Bölgede estirdiği terörle ortalığı kasıp kavuran İsrail yönetimi,bölgesel barışın tesisi adına ziyaretlerde bulunan ABD makamlarına hiç utanmadan dert yanacak. Filistin tarafının şiddet(!) eylemlerine dikkat çekmeyi panlayan Başbakan Şaron, minarenin kılıfını hazırlıyor. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, bölgeye gelecek ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'dan, Filistin yönetimine baskı yapmasını isteyecek
İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, Suriye örneğini göstererek, ABD'den, Filistin'e de aynı baskıyı uygulamasını isteyeceği ve terör eylemlerinin önüne geçilmesinde gerçek bir adım atılmasının gerekliliğini vurgulayacağı belirtildi. Powell'ın, ABD, Rusya, BM ve AB'nin desteklediği "yol haritası" barış seçeneğine canlılık kazandırmak amacıyla yapacağı temaslar, Washington yönetiminin, sorunun çözümüne katkısını artırma isteği olarak yorumlanıyor. Powell'ın, Filistin'in yeni Başbakanı Mahmud Abbas ile de biraraya geleceği ve bunun, ABD'nin yeni Filistin yönetimine destek verdiği anlamına geleceği belirtiliyor. Şaron ile Abbas'ın ise Powell'ın ziyaretleri sonrasında biraraya gelebileceği belirtiliyor. Şaron, Abbas ile görüşmekten memnuniyet duyacağını söylemiş, ancak Filistinli mültecilerin evlerine dönmeleri konusunun gündeme getirilmemesini şart koşmuştu. Filistin'in, mültecilerin İsrail'e geri dönmeleri talebinden vazgeçmemesi halinde hiçbir zaman herhangi bir Filistin devletini tanımayacaklarını ifade eden Şaron, bunu, barış sürecine geri dönmek için bir şart olarak gördüklerini belirtmişti. Filistin Başbakanı Abbas, göreve geldikten sonra yaptığı ilk açıklamada, Şaron ile görüşmek istediğini, ancak tüm mültecilere geri dönebilme hakkı tanınması gerektiğini, bu haktan vazgeçmeyeceklerini söylemişti. BM Filistinlilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) kayıtlarına göre, çoğu Batı Şeria, Gazze, Ürdün, Lübnan ve Suriye'de yaşayan Filistinli 3.9 milyon mülteci bulunuyor. İsrailliler, Filistinli mültecilerin topraklarına dönmelerinin, 5.8 milyon nüfuslu İsrail'in demografik açıdan sonu anlamına geleceği düşüncesindeler.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, Suriye örneğini göstererek, ABD'den, Filistin'e de aynı baskıyı uygulamasını isteyeceği ve terör eylemlerinin önüne geçilmesinde gerçek bir adım atılmasının gerekliliğini vurgulayacağı belirtildi. Powell'ın, ABD, Rusya, BM ve AB'nin desteklediği "yol haritası" barış seçeneğine canlılık kazandırmak amacıyla yapacağı temaslar, Washington yönetiminin, sorunun çözümüne katkısını artırma isteği olarak yorumlanıyor. Powell'ın, Filistin'in yeni Başbakanı Mahmud Abbas ile de biraraya geleceği ve bunun, ABD'nin yeni Filistin yönetimine destek verdiği anlamına geleceği belirtiliyor. Şaron ile Abbas'ın ise Powell'ın ziyaretleri sonrasında biraraya gelebileceği belirtiliyor. Şaron, Abbas ile görüşmekten memnuniyet duyacağını söylemiş, ancak Filistinli mültecilerin evlerine dönmeleri konusunun gündeme getirilmemesini şart koşmuştu. Filistin'in, mültecilerin İsrail'e geri dönmeleri talebinden vazgeçmemesi halinde hiçbir zaman herhangi bir Filistin devletini tanımayacaklarını ifade eden Şaron, bunu, barış sürecine geri dönmek için bir şart olarak gördüklerini belirtmişti. Filistin Başbakanı Abbas, göreve geldikten sonra yaptığı ilk açıklamada, Şaron ile görüşmek istediğini, ancak tüm mültecilere geri dönebilme hakkı tanınması gerektiğini, bu haktan vazgeçmeyeceklerini söylemişti. BM Filistinlilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) kayıtlarına göre, çoğu Batı Şeria, Gazze, Ürdün, Lübnan ve Suriye'de yaşayan Filistinli 3.9 milyon mülteci bulunuyor. İsrailliler, Filistinli mültecilerin topraklarına dönmelerinin, 5.8 milyon nüfuslu İsrail'in demografik açıdan sonu anlamına geleceği düşüncesindeler.