Sağırlar da duysun diye

"Bu dağlar demirdendir, geçen gün ömürdendir; Feleğin bir kuşu var, pençesi demirdendir." (Türk halk türküsü)Hey sen!Kalabalık ıssızlarda, görmez duymazlar içinde,Sen diyerek seslendiğim; hiç duymasan da sensin sen!Benim tek merâkım sensin, sensin neden de, niçin de;Güzellerin en güzeli, güzelliğin süsüsün sen,Sensizlikte senliliğin, sihri büyüsü sensin sen!...Sana dokunmam korkarım! Hisset bana dokunursam,Sensizlik tek cezâm olsun sensizlikten yakınırsam!Hasretini seviyorsam, sensizliğe doymuyorsam;Tokluğum sen, açlığım sen, arzûlarım hevesim sen,Beni sen ettin sensizken, sesim nefesim sensin sen!...Bezm-i elest kâtibince Levh ü mahfûza yazılan,Adem'in Havva'sı cismi adı böğrümden kazılan,Ömrümün kervânı olup her nefesimde dizilenSoluğuma kervânsaray nefesime ciğerim sen,Bu yanım sen, o yanım sen; senli diyârım sensin sen!...Sen bendesin, ben nerdeyim? Yoksa sende miyim ben de?Zaten geç, işkence bana! Sensiz çok geç, en erken de!Kendi kendime söylenip; "Çok seviyorum" derken de;Muhatâbım özüm sensin, dilimdeki sözlerim sen,Her yerde seni arayan, bakan gözlerim sensin sen!... (Mustafa ASLAN)Sana çok seslendim; senliyken de, sensizken de!Çölde gölge olmaya çalıştım, en sert rüzgârlarda dalda! Kutupta ısıtayım istedim, sahralarda serinletmeye uğraştım kendim cayır cayır yanarken!Ben söylemedim kimseye, kimse de söylemesin istedim ama bilmen gerek ki sen; benim her yere kendimle taşıdığımsın! Artık beni gören, seni hatırlıyor biliyor musun?Zaten bilmesen sen olamazdın biliyorum da yine de kendi içime naralar atarak sana seni anlatıyorum!Gönlüm böyle istiyor!"İnsan gönüldür, gönül!" diye gönlüne gönlümce seslenen bir Sevdâ Süvarisi'ne meyil verdiyse bu serseri, başka ne yapabilir ki kendi içine Türkçe seslenmekten gayrı!Görüyorlar, görüyoruz, görüyorum ki;Fırıncılar ekmek üretiyorlar, toklara!Terziler, esvap dikiyorlar devrin firavunlarına!Aşhaneler, yemek üretiyor toklara, tokluğu ile övünen açın halinden bilmeyen unutkanlara! Allah ile aldatanlar, Allah'ı da kandırmaya niyetleniyorlar günde beş kere göstermelik baş eğerken!Yalancılar yeminler ediyorlar sabahtan akşama kadar Allah adıyla!Zalimler, caniler, cellatlar; "Allahüekber" tekbirleriyle Müslüman başı kesiyorlar, Haçlı'ya fedâilik ederek!Bir de Demirci var, gece gündüz çekiç sallayan!Narlı demiri iki demir arasında döverek şekle sokmaya çalışan bir Demirci!21.yy. Zülfikâr'ını yapmak için, eğri yayı, doğru oku yapıp; ehil bir okçuya vermek üzere gece gündüz demiri, demirin üstünde, demirle döven var!Dövdüren örs sabit  ve hevesli Vatan gibi! Döven çekiç hevesli Demirci gibi! İki demir arasında narlıyken dövülen demir de hevesli aleve dalan pervâne gibi!Alev! Nâr! Döven, dövülen, dövdüren ve demir!Şekillendikten sonra suya değdiğinde çelikleşecek olan demir!Çelikleştikten sonra eğilmeyip kırılacak kıvama girecek olan demir!İsteyenin kapısına kilit, isteyenin kilidine anahtar, silahşörün elinde kılıç, isteyene silah, silahlarda namluya sürülen mermi; binlerce ton ağırlığıyla suda yüzen gemi, yüzlerce ton ağırlığıyla onlarca ton ağırlığı da yüklenerek havalanan uçak; atı taşıyan nal, nalı tutan mıh görevinde demir!Ve Demircinin çekiçiyle örsü arasında, demirce dövülerek şekilden şekile sokulan demir!Ve Demirci!Demiri; hârlı ateşte narlandırarak kıvama sokan, narlandırdıktan sonra döverek şekillendiren, şekillendirdikten sonra imalatını ehîl ellere vermekle mükellef Demirci!Selâm olsun sana!Selâm olsun; şekillenmek için narlanmaya, narlanıp dövülmeye hevesle kapında nöbet tutan demirlere!Selâm olsun şekillendikten sonra çelikleşerek Müslüman Türk donuna girip Kâinat Devleti Seferi'ne gönüllü katılanlara!Selâm olsun! Selâm olsun! Selâm olsun.."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" vesselâm...Selâm, sevgi, duâ..