ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Ankara'da beklendiği şu sıralarda Washington'la ilginç bir "ters diyalog" içindeyiz. Bunu garip bir tenis maçına benzetmek de mümkün. Türkiye güçlü servisini çekerek, "Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı niçin harekete geçmiyorsunuz?" diye soruyor. ABD tarafı da pek ikna edici olmayan bahaneler üreterek, "Bu konuda yanınızdayız" diyor ve sıkı bir "backhand" hamlesiyle, "Siz de terörist Hamas'ı niçin cesaretlendiriyorsunuz?" diye soruyor.Bu kez Türk tarafı, pek ikna edici olmayan bir çıkışla "Cesaretlendirmiyoruz, yola getirmeye çalışıyoruz" diyor ve tenis maçı tam bir sağırlar diyaloğu şeklini alıyor. Bu kısır döngünün yakında kırılmasını beklemek ise gerçekçi değil.
Hamas - PKK 'tenis' gibiÖnceki gün katıldığım bir yemekte bunu tekrar sezdim. Ev sahipliğini Türk-Amerikan Dostluk Grubu Başkanı İstanbul Milletvekili Egemen Bağış yapıyordu. Onur konukları ise Amerikan Dış Politika Derneği üyeleriydi. Davetli olan CHP milletvekili ve eski Washington büyükelçimiz Şükrü Elekdağ, konuya bodoslama daldı. Başkan Bush'un "11 Eylül sonrasında söylediği "Ya bizlesiniz, ya da bize karşı" sözünü tersine çevirerek, bu algılamanın Türkiye'de PKK konusunda Amerika'ya karşı kullanıldığını belirtti.Amerikan tarafındaki bir konuşmacı da Hamas ziyaretine değinince, sözünü ettiğim tenis maçı bu kez orada başladı. Egemen Bağış, "Niçin hep Hamas'ı konuşuyoruz" diye tepki gösterince, ABD Büyükelçiliği'nin temsilcisi müdahale ederek, "Hep Hamas'ı değil, hep PKK'yı konuşuyoruz" diye karşı tepkisini ortaya koydu. Rice'a PKK gündemiBuna normal bir "diyalog" demek güç. Hal böyleyken, Türkiye'nin Kandil'deki PKK varlığını Rice ziyaretinin ana maddesi yapacağına dair işaretler artıyor. Tabii, diplomatlara soracak olursanız gündemde başka önemli konular da olacak. Olacaktır da. İran konusu gibi. Fakat Türk kamuoyu, PKK konusunda öyle gerildi ki, Abdullah Gül bu meseleyi Rice ile görüşürken kararlı bir şekilde gündeme getirmezse, bunun AKP açısından ters tepeceğini biliyor. Rice da, Hamas ziyaretinden dolayı ABD'de duyulan rahatsızlığı gündeme getirmezse, Washington'a döndüğünde onun başı ağrıyacak. Kısacası PKK-Hamas tenis maçı Rice'ın ziyareti sırasında da devam edecek. Her iki ülke yönetimi şu sıralarda, zaten -iç siyaset nedeniyle- kamuoyunun hissiyatına ters gidebilecek durumda değil. Ziyaret başarılı olur mu?Başka bir ifadeyle, kamuoyunun hoşuna gitmese de, "büyük görüntüye binaen" bazı şeylerin yapılmasını gerekli kılan "hikmeti hükümet" (raison d'etat) şu anda geçerli değil. Türkiye, Washington'u İran'ı vurma tehdidinden (keşke) tümüyle vazgeçirebilseydi veya ABD Ankara'yı İran'a karşı olası bir operasyonun içine çekmeyi başarabilseydi (ki temennimiz bunu başaramamasıdır), o zaman, belki, "Stratejik ilişki kamuoyuna rağmen işliyor" diyebilirdik. Peki, bunların olabileceğine inanan var mı aramızda? Pek sanmıyorum. Hal böyle olunca Rice'ın ziyaretinin hangi gerekçelere dayanılarak "başarılı" ilan edileceğini merak ediyor insan. Semih İdiz/ Milliyet