logo
30 NİSAN 2024

Sarkozy'yi iyi bulanlar...

23.05.2007 00:00:00
Bazı yorumcular, "Fransa'nın yeni cumhurbaşkanının ABD yanlısı olduğunu, dolayısıyla Washington'dan Türkiye konusunda gelecek tavsiyelere kulağını bütünüyle tıkamayacağını savunuyorlar. Sarkozy ise bu durumda şunu söylüyor: Benim ABD yanlısı olduğumu söylüyorlar ama görüyorsunuz ki Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyorum. ABD ise bunu destekliyor. Washington'dan Ömer Taşpınar yorumluyor.

Fransa'da yeni bir dönem başlıyor. Her ne kadar Türkiye, Sarkozy'nin seçimleri rahatça kazanmasını üzüntüyle karşılamış olsa da, soğukkanlı olmakta yarar var. Fransa'da açılan bu yeni siyasi sayfa ne getirecek henüz belli değil. Ancak şurası kesin: Paris-Washington ilişkilerinde ciddi bir düzelme olacak. Chirac döneminde yaşanan sorunlar bir çırpıda sona ermeyecek tabii ki. Mesela Irak ve Afganistan konusunda Sarkozy Washington ile mesafesini koruyacak. Öte yandan, tıpkı Angela Merkel gibi Sarkozy de ABD ile iyi geçinmek isteyecek ve transatlantik ilişkilere önem verecek. Bu açıdan bakınca tipik bir Gaullist politikacı değil Sarkozy. Siyasi refleksleri anti-Amerikan değil. Tam tersine ekonomi ve finans alanlarında Amerikan modeline yakın reformlar yapmak isteyen bir lider. Elize sarayındaki bu zihinsel değişim, zamanla Washington ile Paris arasında çok daha sağlam bir ilişkinin doğmasını sağlayacaktır. İşte bu durum Türkiye açısından ciddi bir avantaj. Zira, Sarkozy Washington'dan Türkiye konusunda gelecek olumlu tavsiyelere kulağını bütünüyle tıkamayacaktır. Evet, mucizeler beklememek gerekiyor. Ancak Paris'ten gelen ilk sinyaller Sarkozy'nin herkesi şaşırtma yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor. Mesela seçtiği Dışişleri Bakanı, Bernard Kouchner, Fransa'nın ABD'ye en yakın politikacısı. Irak ve Afganistan savaşlarını desteklemiş bağımsız biri. Aynı zamanda Türkiye'nin AB üyeliğini savunan sosyalist geçmişi olan bir siyasetçi. Bütün bunlar Chirac dönemine oranla ABD'ye çok daha yakın bir Fransız dış politikasının ilk sinyalleri. Bu durum potansiyel olarak Türkiye için Chirac döneminden daha iyi olabilir. Chirac ABD'ye kulak asmazdı Hatırlanacağı üzere Chirac, ABD'den Türkiye konusunda gelen tavsiyelere son derece soğuk bakıyordu. İstanbul'da düzenlenen 2004 NATO zirvesinde George W.Bush, Türkiye'yi AB içinde görmeyi arzu ettiğini söylediğinde, Chirac'tan gelen cevap kolay kolay unutulacak türden değildi: "Biz ABD'nin Meksika ile ilişkilerine nasıl karışmıyorsak, ABD'de Avrupa'nın işlerine karışmasın." Gene unutmamak gerekiyor ki, sözde Türkiye yanlısı olan Chirac, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Fransa'da referandum yapılması için kanunları değiştirdi. Birçok Fransız analist Chirac'ın bu hamlesinin Türkiye'nin şansını sıfıra indirdiği konusunda hemfikir. O halde Sarkozy'ye bakıp, Chirac nostaljisi içine girmemize hiç gerek yok. Sonuç olarak bilinmesi gereken bir gerçek var. Türkiye'nin AB konusundaki şansı Avrupa ve Fransa'daki gelişmelerden çok Türkiye'nin kendi performansına bağlı. İşte zaten tam da bu nedenle 27 Nisan muhtırasının Türkiye-AB ilişkilerine getireceği uzun dönemli zarar, Fransa'daki siyasi gelişmelerden çok daha büyük olacaktir. Asker-sivil ilişkilerinde yaşadığımız bu son sorun, Türkiye'nin zaten pek parlak olmayan demokratik imajını yerle bir etmiş durumda. Türkiye'yi dışlamak için zaten fırsat arayanlara müthiş bir malzeme vermiş durumdayız. Muhtıra işlerine yaradı Şimdiden hazırlıklı olmakta yarar var. Önümüzdeki dönemde Türkiye'ye 'imtiyazlı ortaklık' önereceklerin sayısı oldukça artacaktır. Sarkozy'nin zaten bu konuda Merkel ile aynı frekansta düşündüğü malum. 27 Nisan muhtırası şimdi bu Sarkozy-Merkel kampına güçlü bir zemin kazandırdı. Haklı olarak birçok AB ülkesi Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ne artık uymadığını iddia edecektir. Bu durum haliyle Sarkozy'nin ekmeğine yağ sürecektir. İstediğini elde eden Sarkozy için bir sonraki aşama 'imtiyazlı ortaklık' konusunda ABD'yi ikna etmek olacaktır. Normal şartlarda Fransa'nın başındaki lider ABD'nin Türkiye konusunda ne düşündüğüne pek aldırmaz. Belirttiğimiz üzere bunu Chirac örneğinde gördük. Ama Sarkozy Chirac değil. Bu nedenle Sarkozy muhtemelen ABD'yi bütünüyle dışlamak yerine 'imtiyazli ortaklık' fikrini Washington'da savunacaktır. Zira Türkiye'nin Fransa-ABD ilişkilerinde pürüz yaratması Sarkozy'nin hoşuna gitmeyecektir. İşte bu durum Washington'a Fransa üzerinde belirli bir manevra alanı sağlayacaktır. Hatta Fransa-ABD ilişkilerinde önümüzdeki dönemde bir Türkiye pazarlığı bile söz konusu olabilir. Peki Sarkozy 'imtiyazlı ortaklık' konusunda Washington'u ikna edebilir mi? ABD'nin kararında birçok faktör rol oynayacaktır. Bu faktörlerden en önemlisi ABD-Türkiye ilişkilerindeki genel gidişat olacaktır. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik performansı da ABD açısından önemli tabii ki. Demokrasiden uzaklaşmış bir Türkiye'yi savunmak çok daha zor. Fakat unutmamak gerekiyor ki, ABD için, Türkiye'nin Avrupa hedef ve heyecanını koruması stratejik bir gereklilik. Zira, AB'den uzaklaşan bir Ankara'da milliyetçilik son derece yükselecek ve Türkiye'nin Kuzey Irak'a askeri müdahale ihtimali büyük oranda artacaktır. Bu durum, yani Kuzey Irak'a bir Türkiye müdahalesi Washington açısından tam bir kâbus senaryosu. Sarkozy'nin hesaplarıO halde, ilk bakışta Washington Sarkozy'nin 'imtiyazlı ortaklık' teklifine soğuk duracaktır denebilir. Ancak Sarkozy zeki ve sinsi bir stratejist. Kolay kolay pes etmeyecektir. Benim tahminim Sarkozy'nin Ukrayna, Gürcistan ve Türkiye'yi bir şekilde aynı torbaya koyarak, imtiyazlı ortaklık teklifiyle Washington'u zayıf olduğu Rusya cephesinden vurmak isteyeceğidir. Bu ne demek? Gayet basit. Rusya güçlendikçe Washington'un rahatsızlığı artıyor. ABD, Rusya ile yeni bir Soğuk Savaş başlamadan Ukrayna ve Gürcistan'ın bir an evvel NATO ve AB'ye bağlanmasını istiyor. Eğer Sarkozy, AB'nin bu tür bir gelişmeyi ancak ve ancak Türkiye'nin de dahil olacağı bir esnek ortaklık yapısı içinde kabul edeceğini belirtirse, Washington'u zayıf olduğu noktadan vurabilir. Washington'da çok güçlü bir Gürcü ve Ukrayna'yı destekleyen Polonya lobisi olduğu unutulmamalı. Bu tür bir Fransa-ABD pazarlığı haliyle bize yapılmış büyük bir haksızlık olacaktır. O nedenle şimdiden bu senaryolara hazırlıklı olalım. Sonuç olarak Sarkozy'ye ve 'imtiyazlı ortaklık' kampına koz vermemek bizim elimizde. Dört elle demokrasimize ve ekonomik kalkınma programımıza sarılmamız gerekiyor. Ukrayna'dan daha demokratik ve 'Avrupalı' olduğumuzu kanıtlamak bizim elimizde. Tabii eğer, paranoya yaratıp, irtica geliyor, şeriat kapıda, muhtıralar devam etsin, asker-sivil ilişkileri bozulsun diyorsanız, iş başka...

 
Arınç'tan Özgür Özel övgüsü
'O benim kahramanım'
Boykot dediğin böyle olur
Malezya'dan İsrail kuklası KFC'ye sille
Yabancı, Türk şirketini yaşatır mı hiç?
Uçtu uçtu, pat diye düştü, karizmayı çizdirdi!
Hükümet onları bekliyor lakin...
Hiç de aceleleri yok!
Kiraları 4'e, 5'e katladılar
Mağaza sahipleri kara kara düşünüyor
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
Arınç'tan Özgür Özel övgüsü
'O benim kahramanım'
Boykot dediğin böyle olur
Malezya'dan İsrail kuklası KFC'ye sille
Yabancı, Türk şirketini yaşatır mı hiç?
Uçtu uçtu, pat diye düştü, karizmayı çizdirdi!
Hükümet onları bekliyor lakin...
Hiç de aceleleri yok!
Kiraları 4'e, 5'e katladılar
Mağaza sahipleri kara kara düşünüyor
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı

İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı

İzmir'in Çeşme ilçesi açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalanırken, göçmen kaçakçıçılığı yaptıkları iddia edilen 4 şüpheli ise gözaltına alındı.
29.04.2024 23:48:00
İhlas Haber Ajansı
İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı
İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı
Edinilen bilgiye göre, Sahil Güvenlik Komutanlığı İnsansız Hava Aracı tarafından Çeşme ilçesi açıklarında lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu tespit edildi.

Bölgeye gönderilen ekiplerce durdurulan lastik bottaki 34 düzensiz göçmen yakalandı. Düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

Öte yandan, Sahil Güvenlik Kolluk Destek Timi ve İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yapılan takip sonucunda göçmen kaçakçılığı iddiasıyla 4 kişi de yakalanarak gözaltına alındı.

Kirletme alışkanlığı 850 işçinin emeğini heba ediyor

 
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Kent Temizliği Şube Müdürlüğü ekipleri, kent ve insan sağlığını korumak, çevrenin kirlenmesini engellemek için ter döküyor. 850 personel ile 3 vardiya şeklinde, 2 bin kilometrelik hatta her gün çalışma yürütülüyor.
29.04.2024 22:54:00
HABER MERKEZİ
 Kirletme alışkanlığı 850 işçinin emeğini heba ediyor
 Kirletme alışkanlığı 850 işçinin emeğini heba ediyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Kent Temizliği Şube Müdürlüğü ekipleri, kent ve insan sağlığını korumak, çevrenin kirlenmesini engellemek için ter döküyor. 850 personel ile 3 vardiya şeklinde, 2 bin kilometrelik hatta her gün çalışma yürütülüyor. İzmir'de günlük 4 bin 500 ton evsel atığın yanı sıra sokaklardan da tonlarca çöp toplanıyor. Ekipler, son olarak binlerce insanın alışveriş için geldiği Konak'taki Gıda Çarşısı'nda sokakları karış karış gezerek temizledi. 25 personel ve 5 yıkama aracıyla saatler süren çalışmalarda bir tona yakın atık toplandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Kemal Kılıç, İzmir ticaretinin kalbinde yoğun bir temizlik seferberliği başlattıklarını söyledi. Köyler, mahalleler, refüjler, ana arterler, sahiller gibi şehrin her yerinde çalışmaların sürekli devam ettiğini vurgulayan Kemal Kılıç, "Sigara izmaritlerinin atılması için küllükler ve çöpler mevcut. Ancak bunlar yine de yerlere, mazgallara atılıyor. Gıda ambalajları, plastik bardaklar ve daha birçok şey çöp yerine yerlere atılıyor. İzmir rüzgarlı bir kent. Biz temizliyoruz ancak bu tür çöpler Körfez'e kadar ulaşıyor" dedi. Küresel bir kirlilik krizi gerçeğinin bulunduğuna değinen Kemal Kılıç, şunları söyledi: "Dünya kirlilikten etkileniyor. Okyanusta plastikten oluşan bir ada var. Türkiye bu kirlilikten muaf değil. Bütün denizler birbirine bağlı. Sokağa attığımız çöpler, dereler ve rüzgar aracılığıyla denize ulaşıyor. Bütün bu atıklar denizlerde balıkların, canlıların yediği besinlere karışıyor. Her yıl binlerce ton plastik denizlere karışıyor. Bunu ancak karada kirlilik oluşmadan engelleyebiliriz. Bunu yapabilirsek, geri dönüşümü arttırsak, geri dönüşümü mümkün olan atıkları bu tür kutulara atarsak, özellikle plastik kirliliğinin önüne geçmiş oluruz."


Bireysel olarak da birçok önlem alınabileceğini belirten Kılıç, "Şehri temizlemek evet bizim işimiz ve bunu yapıyoruz. Ancak kenti kirletmemek de mümkün. Sokaklara atılan tonlarca atık var. Toplamakla atık bitmiyor. Bilinçli olmamız gerekiyor. Emekçi kardeşlerimize yardımcı olmamız lazım. Onlar temizlemekten yorulmazlar. Ancak güzel ve temiz bir İzmir'de yaşamak istiyorsak, kirletmemeliyiz" diye konuştu.

Türkiye hem göç veriyor hem de alıyor

2022 yılında Türkiye’den yurt dışına göç eden Türk vatandaşlarının sayısı, bir önceki yıla göre %62,3 oranında artış gösterdi
29.04.2024 20:01:00
Fahri Fatih Özcan
Türkiye hem göç veriyor hem de alıyor
Türkiye hem göç veriyor hem de alıyor
2022 yılında Türkiye'den yurt dışına göç eden Türk vatandaşlarının sayısı, bir önceki yıla göre %62,3 oranında artış gösterdi. Bu artışla birlikte, göç edenlerin toplam sayısı 466 bin 914'e ulaştı. Göç eden Türk vatandaşlarının sayısı ise 139 bin 531 olarak kaydedildi.

Göç eden nüfus içinde en çok hareketlilik 25-29 yaş grubunda tespit edildi. Bu yaş grubu, hem Türkiye'ye gelenlerde hem de yurt dışına gidenlerde en büyük paya sahipti. İstanbul, göç veren ve alan iller arasında ilk sırada yer aldı.

Türkiye'nin en çok göç aldğı ülkeler arasında ise Rusya ilk sırayı aldı. Rusya'yı, Ukrayna, İran, Afganistan ve Irak takip etti. Türk vatandaşlarının yurt dışına göçünde ise Irak vatandaşları ilk sırada yer aldı. Irak'ı, İran, Özbekistan, Afganistan ve Türkmenistan izledi.

Bu veriler, Türkiye'nin hem göç alan hem de göç veren bir ülke olduğunu gösteriyor. Göç hareketleri, ekonomik, sosyal ve politik faktörlerle yakından ilişkili olup, ülkenin demografik yapısını da etkilemektedir. Göç edenlerin tercih ettiği ülkeler, genellikle ekonomik fırsatların yanı sıra sosyal ve kültürel bağların güçlü olduğu yerler olmaktadır.

Türkiye'den yurt dışına göç, özellikle genç nüfus arasında artmaya devam ediyor. Bu durum, ülkenin geleceği için önemli bir göstergedir ve göç politikalarının şekillendirilmesinde dikkate alınması gereken bir faktördür.

Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak

Öldürülen Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş soruşturması tamamlandı. Başsavcılık , 22 kişi hakkında ''tasarlayarak öldürme'' suçundan iddianame düzenledi.
29.04.2024 13:21:00
Haber Merkezi
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturma bir  yıl 4 ay sonra tamamlandı. Başsavcılık, 22 kişi hakkında ''tasarlayarak öldürme'' suçundan iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Ankara Başsavcılığı, 30 Aralık 2022'de Ankara Çukurambar'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmasını tamamladı. Başsavcılık, ''tasarlayarak öldürme'' suçundan 22 kişi hakkında iddianame düzenledi. Söz konusu iddianame, Ayhan Bora Kaplan Davası'na da bakan Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

NE OLMUŞTU?

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022'de, Ankara'da Çukurambar'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında tetikçi Eray Özyağcı, eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile 3 polisin de aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklanmıştı. 
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.