Tezahürat yaparken sesinizden olmayın
Ses kısıklığının toplum içinde zaman zaman önemsenmediğini ve bunun sonuçlarının çok ciddi olabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Alper Tunga Derin, maçta tezahüratın tıbbi adının ‘sesin kötüye kullanımı’ olduğunu söyledi
31.01.2013 00:00:00
Ses kısıklığının toplum içinde zaman zaman önemsenmediğini ve bunun sonuçlarının çok ciddi olabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Alper Tunga Derin, ses kısıklığı şikayetinin, risk faktörü olan erişkin hastalar için çok önemli sorun olduğunu söyledi. Bu risk grubu hastalarında ses kısıklığının iki haftadan daha uzun sürüyorsa, mutlaka bir kulak, burun, boğaz muayenesi ile bunun tümör hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığını etüt etmek gerektiğini anlatan Doç. Dr. Derin, "Sadece ses kısıklığı kanseri düşündürüyor demek doğru değil ama bu risk grubundaki hastaların uyanık olması gerekir" dedi. Ses kısıklığının bazen gündelik hayattaki alışkanlıklarla ilgili faktörlerden olabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Derin, şunları söyledi: "Örneğin meslek hastalıkları bu konuda önemli. Öğretmenler, şarkıcılar özellikle ses kullanım nosyonunu iyi edinmemiş profesyonellerde ses kısıklığı sorunu, diğer normal popülasyondan biraz daha yüksek olabiliyor. Yoğun ders programına giren öğretmenlerde sesin doğru kullanma alışkanlığı gelişmediyse, polip, nodül gibi ses tellerine zarar veren, meslek hayatlarını zorlaştıran bazen de imkansız hale getiren bir sorunla karşı karşıya kalabiliyorlar." Sesin kötüye kullanımı Kişilerin özellikle maçlarda tezahürat yaparken dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Derin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Maçta tezahüratın tıbbi adı 'sesin kötüye kullanımı' Eğer tezahürat yaparken, sesi çok fazla zorlayarak, nefesinizi uygun şekilde kullanmadan bağırırsanız, bu bazen geçici, bazen kalıcı ses teli değişikliklerine yol açabiliyor. Sonra da ciddi ses kısıklıkları ortaya çıkabiliyor. Bazen tedavi için cerrahi yöntem kullanmak gerekebiliyor." Ses kısıklığına neden olan faktörler arasında 'reflü' hastalığının da bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Alper Tunga Derin, reflüden kaynaklanan ses kısıklığının toplumda oldukça yaygın olduğunu söyledi. Bu hastalarda boğazda tahriş, gıcıklanma, yutkunmada takılma hissi olduğunu belirten Derin, "Bu dorumda sebebe yönelik tedavi yapmak lazım. Reflü bulguları varsa ona yönelik tedavi gerekir" dedi. Ses kısıklığının nedeninin 'sesin doğru kullanılmaması' olduğu durumlarda hastaları ses eğitimine yönlendirdiklerini anlatan Doç. Dr. Derin, sözlerine şöyle devam etti: "Hastalara uzmanlar tarafından doğru ses ve nefes kulanım teknikleri öğretiliyor. Birçok ses hastalığı ve nodüller doğru ses eğitimi ile kendiliğinden kaybolabiliyor ve cerrahiye gerek kalmıyor. Ancak bazı durumlar polip mesela, ses eğitimi ile ortadan kalkmıyor. Cerrahi tedavi seçimi de var. Ses eğitimi hayati bir konu. Birçok merkezde uzmanlaşmış insanlar var." Yüksek sesle konuşmayın Günlük hayatta pek çok kişinin birbirleri ile yüksek sesle bağırarak konuştuğuna dikkat çeken Doç.Dr.Derin, "Yüksek sesle bağırarak konuşulmamasını, maçlarda bağırılmamasını, tezahürata çok yoğunlaşılmamasını öneriyorum. Çünkü ses tellerine kalıcı zarar olabilir. Sonra da hayatları sıkıntılı bir hale dönüşebilir" dedi. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.