Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'nun 'Susurluk davası' ile ilgili itirazını kabul ederek davayı esastan görüşmeyi kararlaştırdı
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Susurluk Davası'nda Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin "eksik soruşturma" gerekçesiyle verdiği bozma kararına yaptığı itirazı oyçokluğuyla kabul etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, dünkü toplantısında Kanadoğlu'nun yaptığı itirazın ikinci görüşmesini yaptı. Yargıtay Birinci Başkanvekili Mater Kaban, itirazın 9'a karşı 16 üyenin oyuyla kabul edildiğini bildirdi. Genel Kurul, geçen hafta yaptığı toplantıda, yasa gereği aranan 3'te 2 çoğunluğu sağlayamadığı için görüşme düne ertelenmişti. Dünkü oylamada ise sadece oyçokluğu gerekiyordu.Dosya sil baştanGenel Kurul'un kararı gereği Yargıtay 8. Ceza Dairesi bu kez dosyayı esastan inceleyecek. 8. Ceza Dairesi, İstanbul 6 Nolu DGM'nin verdiği mahkumiyet kararını onaylarsa sanıkların olağanüstü kanun yolu olarak bilinen "karar düzeltme" isteminde bulunma hakları var. Ancak, bu istemin öncelikle, daha önce cezanın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kabul edilmesi gerekiyor.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, hükmü bu kez esastan bozarsa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'nun bu karara da itiraz hakkı bulunuyor. Bu itiraz da Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda karara bağlanacak.
Eksik soruşturma yapılmıştı
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 14 sanıklı Susurluk Davası'nı "eksik soruşturma" gerekçesiyle ve oybirliğiyle bozmuştu. Daire, eksik soruşturma olarak "bazı sanıkların gizli celse istemleri konusunda bir karar verilmemesini ve Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesine ilişkin dava sürecine ilişkin bilgi alınmamasını" göstermişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu karara itiraz etmişti. Kanadoğlu, davanın, kazanın meydana geldiği ilçenin adıyla özdeşleşerek "Susurluk Davası "adıyla kamuoyuna mal olduğunu, Türkiye'nin temiz toplum özleminin simgesi haline geldiğine" dikkati çekmişti.
Başsavcı Kanadoğlu, duruşmaların aleniyetinin sanıkların güvencesini sağlayan bir ilke olduğunu, duruşmaların aleniyetinin ''asıl", yaş durumu dışında gizliliğin "istisna" olduğunu vurgulamıştı.
"Gizliliğin ihlali" gibi bir kavramın Ceza Usul Hukuku'nda bulunmadığına işaret eden Kanadoğlu, "Yüksek Daire'nin bozma ilamına dayanak yaptığı 'savunma hakkı' ve 'olayların aydınlanması' ölçütlerine göre gizlilik kararı verilmesi kanunen mümkün değildir" demişti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Susurluk Davası'nda Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin "eksik soruşturma" gerekçesiyle verdiği bozma kararına yaptığı itirazı oyçokluğuyla kabul etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, dünkü toplantısında Kanadoğlu'nun yaptığı itirazın ikinci görüşmesini yaptı. Yargıtay Birinci Başkanvekili Mater Kaban, itirazın 9'a karşı 16 üyenin oyuyla kabul edildiğini bildirdi. Genel Kurul, geçen hafta yaptığı toplantıda, yasa gereği aranan 3'te 2 çoğunluğu sağlayamadığı için görüşme düne ertelenmişti. Dünkü oylamada ise sadece oyçokluğu gerekiyordu.Dosya sil baştanGenel Kurul'un kararı gereği Yargıtay 8. Ceza Dairesi bu kez dosyayı esastan inceleyecek. 8. Ceza Dairesi, İstanbul 6 Nolu DGM'nin verdiği mahkumiyet kararını onaylarsa sanıkların olağanüstü kanun yolu olarak bilinen "karar düzeltme" isteminde bulunma hakları var. Ancak, bu istemin öncelikle, daha önce cezanın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kabul edilmesi gerekiyor.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, hükmü bu kez esastan bozarsa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'nun bu karara da itiraz hakkı bulunuyor. Bu itiraz da Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda karara bağlanacak.
Eksik soruşturma yapılmıştı
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 14 sanıklı Susurluk Davası'nı "eksik soruşturma" gerekçesiyle ve oybirliğiyle bozmuştu. Daire, eksik soruşturma olarak "bazı sanıkların gizli celse istemleri konusunda bir karar verilmemesini ve Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesine ilişkin dava sürecine ilişkin bilgi alınmamasını" göstermişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu karara itiraz etmişti. Kanadoğlu, davanın, kazanın meydana geldiği ilçenin adıyla özdeşleşerek "Susurluk Davası "adıyla kamuoyuna mal olduğunu, Türkiye'nin temiz toplum özleminin simgesi haline geldiğine" dikkati çekmişti.
Başsavcı Kanadoğlu, duruşmaların aleniyetinin sanıkların güvencesini sağlayan bir ilke olduğunu, duruşmaların aleniyetinin ''asıl", yaş durumu dışında gizliliğin "istisna" olduğunu vurgulamıştı.
"Gizliliğin ihlali" gibi bir kavramın Ceza Usul Hukuku'nda bulunmadığına işaret eden Kanadoğlu, "Yüksek Daire'nin bozma ilamına dayanak yaptığı 'savunma hakkı' ve 'olayların aydınlanması' ölçütlerine göre gizlilik kararı verilmesi kanunen mümkün değildir" demişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.