(dünden devam)?
Resûlullah (s.a.a.) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: "Şu üç şeyi kendinde bulunduran imanın tadını alır: Allah ve Resûlünü, onlar dışında her şeyden fazla seven. Bir kulu, herhangi bir maksatla değil, yalnız Allah için seven. Allah, kişiyi küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar tiksindirici gören." (Müslim, iman no. 68-a, s. 47).
Başka bir hadisi şerifte ise, "Bir kul, ben kendisine, kendisinden; ailem, ailesinden; akrabam, akrabasından; zâtım, kendi zâtından daha sevimli olmadıkça tam iman etmiş sayılamaz" buyuruluyor. (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve el-Mu'cemu'l-Evsat).
Bu hadis-i şeriflerden anlaşılıyor ki gerçek manada iman etmek ve imanın tadını almak için Allah ile beraber Peygamber Efendimizi de her şeyden fazla sevmek gerek. İş sadece Peygamber Efendimizi her şeyden fazla sevmekle bitmiyor.
"De ki: Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum."(Şura, 23).
Bu ayet-i kerime, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i ve onların pak soyunu sevmek hususunda nâzil olan "meveddet ayeti"dir.
Nitekim İmam Şafii, Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğuna işaret ederek şu beyitleri söylemektedir:
"Ey süvari! Mina'da taşlamada dur,
Duran ve hareket edenlere duyur;
Seher vakti Mina'ya akınca hacılar
Fırat'ın akışı gibi bir akınla
Âl-i Muhammed'i sevmek Rafizilikse eğer?
Şahid olsun Rafiziliğime insanlar, cinler!"
İmam Şafii daha sonra Ehl-i Beyt hakkında inen Meveddet ayetine işaret ederek şöyle diyor:
"Ey Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'i! Sizin sevginiz farzdır Allah'ın indirdiği Kur'an'da da?" (İbn Hacer, Savaik'ul-Muhrika).
Selman-ı Farisi'den şöyle nakledilmiştir:
"Resûlullah'ı gördüm ki, Ali b. Ebi Tâlib'in bacağına ve göğsüne dokunarak şöyle buyurdu: Seni seven Beni sevendir. Beni seven ise Allah'ı sevendir. Sana düşman olan Bana düşman olmuştur. Ve Bana düşman olan Allah'a düşman olmuştur." (Taberani, Mu'cemil Kebir).
"Allah için seven, Allah için nefret eden, Allah için veren, Allah için tutumlu olan, imanını kemâle ulaştırmıştır." (Ebû Dâvud, Sünen, sünne 6).
Sa'd radiyallahu anh'dan:
Muaviye ona dedi ki: "Ali'ye hakaret etmeni engelleyen nedir?"
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in ona söylemiş olduğu şu üç şeyi hatırladığım sürece ona hakaret edemem. O üç hasletten birine sahip olmak, benim için kızıl develere sahip olmaktan daha iyidir. Çıktığı savaşlardan birinde Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem onu kendi yerinde bırakmıştı. Ali ise ona, 'Ey Allah Resûlü! Beni kadın ve çocuklarla geride bıraktın' demişti. Bunun üzerine o, şöyle buyurdu: 'Hârun Mûsâ'ya göre ne ise sen de bana göre öyle olmak istemez misin? Yalnız benden sonra peygamberlik yoktur.'
Hayber günü şöyle buyurduğunu duydum: 'Bugün sancağı Allah'ı ve Resûlü'nü seven, Allah ve Resûlü tarafından sevilen bir adama vereceğim.' Hepimiz sancağı almak istedik. Ondan sonra, 'Haydi bana Ali'yi çağırın!' buyurdu. Ali gözü ağrıyarak geldi, gözüne tükürüğünü sürdü ve sancağı ona verdi. Allah fethi onun elinde müyesser kıldı."
(devam edecek)?
Resûlullah (s.a.a.) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: "Şu üç şeyi kendinde bulunduran imanın tadını alır: Allah ve Resûlünü, onlar dışında her şeyden fazla seven. Bir kulu, herhangi bir maksatla değil, yalnız Allah için seven. Allah, kişiyi küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar tiksindirici gören." (Müslim, iman no. 68-a, s. 47).
Başka bir hadisi şerifte ise, "Bir kul, ben kendisine, kendisinden; ailem, ailesinden; akrabam, akrabasından; zâtım, kendi zâtından daha sevimli olmadıkça tam iman etmiş sayılamaz" buyuruluyor. (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve el-Mu'cemu'l-Evsat).
Bu hadis-i şeriflerden anlaşılıyor ki gerçek manada iman etmek ve imanın tadını almak için Allah ile beraber Peygamber Efendimizi de her şeyden fazla sevmek gerek. İş sadece Peygamber Efendimizi her şeyden fazla sevmekle bitmiyor.
"De ki: Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum."(Şura, 23).
Bu ayet-i kerime, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i ve onların pak soyunu sevmek hususunda nâzil olan "meveddet ayeti"dir.
Nitekim İmam Şafii, Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğuna işaret ederek şu beyitleri söylemektedir:
"Ey süvari! Mina'da taşlamada dur,
Duran ve hareket edenlere duyur;
Seher vakti Mina'ya akınca hacılar
Fırat'ın akışı gibi bir akınla
Âl-i Muhammed'i sevmek Rafizilikse eğer?
Şahid olsun Rafiziliğime insanlar, cinler!"
İmam Şafii daha sonra Ehl-i Beyt hakkında inen Meveddet ayetine işaret ederek şöyle diyor:
"Ey Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'i! Sizin sevginiz farzdır Allah'ın indirdiği Kur'an'da da?" (İbn Hacer, Savaik'ul-Muhrika).
Selman-ı Farisi'den şöyle nakledilmiştir:
"Resûlullah'ı gördüm ki, Ali b. Ebi Tâlib'in bacağına ve göğsüne dokunarak şöyle buyurdu: Seni seven Beni sevendir. Beni seven ise Allah'ı sevendir. Sana düşman olan Bana düşman olmuştur. Ve Bana düşman olan Allah'a düşman olmuştur." (Taberani, Mu'cemil Kebir).
"Allah için seven, Allah için nefret eden, Allah için veren, Allah için tutumlu olan, imanını kemâle ulaştırmıştır." (Ebû Dâvud, Sünen, sünne 6).
Sa'd radiyallahu anh'dan:
Muaviye ona dedi ki: "Ali'ye hakaret etmeni engelleyen nedir?"
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in ona söylemiş olduğu şu üç şeyi hatırladığım sürece ona hakaret edemem. O üç hasletten birine sahip olmak, benim için kızıl develere sahip olmaktan daha iyidir. Çıktığı savaşlardan birinde Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem onu kendi yerinde bırakmıştı. Ali ise ona, 'Ey Allah Resûlü! Beni kadın ve çocuklarla geride bıraktın' demişti. Bunun üzerine o, şöyle buyurdu: 'Hârun Mûsâ'ya göre ne ise sen de bana göre öyle olmak istemez misin? Yalnız benden sonra peygamberlik yoktur.'
Hayber günü şöyle buyurduğunu duydum: 'Bugün sancağı Allah'ı ve Resûlü'nü seven, Allah ve Resûlü tarafından sevilen bir adama vereceğim.' Hepimiz sancağı almak istedik. Ondan sonra, 'Haydi bana Ali'yi çağırın!' buyurdu. Ali gözü ağrıyarak geldi, gözüne tükürüğünü sürdü ve sancağı ona verdi. Allah fethi onun elinde müyesser kıldı."
(devam edecek)?
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016