Türkiye'nin içinden geçtiği süreçte sadece, vatanımız, milletimiz, medeniyetimiz ve coğrafyamız üzerinde hesap kuranların vaziyetini bilmek ve tedbir almak yetmiyor. Aynı zamanda bu "ecnebi proje"lerin "Türkiyeli ayakları"nı ve "içerideki taşeron"larını bilmek, tanımak ve tedbir almak kaçınılmazdır.Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'nin serencamını özetlediği Nutuk'ta birçok yerde ısrarla dikkat çektiği şu gerçek, bu bağlamda özellikle ve öncelikle dikkate alınması gereken hakikattir:Hiçbir ecnebi güç, içeride kendisine taşeronlar edinmeden o topraklarda tutunamaz.Dolayısıyla ecnebi hesaplar kadar, o hesapların içerideki işbirlikçilerini fark etmek de ciddi ehemmiyeti haizdir.İçerideki taşeronların mahareti ve başarısı nispetinde ecnebiler, işgal ve sömürge hesaplarında yol alırlar.Bugün AB'nin Türkiye'ye yönelik bölme-parçalama ve yutma hesabı açıktır.ABD'nin planı gün gibi ortadadır; BOP'un işgal çerçevesi ve coğrafyamızdaki 22 ülkeyi kuşatan hedefi bellidir. IMF'nin sömürü hevesi ve talepleri bellidir.Vatikan'ın, "Dinler arası Diyalog" namlı "misyonerlik ve etnik parselasyon" niyeti bellidir; nitekim Papa 16. Benedikt, dinler arası diyalog projesinin, "çağdaş misyonerlik" projesi olduğunu yinelemiştir.Bütün bu gerçekleri Türk milleti bildiği gibi, bu ecnebi sömürü ve işgal planlarının içerideki siyasal, dinsel ve medyatik taşeronları da çok iyi bilmektedirler. Adımlar bilerek atılmaktadır.Başbakan R. T. Erdoğan, BOP'un eş başkanlığının ne olduğunun, AB ve IMF'nin ne yapmak istediğinin, Vatikan'ın diyalogdan maksadının ne olduğunun idraki içinde olarak bu misyonu sürdürmektedir.Aynı şekilde AB, IMF, ABD ve Vatikan Papalık Devleti'nin Türkiyeli savunucuları, yaptıkları işi "bilerek" yapmaktadırlar. Bu bağlamdaki enformasyon, bu işlerin gaflet veya cehaletten yapılmadığını, bilakis "bilerek" yapıldığını anlamak için yeterlidir.Dolayısıyla zerre kadar vatanına, milletine, medeniyetine sevdası bulunanların, bütün bu "temel hususlar"daki vahim ecnebi hesaplarına karşı durdukları gibi, bu hesapların "içerideki işbirlikçi"lerinin yaptıklarına da karşı durmaları, içerideki icraatlara da hayır demeleri elzemdir.ABD'nin işgallerine BOP projesine karşı olan hiçbir vatanperver, Amerika'nın içerideki ve bölgedeki siyasal-dinsel taşeronlarının yaptıklarını benimseyemez.AB'ye karşı olduğunu söyleyen hiçbir Türk evladı, vatan topraklarının satılmasından on binlerce kilise evin açılmasına kadar AB'nin yüzlerce taviz talebini karşılayan içerideki Avrupa Birlikçilerin yaptıklarını onaylayamaz, destek çıkamaz.IMF'nin milletimizi fakrü zarurete sürükleyen ve Türk ekonomisini bitiren talimatlarına karşı olan hiçbir vatan evladı, IMF'nin taleplerini milletimize dayatanların yaptıklarına ve çözümsüzlüklerine evet diyemez.Vatikan'ın, 3. bin yılda Asya'nın Hıristiyanlaştırılması hedefi için planladığını açıkladığı Dinler arası Diyalog namlı çağdaş misyonerlik yöntemine karşı olan hiçbir Müslüman Türk evladı, Papalığın diyalog projesinin yerli parçalarının faaliyetlerine onay veremez, destek çıkamaz.Hem ecnebilerin içerideki siyasal, dinsel ve medyatik taşeronlarının yanında ve safında olmak, hem de güya bu ecnebilere karşıymış pozları vermek, asil bir duruş değildir. Türkiye bugün ne çektiyse, işte bu çok yüzlü duruşlardan çekmektedir. İster dindar, ister milliyetçi, ister Atatürkçü, ister sosyal demokrat ve halkçı geçinen kimi siyasilerimizin ve hatta kimi hoca efendilerin maalesef her biri, kendi öncelikli alanları içinde bu çok yüzlü pozisyonlarıyla, bir yandan ecnebilerin taşeronluğunu yapmışlar, diğer yandan da oy avcılığı yaparak iktidarlarını devam ettirmişlerdir. Böylece milletin iktidarı gibi görünenler, işbaşına geldiklerinde AB'nin, ABD'nin, İsrail'in, Vatikan'ın ve IMF'nin taleplerini karşılayan iktidar olarak boy göstermişlerdir. Bu oyun son bulmadıkça, Türk milletinin derdi bitmez. Bugün, milletimiz için en hayati nokta budur.BTP, milli duruşu, milli ekonomi modeli ve milli kalkınma projeleriyle, tam da bu hayati noktada bütün bu oyunları bozmuştur, boşa çıkartmıştır. Hangi partiden olursak olalım, "Bu sefer BTP" böyle hayati bir noktada tarihi bir vazife üstlenmektir. Gerisi oyundur, oyalanmadır. Türkiye'mizin ve bölgemizin oyalanma lüksü kalmamaıştır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019