Dr. Ahmet Hamdi KEPEKÇİ
Dünden Devam...
Ayet-i Kerime'de "Ramazan öyle bir aydır ki onda insanlara doğru yolu gösteren, hakı batıldan ayırt eden apaçık ayetlerle Kur'an indirildi. Ramazan ayına ulaşan oruç tutsun" (Bakara: 185) buyurulmaktadır.
Ramazan boyunca gündüzlerimiz oruç ile değerlenmekte, gecelerimiz ise iftar sofralarını bereketi, teravih namazlarını huşu, Ramazan sohbetleri ve sahur sefası ile aydınlanmakta; zikrullah, bolca Kur'an-ı Kerim okuyarak istifademiz artmaktadır.
Oruç ibadeti ile sabır eğitimi, iradenin güçlenmesi, kanaat, cömertlik gibi halka-ı hamide sahibi de olunur.
Ramazan'ı değerlendirmekle maneviyatın engin ufuklarında yol katedilir. Oruçlu öyle bir makama hazırlanmaktadır ki, Sehl ibnu Sa'd (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselatu vesselam) buyurdular ki: "Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez" ( Buhari, Savm 4, Bed'u'l-Hak 9; Müslim, Siyam 166, (1152); Nesai, Siyam 43, (4, 168); Tirmizi Savm 55, 765).
Ramazan ve sağlık
Ramazan, insanlar için hem maddi, hem manevi huzur demektir. Oruçla birlikte insan sağlığına katkı da gerçekleşmiş olur. Yıl boyu dur-durak bilmeden çalışan sindirim sistemi dinlenmek için fırsat bulur; kalp damar sistemi de oruçtan nasibini alır. Damar sertliklerine yol açan damarların iç cidarını kaplayan yağ tabakası ortadan kalkar. şişmanlık, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı olanlar gıda rejimlerine daha daha iyi dikkat edecek psikolojiye ulaşırlar.
Kısacası gerek fizyolojik, gerekse psikolojik bir dopingdir oruç. Hadis-i şerifte de beyan buyrulduğu üzere Ramazan'la birlikte "Oruç tutunuz sıhhat bulursunuz" nüktesi gerçekleşmiş olur.
Toplumsal kazanım
olarak Ramazan
Bir ay boyunca toplumun nabzı adeta bir bütün olarak çarpmaktadır. Mü'minlerin gündemleri hep vermek, ikram etmek üzerine bina edilmiştir. Çünkü, dinimiz İslam'da kazanmanın yolu ikram etmekten, vermekten geçmektedir. Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz" (Tirmizi, Savm 82, İbnu Mace, Siyam 45. 1746). İkramlaşma ise insanları birbirine yaklaştıran unsurlardan yalnızca bir tanesidir. Bir milletin dolayısıyla bir devletin ayakta kalması; devlet-i ebed müddet nüktesine yaşaması kolay değildir. Bu hedefe ulaşılması için millet fertleri arasındaki ortak paydaların çokluğu önemlidir. Ortak geçmiş, din birliği, kültür birliği, ortak gelenek ve görenekler, zevk birliği, ideal birliği önem arzeder.
Gerek bu özelliklerin millet fertlerine öğretilmesi, gerekse dönem dönem ortaya çıkabilecek pürüzlerin giderilmesi de önemlidir. Milli ve manevi değerler açısından milletin, aşk ve şevk içerisinde takviye edilmesi gerekmektedir.
Ramazan ayında toplumsal beklentiler gerçekleşir. Bir bakıma toplumun güvenlik ayarı tazelenir. Bir ay boyunca toplum fert fert elden geçirilir, güvenlik ayarları yapılır. Toplum , kendisini meydana getiren insanların aynası olduğundan, bünyesindeki insanların yücelmesi toplumun da yücelmesini sağlayacaktır.
Netice:
Hadis-i şerifte buyurulur:
"Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerif'in ne olduğunu layıkıyla bilselerdi, senenin tamamını Ramazan olmasını arzu ederlerdi." Bu kadar büyük nasiplere garkolmuş birer kul olarak talebimiz şudur: "Ya Rabb'i, verdiğin nimetlerin şükrünü eda etmeyi nasip eyle."
Dünden Devam...
Ayet-i Kerime'de "Ramazan öyle bir aydır ki onda insanlara doğru yolu gösteren, hakı batıldan ayırt eden apaçık ayetlerle Kur'an indirildi. Ramazan ayına ulaşan oruç tutsun" (Bakara: 185) buyurulmaktadır.
Ramazan boyunca gündüzlerimiz oruç ile değerlenmekte, gecelerimiz ise iftar sofralarını bereketi, teravih namazlarını huşu, Ramazan sohbetleri ve sahur sefası ile aydınlanmakta; zikrullah, bolca Kur'an-ı Kerim okuyarak istifademiz artmaktadır.
Oruç ibadeti ile sabır eğitimi, iradenin güçlenmesi, kanaat, cömertlik gibi halka-ı hamide sahibi de olunur.
Ramazan'ı değerlendirmekle maneviyatın engin ufuklarında yol katedilir. Oruçlu öyle bir makama hazırlanmaktadır ki, Sehl ibnu Sa'd (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselatu vesselam) buyurdular ki: "Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez" ( Buhari, Savm 4, Bed'u'l-Hak 9; Müslim, Siyam 166, (1152); Nesai, Siyam 43, (4, 168); Tirmizi Savm 55, 765).
Ramazan ve sağlık
Ramazan, insanlar için hem maddi, hem manevi huzur demektir. Oruçla birlikte insan sağlığına katkı da gerçekleşmiş olur. Yıl boyu dur-durak bilmeden çalışan sindirim sistemi dinlenmek için fırsat bulur; kalp damar sistemi de oruçtan nasibini alır. Damar sertliklerine yol açan damarların iç cidarını kaplayan yağ tabakası ortadan kalkar. şişmanlık, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı olanlar gıda rejimlerine daha daha iyi dikkat edecek psikolojiye ulaşırlar.
Kısacası gerek fizyolojik, gerekse psikolojik bir dopingdir oruç. Hadis-i şerifte de beyan buyrulduğu üzere Ramazan'la birlikte "Oruç tutunuz sıhhat bulursunuz" nüktesi gerçekleşmiş olur.
Toplumsal kazanım
olarak Ramazan
Bir ay boyunca toplumun nabzı adeta bir bütün olarak çarpmaktadır. Mü'minlerin gündemleri hep vermek, ikram etmek üzerine bina edilmiştir. Çünkü, dinimiz İslam'da kazanmanın yolu ikram etmekten, vermekten geçmektedir. Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz" (Tirmizi, Savm 82, İbnu Mace, Siyam 45. 1746). İkramlaşma ise insanları birbirine yaklaştıran unsurlardan yalnızca bir tanesidir. Bir milletin dolayısıyla bir devletin ayakta kalması; devlet-i ebed müddet nüktesine yaşaması kolay değildir. Bu hedefe ulaşılması için millet fertleri arasındaki ortak paydaların çokluğu önemlidir. Ortak geçmiş, din birliği, kültür birliği, ortak gelenek ve görenekler, zevk birliği, ideal birliği önem arzeder.
Gerek bu özelliklerin millet fertlerine öğretilmesi, gerekse dönem dönem ortaya çıkabilecek pürüzlerin giderilmesi de önemlidir. Milli ve manevi değerler açısından milletin, aşk ve şevk içerisinde takviye edilmesi gerekmektedir.
Ramazan ayında toplumsal beklentiler gerçekleşir. Bir bakıma toplumun güvenlik ayarı tazelenir. Bir ay boyunca toplum fert fert elden geçirilir, güvenlik ayarları yapılır. Toplum , kendisini meydana getiren insanların aynası olduğundan, bünyesindeki insanların yücelmesi toplumun da yücelmesini sağlayacaktır.
Netice:
Hadis-i şerifte buyurulur:
"Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerif'in ne olduğunu layıkıyla bilselerdi, senenin tamamını Ramazan olmasını arzu ederlerdi." Bu kadar büyük nasiplere garkolmuş birer kul olarak talebimiz şudur: "Ya Rabb'i, verdiğin nimetlerin şükrünü eda etmeyi nasip eyle."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.