18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 90.yıldönümü başta Türkiye olmak üzere içeride ve dışarıdaki temsilciliklerde törenlerle kutlandı.
Vatan savunmasında şehit düşenler ve Ermeni terör örgütü ASALA tarafından yurtdışında şehit edilen diplomatlarımız bu törenlerde anılırken milli bütünlüğümüzü yeni baştan düşünmek ve mevcut konumumuzu değerlendirmek fırsatını da bulmuş olduk.
Değişik şehirlerde meydanlarda düzenlenen törenlerden toplantılar ve seminerler şeklinde icra edilen gösterilere kadar ortak bir vurgu vardı.
Bu yıl da diğer yıllardaki anma törenlerinde olduğu gibi milli bütünlüğün sağlanması için bu günlere nasıl gelindiği ve bundan sonraki süreçte Türk milletinin nelerle karşılaşabileceği üzerinde yeni düşüncelere kanalize olduk.
Çanakkale'de savaşanlar ne uğruna savaştılar, onları bu savaşa daha, doğrusu savunmaya, sevkeden saikler nelerdi ,milli mücadelenin en önemli cephesi olan Çanakkale'de binlerce şehidin verilmesi bizlere ne sağladı ve biz bize sağlananlar karşısında nasıl bir tutum izliyoruz, yaşlısından gencine verilen mücadelede hangi ruh haleti vardı ve biz bu ruh haletini ne derece kendi benliğimize işleyebildik?
Sorular ve sorgulamalar artarken bunlardan ne sonuç çıkaracağımızı da bilmek durumundayız.
Çanakkale'de, Yemen'de, Kurtuluş Savaşı'nda binlerce şehit veren Türk milletinin kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkabiliyor muyuz peki?
İçten ve dıştan dini ve milli bütünlüğümüzü yıkmak isteyenlere karşı Türk insanının Alevisiyle,Sünnisiyle; Kürdüyle Türküyle verdiği mücadeleyi yıpratmak isteyen ve bu bütünlüğü bozmak isteyenlerin çirkin oyunlarına karşı bir ve bütün olmamız gerekiyor.
Ermeni vatandaşlarımızın dışında yasadışı bir örgüt olan ASALA'nın insanlıkdışı eylemlerinden ve Kürt vatandaşlarımızı rencide eden terör örgütü PKK'nın bu ülke topraklarına ve bu ülke insanlarına verdiği tahribatı bizlerin bir şekilde imar etmesi ve onlara en iyi cevabı verebilmemiz için mevcut bütünlüğün çok iyi perçinlenmesi şart.
Dini ve milli bayramlar ve yıldönümleri bunda büyük bir paya sahip.
Çanakkale Şehitlerimizi andığımız 90'ncı yıl kutlamalarını bir taraftan gururla görkemli bir şekilde kutlarken bir taraftan da gurursuz eylemlerde bulunanları ve barış ve huzurumuzu balkalamak için fırsat kollayanları iyi analiz etmemiz gerekmekte.
Vatan savunmasında şehit düşenler ve Ermeni terör örgütü ASALA tarafından yurtdışında şehit edilen diplomatlarımız bu törenlerde anılırken milli bütünlüğümüzü yeni baştan düşünmek ve mevcut konumumuzu değerlendirmek fırsatını da bulmuş olduk.
Değişik şehirlerde meydanlarda düzenlenen törenlerden toplantılar ve seminerler şeklinde icra edilen gösterilere kadar ortak bir vurgu vardı.
Bu yıl da diğer yıllardaki anma törenlerinde olduğu gibi milli bütünlüğün sağlanması için bu günlere nasıl gelindiği ve bundan sonraki süreçte Türk milletinin nelerle karşılaşabileceği üzerinde yeni düşüncelere kanalize olduk.
Çanakkale'de savaşanlar ne uğruna savaştılar, onları bu savaşa daha, doğrusu savunmaya, sevkeden saikler nelerdi ,milli mücadelenin en önemli cephesi olan Çanakkale'de binlerce şehidin verilmesi bizlere ne sağladı ve biz bize sağlananlar karşısında nasıl bir tutum izliyoruz, yaşlısından gencine verilen mücadelede hangi ruh haleti vardı ve biz bu ruh haletini ne derece kendi benliğimize işleyebildik?
Sorular ve sorgulamalar artarken bunlardan ne sonuç çıkaracağımızı da bilmek durumundayız.
Çanakkale'de, Yemen'de, Kurtuluş Savaşı'nda binlerce şehit veren Türk milletinin kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkabiliyor muyuz peki?
İçten ve dıştan dini ve milli bütünlüğümüzü yıkmak isteyenlere karşı Türk insanının Alevisiyle,Sünnisiyle; Kürdüyle Türküyle verdiği mücadeleyi yıpratmak isteyen ve bu bütünlüğü bozmak isteyenlerin çirkin oyunlarına karşı bir ve bütün olmamız gerekiyor.
Ermeni vatandaşlarımızın dışında yasadışı bir örgüt olan ASALA'nın insanlıkdışı eylemlerinden ve Kürt vatandaşlarımızı rencide eden terör örgütü PKK'nın bu ülke topraklarına ve bu ülke insanlarına verdiği tahribatı bizlerin bir şekilde imar etmesi ve onlara en iyi cevabı verebilmemiz için mevcut bütünlüğün çok iyi perçinlenmesi şart.
Dini ve milli bayramlar ve yıldönümleri bunda büyük bir paya sahip.
Çanakkale Şehitlerimizi andığımız 90'ncı yıl kutlamalarını bir taraftan gururla görkemli bir şekilde kutlarken bir taraftan da gurursuz eylemlerde bulunanları ve barış ve huzurumuzu balkalamak için fırsat kollayanları iyi analiz etmemiz gerekmekte.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005