Şu tabloyu düzeltecek bir babayiğit var

59. ve 60. AKP hükümetleri, küresel sömürü tezgahı olan IMF'ye sarıldı. Kopmuyor, kopamıyor.IMF'den kopsa, uygulayacak bir şeyi yok elinde.IMF ve sair küresel sömürgeciler, AKP sayesinde, Türkiye'yi ve Türk milletini sömürdükçe sömürüyorlar, semirdikçe sömürüyorlar.Ekonomi göstergeleri, görünen köyün kılavuzları?Makro ekonomi göstergelerde "küresel hortumcular ve onların içerideki medyatik işbirlikçileri" tarafından parlatılan tabloya rağmen, vaziyet iç açıcı değil.Ekonomi alanında "saatli bomba"lar tıkır tıkır çalışıyor. Bu bombalar sadece ekonomiyi değil; devlet ve milleti topyekün tehdit etmektedir.Rekor boyutlarda sıcak para hacmi? Yüksek cari açık? Katlandıkça katlanmış iç-dış borç stoku? Haddi hesabı tutulamayan kayıtlı ve kayıtsız işsizler ordusu?En baba şirketlerde dahi, üretim artışına dayalı bir büyüme yok; olan "faaliyet dışı büyüme", faiz, borsa ve  kağıt oyunlarıyla?Rakama bakın; 2002'de sıcak para stoku 8.9 milyar dolar civarında? Şimdi ise 105 milyar doları aştı.Sıcak para şiştikçe şişiyor?İhracatçılar "düşük kur, yüksek faiz" vurgunundan sendeliyor; ama sıcak para, dip dalgası halinde yükselmeye devam ediyor. Sıcak para dalgası kabarmaya başladığında; bu büyük dalganın önünde şu kadar vekilli AKP hükümeti değil, tüm Türkiye dahi duramaz hale gelecektir.Türkiye, ecnebilerin sıcak para cenneti oldu. Bu sıcak para çekilmeye başladığında, önceki krizler gibi öyle 5-10 milyar dolar alıp götürmeyecek; milletin evini-barkını, ekmek teknesini, işletmesini, yani varını-yoğunu alıp süpürecektir.Dünyanın neresinde DİBS faizleri yüzde 18-20'lerde seyrediyor?! Dünyanın hangi borsasının yüzde 80'leri ecnebi oyuncuların elinde?! Sıcak para vurguncuları, başka ülkelerde 20-30 yılda alamayacakları kaymağı, Türkiye'de bir yılda elde ediyorlar. Türk vatandaşı ise, açsız, işsiz ve cıbıldak dolaşıyor.Ucuz dövize bağlı ithalat artışının etkili olduğu büyüme, Türkiye yerine, başka ülkelerin üretim ve istihdamını artırdı. Türkiye "ecnebilerin fasoncusu" oldu. 100 milyar dolarlık ihracat cazgırlığına karşılık, 115.8 milyar dolarlık hammadde (ara mallar) ithalatı yapılması konusunu konuşan yok.Dış ticaret açığı, 58 milyar dolara aştı, yıllık cari işlemler açığı ise 35 milyar dolara yaklaştı; bunları konuşan yok? Ama "fason"lardan kaynaklanan "şişme ihracat" rakamlarıyla takla atıyorlar.Millet işsiz, aşsız; ama hükümete göre milli gelir artıyor; bu ne yaman çelişki diye soran yok? Türkiye, "çadır ekonomisi" ve "erzak paket sitemi"ne geçti. Milyonlar, bir yerlerden gelecek "damgalı erzak paketleri"yle öğün geçiriyor? Bu vaziyeti gören yok.Milli gelirden rantiyenin aldığı pay büyürken, ücretli ve çiftçinin payı küçüldü.Bu tablo vahim? Kim ne derse desin, kimse kimseyi kandıramaz. Bu tabloyu değiştirecek adam var mı?!Hükümette yok. Muhalefette yok. Meclis içinde yok; Meclis dışında yok?Milliyetçi geçinenler arasında yok. Atatürkçü geçinenler, ulusalcı kesilenler arasında da yok. Muhafazakar görünenler arasında hiç yok.Liberallerin zaten öyle bir derdi yok. Bu tablo, liberallerin ve IMF'nin tablosu, milletimize ceremesi?Bu tablo sözün bittiği noktadır? Bu sebeple, herkes susmuştur. Derin bir sessizlik vardır. Artık yapabileceğimiz bir şey yok, o halde iş olacağına varsın psikozu hakimdir.Bu tabloyu düzeltecek tek babayiğit vardır.Bu kara tabloyu ben düzeltirim, bunu ben yaparım; işte çözümüm, işte modelim diyen tek siyaset ve ilim adamı vardır. O da Prof. Dr. Haydar Baş beydir. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne dünya şahittir, bilim adamları şahittir. Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli'nin Sosyal Devlet-Milli Devlet projesi ve eseriyle taçlandırmıştır. 300'ü aşkın bilim adamı ve ekonomist, bu modeli "gerçek iktisat" olarak nitelemiş ve baş tacı etmişlerdir. Türkiye bu adrese gelinceye kadar, sıcak para, yüksek faiz düşük kur, borç batağı, dış ticaret ve cari işlem açığı, işsizlik ve üretimsizlik gibi dar zeminlerde dolanıp duracaktır. Dönüp dolaşıp geleceği yer, gelmesi gereken yer bu "milli adres"tir. Aksi halde erimekten, yok olmaktan ve yokluktan kurtulamayacaktır.