logo
29 MART 2024

Sömürge sürecinin sarıklı taşeronları

20.04.2006 00:00:00
Önceleri İngilizler ve onların muhipleriyle saf tutanlar, yüzyılın ortalarında Amerika ile din ve siyaset adına kolkola girdiler. En gözde örneği Said-i Nursî... M.E.KOÇ'un yazısı...

  CO?RAFYAMIZA YÖNELİK SÖMÜRGE SÜRECİNİN SARIKLI TAŞERONLARIABD'nin, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) namına, coğrafyamızdaki 22 ülkenin sınırlarını, dinini, düzenini ve kimyasını değiştireceğini şimdiki Dışişleri Bakanı C.Rice'nin kaleminden ve ağzından duymayan kalmamıştır herhalde... Bölgemizin sağır sultanları bile işitmiştir. BOP'un ne olduğunu ise, "Amerika'nın Irak'ı işgali"yle ve işgalin başkomutanı W. Bush'un "Bu bir Haçlı seferidir" nitelemesiyle herkes kavramıştır. Artık görünen BOP, kılavuz istemiyor çünkü.ABD, bölgemiz üzerindeki bu "hesaplaşma misyonu"nu yine "halen fiili ortağı" pozisyonundaki İngilizler'den II. Dünya Savaşı'ndan sonra devralmıştır. O sürece kadar coğrafyamız üzerinde, İngilizler cirit atıyor; Osmanlı başta olmak üzere bölgeyi parsellemekle, bölüp parçalamakla İngilizler ilgileniyordu.Bugün "Bizi kullanın ve bu adamı kullanın, delikten aşağıya doğru süpürmeyin..." cümleleriyle işgalci-sömürgeci Amerika'nın "derin lobi"lerinden bölgeye ve BOP'a ilişkin siyasal, dinsel veya bir başka "taşeronluk" dilenenlerimiz veya ABD'nin "stratejik ortağı" olan yerlilerimiz olduğu gibi... Dün, Osmanlı'nın kurtlar sofrasına konulup parçalandığı 18.-20. yüzyıl sürecinde de sömürgeci İngilizler'in elemanı, taşeronu ve stratejik ortağı olan pek çok yerli ve yabancı hizmetkârlar vardı.Şefleri değişse de birbirinin devamı olan bu iki Haçlı işgal sürecini ve bu süreçlerin siyasal-sosyal-dinsel "yerli taşeronları"nı, mukayeseli olarak tahlil ve teşhis etmemiz gerekiyor. Aksi halde ülkemizin sürüklendiği "çökertme ve bölünme"nin önünü almamız mümkün olmayacaktır. BOP'un merkezindeki Türkiye'mize yönelik "içten çökertme ve yerliler eliyle bölüp parçalama" süreci, Irak'ın işgalinde görüldüğü gibi "somut işgal", elle tutulur bir "vahamet" veya "yakın tehdit" olarak algılanamıyor. Zira Türkiye'deki BOP süreci, daha çok "bizi kullanın..." teklifleriyle AB ve ABD'nin derin lobilerine kapak atan "kimi yerlilerimiz" eliyle kotarıldığı için, geniş halk kesimi gelişmeleri geç fark edebiliyor. Ancak Türk Milleti, Türk devleti ve mukaddes vatan hususunda birinci derece etki ve yetki sahibi olanların, böyle bir göz yanılgısına, böylesi bir zihin, algı ve basiret karmaşasına düşme lüksü yoktur. Dolayısıyla devlet ve millet olarak, geçmişimizin ve yakın tarihimizin bize sunduğu ışık, ibret ve tecrübeyle bugünümüzü ve geleceğimizi aydınlatıp çok sağlam basarak ve riskleri en aza indirip yürümek zorunluluğumuz vardır. Bu bağlamda her bir Türk evladı, basiretli "bir devlet adamı" gibi dünü, bugünü ve geleceği tahlil etmek durumundadır.Bugün herbir Türk evladı milletinin, devletinin, dininin, vatanının, bayrağının, namusunun, ekonomisinin, medeniyetinin sahibi olmak durumundadır.Bunun adı siyaset ise siyasetçi, bunun tarifi Kuvay-ı Milliye ise Kuvay-ı Milliyeci, bunun tanımı vatanperverlik ise vatanperver olmak mecburiyeti vardır.Böylesi bir vazife, asla "lüks" değildir, asla "fantezi" değildir; bilakis bir zorunluluktur, bir vatan borcudur, bir namus borcu, bir din borcudur, bir insanlık borcudur.Ne hazin bir tecellidir ki, bölgemizde, yüzyılın başında Osmanlı ve Kuvay-ı Milliye'ye karşı İngilizler ve onların muhipleriyle aynı "ittihad bayrağı" altında saf tutanlar, yüzyılın ortasında Amerika ve onların uzantılarıyla din adına ve siyaset adına kolkola girdiler. Bu sürecin Anadolu coğrafyasındaki en gözde örneği Said Nursî, Hicaz bölgesindeki en tipik mümessilleri ise Cemalettin Efganî, Reşit Rıza ve Muhammed Abduh'tur.Bölgemizde ve ülkemizde İngiliz ve Amerikan hesapları yerleşik düzene geçip olgunlaştıktan sonra ise "kûşe-i uzlet"lerine çekilerek güya "siyasetten Allah'a sığındı"lar. Böylece topraklarımızda eşkin atan Avrupacı ve Amerikancı politikanın önünün açılması için şakirtlerine bir yandan "siyasetten Allah'a sığınmaları"nı talim ettirdiler, öte yandan etraflarına topladıkları muhiplerini "Müslüman fötrlü" Amerikancı ve AB'ci politikacıların payandası haline dönüştürdüler. Ellerine risale tutuşturabildikleri bir kısım millet evlatlarını, Osmanlı'ya karşı İngiliz güdümlü "İttihad-ı Muhammediye"den İttihat ve Terakki'ye, oralardan Kuvay-ı Miliye karşıtı derneklere, oralardan Morrison Süleyman'ın AP'sine ve nihayet AB'ci-Amerikancı politikaların üssü halindeki AKP'ye uzanan politik çizgide odakladılar; adeta milli duruş ve milli düşünüşten mahrum bıraktılar.Bu misyonun mirasçısı durumundaki "diyalogcu nurcular", bugün, bir yandan güya "siyasetten Allah'a sığınma" şeklindeki aynı klasik yöntemi bayraklaştırırken, diğer yandan da muhiplerini "AB sevdalısı, Amerika'nın stratejik ortakçısı ve IMF taşeronu AKP hükümeti"nin "yegâne payandası" ve destekçisi pozisyonunda tutmaktadırlar.Bir yandan "Dine ve millete hizmet, particilik ve politika anlamında siyasetten ısrarla uzak durmaya bağlıdır... Aksi, davaya ihanet olur" diye kalem oynatarak Türk evladını "milletinin, devletinin, dininin, vatanının, bayrağının, namusunun, ekonomisinin, medeniyetinin sahibi olmak"tan uzak tutmaya çalışanlar; öte yandan muhiplerine, aynı köşelerinden "Çözüm AKP'de" başlığıyla "apaçık politik yönlendirme" yapmayı ve hatta "Kuvay-ı Milliye çeteciliktir" yaklaşımıyla "milletimizin gönlündeki ecnebîye karşı milli direnci örselemeyi" en stratejik hizmet olarak ortaya koyabilmektedirler.Bu sebeple, belki en az AB kadar, en az ABD ve IMF kadar, hatta onlardan önce "asıl teşhis edilmesi gereken"ler, bunlardır.Coğrafyamıza ve ülkemize yönelik, dünün İngilizlerinin sömürge sürecinden bugünün işgalci ABD'sinin BOP sürecine değin oldukça ilginç misyon üstlenen Said Nursi'nin ve yerli mirasçılarının "geçmişten günümüze duruşları"nı, "kendi belgeleri ve kendi bilgi kaynakları" ışığında kısa başlıklar halinde de olsa tahlil edelim dilerseniz.

Mehmet EMİN KOÇ / eminkoc@yenimesaj.com.tr
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'

Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı

Amasya'da polis tarafından durdurulan mercimek yüklü tırdan Afganistan uyruklu 40 kaçak göçmen çıktı. Tırın sürücüsü gözaltına alındı
29.03.2024 15:23:00 / Güncelleme: 29.03.2024 15:25:43
İHA
Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı
Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı
Edinilen bilgiye göre, Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinden yurda giriş yapıp İstanbul'a doğru gitmekte olan Gürcistan plakalı 22 ton mercimek yüklü tır, Amasya merkez Taşova kavşağı uygulama noktasında durduruldu.

Amasya Emniyet Müdürlüğü'ne çekilen tırda Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şubesi ekipleri tarafından arama yapıldı.

Tırın dorsesinden 1'i kadın toplam 40 Afganistan uyruklu göçmen çıktı.

Tır sürücüsü Ş.G (50) gözaltına alındı.

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

Küçükçekmece'de faciadan dönüldü

Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı
29.03.2024 10:32:00
İhlas Haber Ajansı
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı. Fabrikadan alevler yükselirken, yangına müdahale etmeye çalışan bir işçinin yaralandığı öğrenildi. Büyük çapta hasar gören fabrika dron ile görüntülendi.

Küçükçekmece, Mehmet Akif Mahallesi Bahariye Caddesi'nde üzerinde bulunan 2 katlı halı fabrikasının 2. katında bulunan depo bölümünde saat 06.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Fabrikadan işçiler hemen tahliye edildi. Fabrika alev alev yanarken bölgeye gelen itfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2.5 saatlik çalışmanın ardından yangın söndürüldü. Fabrikada işçilerden birinin yangına müdahale ederken yaralandığı öğrenildi. Yaralı işçi hastaneye kaldırılırken, itfaiye ekipleri içeride kimsenin olup olmadığına yönelik arama çalışması yaptı. Öte yandan büyük çapta hasar gören fabrika havadan görüntülendi.

Yangınla ilgili konuşan gece bekçisi, 'Fabrikanın yukarı bölümü yandı. Fabrikada mahsur kalan yok. Fabrikanın itfaiye ekibinden bir arkadaş müdahale ederken dumandan etkilenmiş, şuan hastanede. Gece çalışanlar aşağı taraftaydı, yangın yukarıda çıktı. Malzeme ambarı denilen bir yer var orada çıktı' dedi.

YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın yaptığı Ramazan ayı nedeniyle oy sayımı sırasında iftar saatinde kısa bir mola verilmesi talebinin reddedildiğini ve sayımın aralıksız yapılacağını açıkladı.
29.03.2024 07:40:00 / Güncelleme: 29.03.2024 07:42:27
İhlas Haber Ajansı
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nca Yüksek Seçim Kurulu'na gönderilen yazıda, sandık kurullarınca saat 17.00 itibarıyla sayım ve döküm işlemlerine başlanacağı ancak Ramazan ayı içerisinde bulunulması nedeniyle sadece su ile orucun açılması durumunda sağlıklı bir oy sayımının yapılamayacağı, sandık kurulu görevlilerinin iftar saatinde kısa bir mola verip veremeyeceği konusu gündeme belirtildi.

Konuyu inceleyen ve kararını açıklayan YSK, Bahçe Seçim Kurulunun talebinin, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 'Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümü' başlıklı 100'üncü maddesinin birinci fıkrasında, 'Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır' hükmü bulunduğu hatırlatıldı. YSK'nın Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğuna dikkati çeken kurul, bu sebeple 'oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğine' oy birliğiyle karar verildiği paylaşıldı.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.