(Not: Bu yazı, saldırıdan bir gün önce kaleme alınmıştır.)
Bu ülke için çok büyük şans sayın Ecevit.
Ama farkında olan kim?
Yıllar önce sevgili Mehmet Gençcan'dan bir söz dinlemiştim, vecize ile normal söz arası bir şeydi:
"Zaman en büyük arkeologdur"
va asıl demek istediğini eklemişti:
"Biz zamanla anlaşılacağız."
Sayın medari iftiharımız Başbakanımız zamanla anlaşılacak.
Bu ekonomi ile hayatta kalan olursa.
İki yıl içinde,
ekonomiyi hâk ile yeksan,
bütçeyi bedestan,
mutlu azınlığı gülistan,
ülkeyi Mançuristan'a
çeviren yönetim şekli şimdi de ihraç edilecek.
Nereye mi?
Afrika ülkelerine.
Böylelikle ikide bir açız diye yakınmaları önlenecek ve hallerine şükretmeleri sağlanacak.
Ama öncelikle Afganistan'a,
Oradaki çağdışı Taliban yönetimini yıkmak için.
Ne de olsa yıkma konusunda tecrübeler var.
Sahi bir ülke Başbakanının; falan ülkedeki rejimi yıkacağız beyanatı nasıl bir duygu?
Amaaan benim de takdığım şeye bak.
ABD hapşirsa nezle olan hükümet, ortada bir teklif olmadan bile ABD'ye yardımcı olma kararı almıştı.
Bunun sebebi hikmeti şu; bu kararı biz tek başımıza aldık, ABD dayatmasına gerek olmadan.
Bir ülkeyi çökertmek için savaş oldukça pahalı bir eğlence.
Özellikle de Afganistan dağlarında yıllarca önce kalkışılan savaş, dünyanın süper güçünü ikiden bire indirmişti, aynı maceraya kalkışmak, dünyayı süper güçten mahrum etmek anlamına gelir ki, Tanrı saklasın.
Vur patlasın, çal oynasın.
İş bu noktaya varınca Türkiye'den yardım istenmiş.
Bu sizin zannattiğiniz gibi askeri bir yardım değil.
Bu ahlaki bir yardım.
Şimdi, Başbakanımız efendimizin bin uğraşı ile yaptığı son beyanatta; İlk olarak Afganistan'a çağdaşlığı göndereceğiz demşiti ya, işte o, bu.
Türk halkını iki senede postmodern eden bir Başbakan'dan da olsa olsa bu beklenir.
Şimdi Afganistan'a sırayla;
Sahasında ilk olduğu için, önce Televole gönderilecek.
Televole ekibinin bu ani çıkarmasından sonra,
Aile mevzileri Paparazzilerle yoğun bir bombardumana tabi tutulacak.
Paparazzilere rağmen hayatta kalan bir değer ölçüse olursa, o da "Hayatta neler oluyor?"la taranacak.
Ona da, "Pazar Keyfi" kanatlardan destek olacak.
"Biri bizi gözetliyor", Afgan halkı arasında kalmış ahlaki tortuları temizleyecek.
Bu programın adı, daha etkili olması için; "Biri bizi boynuzluyor" olarak değiştirilecek.
Bu noktadan sonra Türk ekibi geri dönecek.
Ekip Havaalanında kurban kesilerek karşılanacak.
Kuban olarak da kurbağa, kertenkele ve fare seçilecek.
Etraf kanla kirlenmesin diye.
Biz bu yazıyı gazeteye yolladıktan yaklaşık on saat sonra, fiili olarak "Haçlı seferi" başlamış oldu.
Bol bol savaş içerikli, her biri sitretejik yazılar okuyacağınız için ben o konuda yazmayacağım.
Yazmayacağım dediysem de, iki şeyin altını çizmeden geçeceğim anlamına gelmesin;
Duble Buhs, saldırı öncesi, belli devlet başkanlarını, bizzat ararken, bizim Cumhurbaşkanına Dick Cheney düştü.
Kırmızı ışıkta duran,
kapıyı üç kere vuran,
hala gecekonduda oturan
etrafa kibarlık savuran bir Cumhurbaşkanı için ona da şükür.
İkinci şey; ABD'nin bu "Haçlı seferi" sivil halkı etkilemeyecek olması.
Sadece bana ulaşan askeri bir bilgiye göre, bu "Halı Savaşında" kullanılan bir teknolojiyle, fırlatılan her füzenin ucunda bir zencir varmış.
Bu konuda daha önce yeteli eğitim almış olan füze, yine de yanlışlıkla sivillerin olduğu yere doğru yönelirse pilot zecirden çekip füzeyi sivillerin dışına yönlendiriyor. (muş.)
Ne, inanmadınız mı?
Bunca yalana inandınız ya!
Son bir bilgi; ABD bu "Haçlı Savaşı"nı, sadece, Türk medyası yalancı çıkmasın diye başlatmış.
Yalan da olabilir.
Bu konuda daha sonra yazacağım.
Bu ülke için çok büyük şans sayın Ecevit.
Ama farkında olan kim?
Yıllar önce sevgili Mehmet Gençcan'dan bir söz dinlemiştim, vecize ile normal söz arası bir şeydi:
"Zaman en büyük arkeologdur"
va asıl demek istediğini eklemişti:
"Biz zamanla anlaşılacağız."
Sayın medari iftiharımız Başbakanımız zamanla anlaşılacak.
Bu ekonomi ile hayatta kalan olursa.
İki yıl içinde,
ekonomiyi hâk ile yeksan,
bütçeyi bedestan,
mutlu azınlığı gülistan,
ülkeyi Mançuristan'a
çeviren yönetim şekli şimdi de ihraç edilecek.
Nereye mi?
Afrika ülkelerine.
Böylelikle ikide bir açız diye yakınmaları önlenecek ve hallerine şükretmeleri sağlanacak.
Ama öncelikle Afganistan'a,
Oradaki çağdışı Taliban yönetimini yıkmak için.
Ne de olsa yıkma konusunda tecrübeler var.
Sahi bir ülke Başbakanının; falan ülkedeki rejimi yıkacağız beyanatı nasıl bir duygu?
Amaaan benim de takdığım şeye bak.
ABD hapşirsa nezle olan hükümet, ortada bir teklif olmadan bile ABD'ye yardımcı olma kararı almıştı.
Bunun sebebi hikmeti şu; bu kararı biz tek başımıza aldık, ABD dayatmasına gerek olmadan.
Bir ülkeyi çökertmek için savaş oldukça pahalı bir eğlence.
Özellikle de Afganistan dağlarında yıllarca önce kalkışılan savaş, dünyanın süper güçünü ikiden bire indirmişti, aynı maceraya kalkışmak, dünyayı süper güçten mahrum etmek anlamına gelir ki, Tanrı saklasın.
Vur patlasın, çal oynasın.
İş bu noktaya varınca Türkiye'den yardım istenmiş.
Bu sizin zannattiğiniz gibi askeri bir yardım değil.
Bu ahlaki bir yardım.
Şimdi, Başbakanımız efendimizin bin uğraşı ile yaptığı son beyanatta; İlk olarak Afganistan'a çağdaşlığı göndereceğiz demşiti ya, işte o, bu.
Türk halkını iki senede postmodern eden bir Başbakan'dan da olsa olsa bu beklenir.
Şimdi Afganistan'a sırayla;
Sahasında ilk olduğu için, önce Televole gönderilecek.
Televole ekibinin bu ani çıkarmasından sonra,
Aile mevzileri Paparazzilerle yoğun bir bombardumana tabi tutulacak.
Paparazzilere rağmen hayatta kalan bir değer ölçüse olursa, o da "Hayatta neler oluyor?"la taranacak.
Ona da, "Pazar Keyfi" kanatlardan destek olacak.
"Biri bizi gözetliyor", Afgan halkı arasında kalmış ahlaki tortuları temizleyecek.
Bu programın adı, daha etkili olması için; "Biri bizi boynuzluyor" olarak değiştirilecek.
Bu noktadan sonra Türk ekibi geri dönecek.
Ekip Havaalanında kurban kesilerek karşılanacak.
Kuban olarak da kurbağa, kertenkele ve fare seçilecek.
Etraf kanla kirlenmesin diye.
Biz bu yazıyı gazeteye yolladıktan yaklaşık on saat sonra, fiili olarak "Haçlı seferi" başlamış oldu.
Bol bol savaş içerikli, her biri sitretejik yazılar okuyacağınız için ben o konuda yazmayacağım.
Yazmayacağım dediysem de, iki şeyin altını çizmeden geçeceğim anlamına gelmesin;
Duble Buhs, saldırı öncesi, belli devlet başkanlarını, bizzat ararken, bizim Cumhurbaşkanına Dick Cheney düştü.
Kırmızı ışıkta duran,
kapıyı üç kere vuran,
hala gecekonduda oturan
etrafa kibarlık savuran bir Cumhurbaşkanı için ona da şükür.
İkinci şey; ABD'nin bu "Haçlı seferi" sivil halkı etkilemeyecek olması.
Sadece bana ulaşan askeri bir bilgiye göre, bu "Halı Savaşında" kullanılan bir teknolojiyle, fırlatılan her füzenin ucunda bir zencir varmış.
Bu konuda daha önce yeteli eğitim almış olan füze, yine de yanlışlıkla sivillerin olduğu yere doğru yönelirse pilot zecirden çekip füzeyi sivillerin dışına yönlendiriyor. (muş.)
Ne, inanmadınız mı?
Bunca yalana inandınız ya!
Son bir bilgi; ABD bu "Haçlı Savaşı"nı, sadece, Türk medyası yalancı çıkmasın diye başlatmış.
Yalan da olabilir.
Bu konuda daha sonra yazacağım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024