Sarkık bıyıklılarla entarili pos bıyıklılar

Sazlı-sözlü, barış güvercini edalı pozlarla süslenilip-püslenilip ekran-ekran gezdirilen Selahattin Demirtaş; hem Türkiye, hem Türk milleti, hem bölge, hem de Kürt halkı nazarında yakaladığı itibarı, yerle bir etti!
Kendisi, partisi ve destekçi Dolma kalemlerin gerçek yüzlerini aşikâr etti!
Bir yıl önce, Diyarbakır meydanlarına bir milyon Kürdü toplayan ve bu kalabalığa güvenerek kendini Himen (He Man) zannedenler, bilerek burunlarını yere sürttürdüler!
Diyarbakır'ın buram buram tarih kokan Sur İlçesi'nin bugünkü görüntüsüne, ekranlardan ve basından gördüğüm görüntülere yüreğim; "Cızzz!" ediyor! Yüreğim yanıyor, vicdanım sızlıyor!
Diyarbakırlı, hem de Kürt Dostlarımı ve onlarla birlikte -sadece sıcağından şikâyet edip- kahkahalarla gülerek, gülümseyerek dolaştığımız dar sokakları hayal ediyorum, yüreğim burkuluyor!
Girdiğimiz her mekândaki konuk karşılayan güler yüzlü, sofraları açık cömert Diyarbakırlıları hatırlıyor, sessizce utanıyorum!
Sevgili Vedat Güldoğan'ın, bugünleri görmeden öldüğüne, -içim özlemle yanarken- rahmetler okuyarak -O'nun adına- seviniyorum!
Misafir ağırlamak için bir araya toplanan, toplantıya çağrılan yöresel müzisyenleri, her birinin sesi bir diğerinden daha güzel olan yöresel sanatçıları; yaşı-başı ne olursa olsun misafire gösterilen hürmet ve ikramda yarışan edepli-âdaplı, töreli-türeli Diyarbakır'ı ve Diyarbekirli Dostlarımı, inadına daha fazla seviyor, onların yerine de haksıza öfkeleniyor, huzurumuzu bozanları lanetliyorum!
Önce algı operasyonu ile bilgisiz ilgililerin beyinlerini yıkadılar, sonra yeniden zamanı onlarca yıl geriye çevirip "Sarkık Bıyıklılar"la "Pos Bıyıklılar"ı çarpıştırmayı denediler!
Nisyân ile malûl hafızâ-i beşerde; "Pos Bıyıklılar" olarak kalmışlara; sazlı-sözlü, barış güvercini edalı; "Selhadiyn-Selho", etek giyindirdi, başörtüsü taktırdı, meydanlarda orta oyunu zenneleri etti hepsini!
"Sarkık Bıyıklılar" ise Hükûmetin yönlendirme ve görevlendirmesiyle Devletin emrinde, şehit olma yarışına girdiler!
Onar yıllık periyotlarla karşı-karşıya gelmeğe ve getirilmeğe müsait ve alışmış; "..cılar, ..ciler, ..cular, ..cüler", bir daha ölüp öldürmeğe görevlendirildiler!
Bir yanda sazlı-sözlü barış güvercini edalı bölücü HDP Eş-Genelbaşkanı Dokunulmaz PKK'lı Selho; bir yanda kerameti kendinden menkul, tarihte ve günümüzde benzeri olmayan, bütün dünya ile kavgalı bir Dünya Lideri!
Elindeki düdükle Bizans Arenalarında ölümcül yarışan gladyatörlere hakemlik yapar pozlarıyla da -AKP'ci de değil- RTE'ci vuvuzelalar, dolma kalemler!
Devlet Gücünü temsîlen operasyon yapan Güvenlik Güçlerimizin başında; Kutadgu Bilig'i, mecburiyetten ağzına aldığı için telaffuz edemeyen ve güya bölge Kürtlerine hoş görünmek gayretiyle Ali Emîri'ye mal eden okuma ve konuşma özürlü bir RTE'ci kolpa'cı; karşı tarafta güya; "Serhıldan" diyen pos bıyıklılara etek giyindiren; yalan'cı-talan'cı, AB'ci-ABD'ci, ara bozucu, bölücü taşeron...
Millet, mecbûren milliyetsizlerin; halk çaresizlikten ferasetsizlerin yanında!
Ölen de bizim, öldüren de!
Gandi Kemal diye bühtan edilen Dersim(!)li Kemal eliyle kuruluş felsefesi ve karakterinden uzaklaştırılmış Y-CeHaPe'de ise ne ararsan var!
Mes'eleye hijyenist mantığıyla bakmayı deniyorum ve sabah-akşam iki kere hijyen kontrolü ve temizliği yapılan olimpik bir havuza, iki damla mikrobun atıldığında ne hale geleceğini bilerek korkuyorum!
Mes'eleye İslâmist mantığıyla bakmayı deneyip; yine aynı hijyen ve olimpik havuza, bir kadeh şarabın dökülmesiyle nasıl pâklıktan murdarlığa dönüşeceğini, bilerek ürküyorum!
"Yüksek ahlâkı tamamlamak üzere" gönderildiğini buyuran bir Peygamber ümmetinin, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ne sadık hümanistlerin, hangi yaşta olurlarsa olsunlar; "ana-anne" hüviyeti verilerek sevilen-sayılan feministlerin, toplumsal paylaşımcılıkta İslâm'ın; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" felsefesine çok yaklaşan komünistlerin, "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz." (Hucurat- 10) Allah emri gereği davranması gereken pan-İslâmistlerin, günümüz Türkiye'sindeki duyarsız - aymaz pan-türkistlerin, taraftarlıklarına akıl erdiremiyorum!
"Dinde birlik sağlanmadan milli birlik sağlanamaz!" diyen Vaizi; "Bir elimi kesseler Türk kanı, diğerini kesseler Kürt kanı akar" diyen halkları milletleştirici Hatibi; "Birinci yılda AB'yi, ikinci yılda ABD'yi yakalar, üçüncü yılda Kâinat Türk Devleti'ni gerçekleştiririm" diyen İdealist-Mefkureci Türkoğlu Türk'ü duymayanlara hayret ediyor; duymazdan gelenlere ne diyeceğimi bilemiyorum!
Yahu! Üç ilimiz on iki ilçemizde, yani bir bölgemizde üç aydan fazladır, savaş var!
Yahu! Tarihte ilk defa hem Rusya, hem de Amerika ile düşmanız! 
Yine tarihte ilk defa; hem Şii İran'la hem Emevist Arap dünyasıyla düşmanız!
İçeride asayişimiz, dışarıda itibarımız yerle bir!
"Stratejik Derinlik" adlı uygulamayla; "Değerli Yalnızlık"a mahkûmuz ve dört yandan dayanılmaz tazyike muhatabız!
Orman yangını sınır tanımaz ve dört yanımızdaki orman yangınlarına sadece sınır boyu beton duvarlar yaparak, Çin Seddi adlı tarihi korku belgesini ülkemizde de uygulayarak,"Dünya Lideriği" hayal edenlerle muhatabız!
Ve hâlâ siyâseten güya milliyetçiliğin tek adresi olarak dayatılan, AKP içindeki PKK'lıların övdüğü, bölücü-işbirlikçi Dolma kalemlerin savunduğu Y-MeHaPe 'de ise, "Rüzgâra karşı sidik yarışı" ile "Kim genel başkan olacak?" çekişmesi!
Kime ne yahu?
Millete ne yahu? Keçi can derdindeyken, yağlı et peşindeki kasap konumundasınız, farkıda mısınız?
Allah müstehâkınızı versin...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN"  Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...