Bu başlığı siz, "Avrupa yollarında nal topluyoruz" şeklinde de okuyabilirsiniz.
Avrupa Birliği'ne üyelik maceramız açısından bakınca gelinen noktayı, alınan mesafeyi oldukça net anlatan ifadeler; sağdan yürüyün nal burusunuz ya da Avrupa yollarında nal topluyoruz.
Bizim müracaat tarihimiz göz önüne alınınca, bize göre daha dün müracaat eden ülkeler birliğe dahil oldular. Bazılarının nüfusu, bizim ortalama şehirlerimizden birinin nüfusundan daha az. Avrupa Birliği'nin yeni üyeleri arasında, Kıbrıs Rum Kesimi de var ve yeni üyelerin katılım merasimine katılmak için bizim başbakanımız derhal yollara düşüyor hem de: "Güney Kıbrıs tanınmış zaten yapabilecek herhangi bir şey yok" diyerek.
Tam da sözün bittiği, kelimelerin ifadeden aciz kaldığı noktadayız.
Adam seni yarım asırdır kapısında bekletiyor, her defasında ipe un seriyor, Fransa Devlet Başkanı: "Türkiye bugünkü koşullarda üyeliğe hazır değildir" diyor, AB komisyonu başkanı Prodi: "AB liderleri Türk yetkililerine Türkiye AB'ye üye olacak, diyorlar. Brüksel'de ise bana, aman Türkiye'nin üyeliği konusunda acele etmeyin telkininde bulunuyorlar" diyor ve gayri ahlaki, gayri hukuki olarak Güney Kıbrıs'ı üyeliğe kabul ediyorlar, siz de koşa koşa bu kabul merasimine gidiyor, boy gösteriyorsunuz. Bu halin, bu tavrın adını koymaktan ben şahsen acizim. Vakar mefhumunu birilerinin bu arkadaşlara anlatması lazım. Allah aşkına yapılan bunca haksızlık, bunca istiskal karşısında bir kez olsun kaşımızı çatma hakkımız da mı yok?
Bu nasıl bir dünya hikayesi zor
Mekanı bir satıh zamanı vehim
Bütün bir kainat muşamba dekor
Bütün bir insanlık yalana teslim.
(N.F.K).
Bütün bir insanlık yalana teslim olsa bile, elinde Kur'an gibi bir kitap önünde Hz. Muhammed aleyhisselam gibi bir lideri olan bizlerin yalana teslim olma gibi lüksümüz ve mazeretimiz olamaz.
Sayın başbakan diyor ki: "Biz dünya gerçekleri ile hiçbir zaman çelişmeyi, çatışmayı düşünmüyoruz. Dünya gerçekleri neyi gösteriyorsa biz de bu gerçekler içinde yerimizi almaya mecburuz".
Peki sözünü ettiğiniz bu dünya gerçekleri sadece ve sadece siyonist ve haçlı dünyasının çıkarlarını gözetip, menfaatlerine hak tanıyorsa?
Bu dünya gerçekleri, son din İslam, son kitap Kur'an ve son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselamı yok sayıyor ve Müslümanlara hayat hakkı tanımıyorsa? Müslümanların sahip oldukları toprakların, malların talan edilmesi için, ırz ve namuslarına tecavüz edilmesi için ferman yayınlamışsa?
Afganistan, Irak, Filistin gibi yerlerde bu firmanın tatbikatını yapıyorsa?
Sözünü ettiğiniz bu dünya gerçekleri, uyum yasaları adı altında, kendi elinizle, kendi ülkenizin altına dinamitler yerleştirdiği halde "yeterli değil, bekleyin" diyorsa ve beş-on sene önce müracaat etmiş iki milyonluk ülkeleri alıyorsa?
Bu nasıl dünya, bu nasıl gerçek?...
Avrupa Birliği'ne üyelik maceramız açısından bakınca gelinen noktayı, alınan mesafeyi oldukça net anlatan ifadeler; sağdan yürüyün nal burusunuz ya da Avrupa yollarında nal topluyoruz.
Bizim müracaat tarihimiz göz önüne alınınca, bize göre daha dün müracaat eden ülkeler birliğe dahil oldular. Bazılarının nüfusu, bizim ortalama şehirlerimizden birinin nüfusundan daha az. Avrupa Birliği'nin yeni üyeleri arasında, Kıbrıs Rum Kesimi de var ve yeni üyelerin katılım merasimine katılmak için bizim başbakanımız derhal yollara düşüyor hem de: "Güney Kıbrıs tanınmış zaten yapabilecek herhangi bir şey yok" diyerek.
Tam da sözün bittiği, kelimelerin ifadeden aciz kaldığı noktadayız.
Adam seni yarım asırdır kapısında bekletiyor, her defasında ipe un seriyor, Fransa Devlet Başkanı: "Türkiye bugünkü koşullarda üyeliğe hazır değildir" diyor, AB komisyonu başkanı Prodi: "AB liderleri Türk yetkililerine Türkiye AB'ye üye olacak, diyorlar. Brüksel'de ise bana, aman Türkiye'nin üyeliği konusunda acele etmeyin telkininde bulunuyorlar" diyor ve gayri ahlaki, gayri hukuki olarak Güney Kıbrıs'ı üyeliğe kabul ediyorlar, siz de koşa koşa bu kabul merasimine gidiyor, boy gösteriyorsunuz. Bu halin, bu tavrın adını koymaktan ben şahsen acizim. Vakar mefhumunu birilerinin bu arkadaşlara anlatması lazım. Allah aşkına yapılan bunca haksızlık, bunca istiskal karşısında bir kez olsun kaşımızı çatma hakkımız da mı yok?
Bu nasıl bir dünya hikayesi zor
Mekanı bir satıh zamanı vehim
Bütün bir kainat muşamba dekor
Bütün bir insanlık yalana teslim.
(N.F.K).
Bütün bir insanlık yalana teslim olsa bile, elinde Kur'an gibi bir kitap önünde Hz. Muhammed aleyhisselam gibi bir lideri olan bizlerin yalana teslim olma gibi lüksümüz ve mazeretimiz olamaz.
Sayın başbakan diyor ki: "Biz dünya gerçekleri ile hiçbir zaman çelişmeyi, çatışmayı düşünmüyoruz. Dünya gerçekleri neyi gösteriyorsa biz de bu gerçekler içinde yerimizi almaya mecburuz".
Peki sözünü ettiğiniz bu dünya gerçekleri sadece ve sadece siyonist ve haçlı dünyasının çıkarlarını gözetip, menfaatlerine hak tanıyorsa?
Bu dünya gerçekleri, son din İslam, son kitap Kur'an ve son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselamı yok sayıyor ve Müslümanlara hayat hakkı tanımıyorsa? Müslümanların sahip oldukları toprakların, malların talan edilmesi için, ırz ve namuslarına tecavüz edilmesi için ferman yayınlamışsa?
Afganistan, Irak, Filistin gibi yerlerde bu firmanın tatbikatını yapıyorsa?
Sözünü ettiğiniz bu dünya gerçekleri, uyum yasaları adı altında, kendi elinizle, kendi ülkenizin altına dinamitler yerleştirdiği halde "yeterli değil, bekleyin" diyorsa ve beş-on sene önce müracaat etmiş iki milyonluk ülkeleri alıyorsa?
Bu nasıl dünya, bu nasıl gerçek?...
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024