öncülük etmesinin altında da bu gerçek yatıyor.  
Malumunuz olduğu üzere, temeli çok uzun yıllar öncesine dayanan, sonraki yıllarda yapılan yanlışlarla da üzerine yenileri eklenen ayrılıklar ve fitneler yüzünden ülkemizde Sünni Müslümanlarla Alevi Müslümanlar arasına aşılması imkânsız duvarlar örüldü. Bundan dolayıdır ki, Sünni Aleviyi kabul etmez, Alevi de Sünniyi kendinden görmez, bağrına basmazdı.
Müslümanlar arasındaki bu ayrım öyle bir noktaya geldi ki, bu millet üzerinde hain emelleri olan güçler, bu ayrılıklar beslenmeye ve büyütülüp çatışmanın nedeni yapmak için planlar kurmaya başladı. Türkiye'yi parçalamak için heveslenenler emellerine bu ayrılıklar üzerinden ulaşmak için kollarını sıvadılar. Bu hususta adımlar da atıldı. Alevi vatandaşlarımızın evlerinin üzerine işaretler konulması bu kabilden hadiselerdir.
Şii-Sünni, Alevi-Sünni ayrımları sadece milletimiz arasında çıkarılmak istenen çatışmalara malzeme yapılmadı aynı zamanda Suriye ve İran gibi ülkelerle Türkiye'nin arasının açılması için de kullanıldı ve hâlihazırda da kullanılmaktadır.
Tam bu dönemde Prof. Dr. Haydar Baş'ın peş peşe 'Birlik ve Beraberliğimiz için Ehl-i Beyt Sempozyum'ları düzenlemesi, bu hain planların herkes tarafından fark edilmesine ve de boşa çıkmasına vesile olmuştur.
Bu bağlamda Sünni, Şii ve Alevi tüm Müslümanlar Prof. Dr. Haydar Baş'a ne kadar şükran duysa azdır.
Bu noktada çok önemli bir şeye dikkatinizi çekmek isterim.
Ehl-i Beyt Külliyatını bize hediye eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın meselelere yaklaşımı, Alevi olsun Sünni olsun, çoğu Müslüman'ın ateşe körükle giden yanlış tutumlarından ve ayrılıkları gündeme getirip, bilerek ya da bilmeyerek birliğe değil de ayrılığa sevk eden tavırlarından 180 derece farklı bir anlayıştır.
Dikkat ederseniz Prof. Dr. Baş, en çetrefilli konularda bile birliği temin edecek bir yol bulabilmektedir. Alevi-Sünni ayrılığı konusunda da bunu başaran Sayın Baş, Cenab-ı Hakk (cc) tarafından seçilmiş ve sevilmiş bir aile olan Ehl-i Beyt'in hangi mezhepten olursa olsun her Müslüman için ortak payda olduğunu her konuşmasında ısrarla vurgulamaktadır.
Görünüşte hemen herkes birlik ve beraberliği istemektedir. Ama gelinen nokta sadece temenni etmenin birlik ve beraberliği sağlamada asla yeterli olmadığını göstermiştir.
Birlik ve beraberliği sağlamak için yaşamak, bu amaç için konuşmak ve bu amaca uygun olarak davranmak gereklidir. İşte Sayın Prof. Dr. Haydar Baş tam da bunu yapmaktadır. Müslümanların birlik olması için çalışmakta ve yaşamaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu tavrını anlamak Aleviler için de Sünniler için de hayati öneme haizdir. Çünkü bugüne kadar ortaya konulan her tavır, bizi birbirimizden daha da uzak noktalara fırlatmış, Müslümanlar arasındaki ayrılıkları çoğaltmıştır.
Birlik olmayı becerememiş Müslümanlar olarak artık gönül bardağımızı boşaltıp, doğru bildiğimiz yanlışları terk edip, 'Birlik ve Beraberliğimiz için Ehl-i Beyt Sempozyum'larında kolay kolay bir araya gelemeyecek Sünni-Alevi Müslümanları birleştiren, bir bilek bir yürek yapan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt anlayışıyla beynimizi, gönlümüzü formatlamamız gerekmektedir.