İran toprakları, Türkiye'nin topraklarının yaklaşık bir buçuk katı kadar daha büyüktür.
Dünya Bankası'nın Ülke Profilleri verilerine göre, İran nüfusunun %42'sini Türkler oluşturmaktadır. Yeni seçilen cumhurbaşkanları da Türk'tür.
Coğrafi olarak dağlarla çevrili kale gibi korunaklı olan İran'ın sadece güneyi çöldür. Çölde savaşmanın zorluğunu da her devlet çok iyi bilir.
Dolayısıyla İran'a karasal operasyon yapmak pek mümkün değildir.
Amerika Irak'ı destekleyerek İran'la 8 yıl süren savaşı başlatmıştı (1980-1988). Bu savaşın kazananı olmamış, her iki taraf da kendi topraklarına çekilmişti.
İran uzun soluklu savaşa dayanıklı bir millettir. İsrail ise tüm emperyalist devletlerin her türlü desteğine rağmen kısa soluklu vur kaç taktiğini, şartları gereği benimsemiştir.
Bu açıdan bakıldığında İran; bölgedeki Irak, Suriye, Libya gibi ülkelere benzemez.
İran, yaklaşık 45 yıldır ABD ve batı devletlerinin ambargosuna maruz kalmasına rağmen ayakta kalmayı başarabilmiştir.
İsrail'in vurduğu uranyum zenginleştirme sahalarının dışında İran'ın istihbarat açığı nedeniyle herkesten gizlediği, sadece dini liderin bilgisinde olan asıl uranyum zenginleştirme merkezinde, nükleer bomba yapmak bir iki haftalık mesele olduğu ifade ediliyor.
Terörist, soykırımcı İsrail'in haksız yere İran'a saldırısı, İran'ın eline büyük bir koz vermiştir.
İsrail'in bu saldırısı, İran'ın nükleer bomba yapmasına meşru zemin oluşturmuştur.
İsrail'i bekleyen daha büyük tehlike ise İsrail'in elinde nükleer başlıklı silah olduğunu İran'ın bilmesidir.
İsrail'in elinde, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun bilmesine rağmen dünyadan elbirliğiyle gizledikleri 80-120 adet nükleer başlıklı füzesi mevcutmuş.
İran, İsrail'in kevgire dönen demir kubbesini geçerek elindeki nükleer başlıklı silahları vurursa. İsrail kendi elleriyle ülkesini Hiroşima'ya çevirmiş olur.
İran zaaflarından kurtulmalıdır:
1) İran istihbarat zaafından kurtulmalıdır.
2) Etnik köken üzerinden yapılan yanlış politikalardan vazgeçmeli, başkalarının fitne çıkarmasına da müsaade etmemelidir.
3) Halkın ekonomisini, refah düzeyini yukarıya taşımalı ve düzeltmelidir.
4) devletin her açıdan kalkınması için kendi parasını yerli emek ve üretimlerinde, etkin olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Sonuç olarak başta Türkiye ve bölge devletleri için BOP'a, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın penceresinden bakmak ve vaziyet almak zorunluluk haline gelmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Harun Kayacı / diğer yazıları
- İran'ı tanımak / 15.06.2025
- Siz siz olun, asla ölümü unutmayın / 29.04.2025
- Magazin siyasetinden kurtulmak / 26.03.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025
- Bizim durumumuz Fransa’ya benzemez / 21.02.2025
- Sizler hangi kitabın Müslümanısınız / 20.02.2025
- İktidarın muhalefete ihtiyacı var / 24.01.2025
- Aydınlığa nasıl çıkacağız? / 23.01.2025
- Siz siz olun, asla ölümü unutmayın / 29.04.2025
- Magazin siyasetinden kurtulmak / 26.03.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025
- Bizim durumumuz Fransa’ya benzemez / 21.02.2025
- Sizler hangi kitabın Müslümanısınız / 20.02.2025
- İktidarın muhalefete ihtiyacı var / 24.01.2025
- Aydınlığa nasıl çıkacağız? / 23.01.2025