Sayın Başbakan katıldığı salon toplantılarında sürekli okuduğu meşhur şarkı sözlerini uzun zamandır okumuyordu. Gençlik kollarının kongresinde tekrar okuyunca benim aklıma gelen ilk soru bu oldu. Şimdi kimlerle yürüyorsunuz? Hani diyor ya "Beraber yürüdük biz bu yollarda beraber ıslandık yağan yağmurda." Bu mısraları eğer başbakan mırıldanacaksa bence bir mişli geçmiş zaman ekiyle okuması daha doğru olur. Yani yürümüştük, ıslanmıştık şeklinde. Çünkü sayın başbakan milletiyle, ülkesiyle, milletin ve ülkenin menfaatleriyle yollarını ayıralı çok oldu. Halbuki iktidar koltuğuna oturana kadar ve oturmak için kimlerle beraber yürüdüğünü dünya alem biliyor. Öylesine laf olsun, torba dolsun cinsinden söyleniyor. Ve dostlar alışverişte görsün kabilinden de alkışlanıyor.
Beraber yürüdüğünüzü iddia ettiğiniz milletin feryadını duymuyor, aş-iş isteyenleri azarlıyorsanız, fakru zaruret içinde kalması için, ürettiğinin para etmemesi için bütün düzenlemeleri yapmışsanız "beraber yürüdük biz bu yollarda" sözleri bir şarkı olmaktan öteye geçemez.
Bu koca milletin şerefli tarihinde sadece ve sadece sizin yönetiminiz sırasında haçlı saflarında yer alma gibi kara bir lekenin sahibi iseniz ve Irak'ta her bomba patladığında vicdan sahibi herkesin yüreği hopluyorsa, Bağdat'ta, Musul'da yıkılan her minare her kubbe ile birlikte yüreğinden parçalar koptuğunu hissediyorsa, conilerce ve canilerce kirletilen namusların ağır vebali altında eziliyorsa, sizin beraber yürüdük iddianız su üstüne yazı yazmaktan öte bir anlam ifade etmez.
Sizin beraber yürüdük iddianız doğru olsaydı ve işin ta başından beri milletle beraber yürümüş olsaydınız milleti utandıracak, milleti fakirleştirecek, milleti rencide edecek, milletin mukaddesatının altını oyacak yasaları çıkarmazdınız, uluslararası anlaşmalara imza koymazdınız.
Beraber yürüdüğünüzü iddia ettiğiniz milletin çocuklarına dağıttığınız ders kitaplarında Fatiha suresinin son kısmı cımbızlanmışsa, Amenerresulü'nden "Kavmil Kafirin" cümlesi makaslanmışsa, Veda Hutbesi'nden "Size iki emanet bırakıyorum", diye başlayan paragrafı "Size bir emanet bırakıyorum" diye değiştirerek sünneti, dolayısıyla Son Peygamberi devre dışı bırakmışsanız, dinler bahçesinin kurdelesini kesip şirk üzre olan grupları son din İslam ile eşitlemişseniz zaten siz bu milletle yollarınızı çoktan ayırmışsınız demektir.
Hangi yoldan, hangi yürümekten bahsediyorsunuz sayın başbakan?
Beraber yürüdüğünüzü iddia ettiğiniz milletin feryadını duymuyor, aş-iş isteyenleri azarlıyorsanız, fakru zaruret içinde kalması için, ürettiğinin para etmemesi için bütün düzenlemeleri yapmışsanız "beraber yürüdük biz bu yollarda" sözleri bir şarkı olmaktan öteye geçemez.
Bu koca milletin şerefli tarihinde sadece ve sadece sizin yönetiminiz sırasında haçlı saflarında yer alma gibi kara bir lekenin sahibi iseniz ve Irak'ta her bomba patladığında vicdan sahibi herkesin yüreği hopluyorsa, Bağdat'ta, Musul'da yıkılan her minare her kubbe ile birlikte yüreğinden parçalar koptuğunu hissediyorsa, conilerce ve canilerce kirletilen namusların ağır vebali altında eziliyorsa, sizin beraber yürüdük iddianız su üstüne yazı yazmaktan öte bir anlam ifade etmez.
Sizin beraber yürüdük iddianız doğru olsaydı ve işin ta başından beri milletle beraber yürümüş olsaydınız milleti utandıracak, milleti fakirleştirecek, milleti rencide edecek, milletin mukaddesatının altını oyacak yasaları çıkarmazdınız, uluslararası anlaşmalara imza koymazdınız.
Beraber yürüdüğünüzü iddia ettiğiniz milletin çocuklarına dağıttığınız ders kitaplarında Fatiha suresinin son kısmı cımbızlanmışsa, Amenerresulü'nden "Kavmil Kafirin" cümlesi makaslanmışsa, Veda Hutbesi'nden "Size iki emanet bırakıyorum", diye başlayan paragrafı "Size bir emanet bırakıyorum" diye değiştirerek sünneti, dolayısıyla Son Peygamberi devre dışı bırakmışsanız, dinler bahçesinin kurdelesini kesip şirk üzre olan grupları son din İslam ile eşitlemişseniz zaten siz bu milletle yollarınızı çoktan ayırmışsınız demektir.
Hangi yoldan, hangi yürümekten bahsediyorsunuz sayın başbakan?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024