Şimdi birlik zamanı...

"Kalbi düşmanlıklarla meşgul olan kişi, faydalı işler yapamaz! Çünkü kalb, iki zıt meşguliyeti bir arada bulunduracak kadar geniş değildir." Hz. Ali (a.s.)Desti imalatçısı Erenlerden birinin, çok önemsediği bir mürîdi vardır.Ama adam, huzursuz memnuniyetsiz! Yağmur yağar, şikâyet! Güneş çıkar, şikâyet! Soğuktan, sıcaktan şikâyet! İş olur, iş olmaz, şikâyet! Bir o kadar da yetenekli! Yeteneğini gördüğü için Âhi Eren, bu öğrencisinden vaz geçemez...Medrese ve atölye, çok şirin bir gölün kenarındadır.Bir gün Erenler, öğrencisine;- Bir bardak su ve bir avuç tuz al, gel.. Der.Öğrenci suyu ve tuzu kapar gelir;- Dök tuzu bardağa ve karıştır. Der..Yapar denileni Öğrenci. Tuz suda tamamen eriyinceye kadar iyice karıştırttırır. Sonra;- İç o suyu!.. Der.Öğrenci, sudan bir yudum alır ve yüzünü ekşitir;- Ne oldu?- Çok tuzlu, acı Pîrim! Der öğrenci...Erenler;- Tamam! Şimdi bir avuç tuz al, peşimden gel.. Der ve yürür.Öğrenci, bir avuç tuz alarak Hocasının peşinden koşturur. Erenler, gölün kıyısına gelir. Billur gibi bir suyu vardır gölün..- Tuzu dök göle.. Der.Döker öğrenci!- Karıştır! Der Erenler.Öğrenci tuzlu eliyle gölü karıştırmaya başlar.- İyice karıştır. Tuz tamamen erisin! Der Erenler. Karıştırır Öğrenci..- Şimdi sudan bir avuç iç.İçer öğrenci.- Tadı nasıl?- Fark etmedi Üstâdım! Sanki hiç tuz yok!- Bak Oğlum! Diye başlar Erenler: Eğer gönlünü bir bardak, sıkıntını bir avuç tuz eder karıştırırsan, içemezsin yakar seni ama gönlünü bir göl veya umman, sıkıntını yine bir avuç tuz edersen; gördüğün gibi hissetmezsin bile...Mutlaka herkesin sıkıntısı var!Allah, kuluna taşıyamayacağı yük yüklemeyeceğini va'dettiğine göre; derde, sıkıntıya şükredebilenlere selâm olsun!Hani Erenler demişler ya: Sıkıntı olmadan ferahlığın, acı olmadan tatlının, çirkin olmadan güzelin, karanlık olmadan ışığın, -Allah korusun- esâret olmadan hürriyetin farkında olunmaz!1970'li yılların başında;"Bana güller ihsân eyle, Seni koklayayım Ya Rabb!Bana sırlar ihsân eyle, Seni saklayayım Ya Rabb!Cefâ ile bezediğin bir ömür ver sersemineÇile ile yıkanayım, beni pâklayayım Ya Rabb!" Demişim, canımın sıkkın bir ânında! Bunu Söyleten'e hamd ederim, şükrederim.Çünkü o tarihten sonra başıma ne zaman bir sıkıntı, bir meşakkât geldiyse Rabbim'den dileğim aklıma geldi ve şükrederek tahammül ettim hamd olsun.Buldum, sevinmedim; kaybettim, dövünmedim! Hamd ettim, şükrettim!Çok düğünler görüp oynadım, çok cenazeler görüp ağladım!Ateşin yaktığını biliyorum! Taşın baş yardığını, suyun boğduğunu biliyorum!Feryâdım bu yüzdendir! Her kötü haberde, her şehît haberinde, canımın her zerresinin ateşin düştüğü yeri yaktığı kadar yanması, o acıyı bildiğimdendir!Şimdi milletin efsunlanmışçasına, tahrîk edilerek götürülmek istendiği yolun sonunda uçurum var biliyorum! Çünkü Vallahi o yoldan geldim ben!Kardeş kavgasının; bir millete, bir Devlete neye mal olduğunu bizzat yaşayarak gören bir neslin mensûbuyum! Ve geçmişteki kardeş kavgasının taraflarından biriyim, kahretsin!Gençler! Ülkücüler, Devrimciler!Olgunlar! Ümmetçiler, Milliyetçiler, Lâikler, Sağcılar, Solcular!Türk Milleti! Türkler! Kürtler!Bize yazık edecekler! Allah aşkına düşmeyelim bu tuzağa!Kandan oy devşirmeğe soyunan siyaset vampirlerinin inadına, Allah aşkına en yakınınızdaki Türk Komşunuza, Kürt Komşunuza giderek kapısını çalın!Kucaklaşın, kucaklaşalım! Bir olalım, iri olalım, diri olalım n'olur! Prof. Dr. Haydar BAŞ 'ın dedikleri gibi; Türk Milletinin bir kolunun adı Türk, diğer kolunun adı Kürt değil mi?"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...